Crans Montana’da Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik beklentileri bertaraf eden Rum lideri Nikos Anastasiadis, dünya kamuoyunu kandırmak için her türlü yolu deniyor...
Önüne çıkan fırsatları da kaçırmıyor...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitap ederken, Kıbrıslı Türklerin haklarını koruyacak bir çözümü desteklemeye devam edeceklerini söyledi...
Ajanslara yansıdığı kadarıyla, Rumların Crans Montana’daki uzlaşmaz tutumlarına değinmedi...
Söyleyecek çok sözü olmasına karşın, dünyanın birçok bölgesinde çok büyük krizler yaşanırken, Kıbrıs’ı geniş bir şekilde gündeme getirmek istemedi...
Ne var ki; Rum lideri Anastasiadis, kendini haklı bir pozisyonda göstermek için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 8 soru yöneltti...
Soruları aşağıda, kendi düşüncemize göre yanıtlarıyla birlikte aktarıyoruz:
Soru 1: Yabancı ülkelerin garantilerinin, müdahale haklarının olmadığı, işgal güçlerinden kurtulmuş bağımsız ve egemen bir devlet istememiz mantıksız mıdır?
Yanıt: Mantıksızdır. Çünkü sizler hala Enosis hayalinden vazgeçmediniz... Müzakerelerin en kritik aşamasında Rum okullarınde Enosis kutlaması yapılmasını öngören kararlar aldınız... Mantıksızdır çünkü ELAM gibi terör örgütleri, şimdiki durumda bile güneye geçen Kıbrıslı Türklere topuzlarla, demir çubuklarla saldırmaya devam ediyor...
Soru 2: Tüm kararların kendi vatandaşları tarafından, dış müdahaleler olmaksızın alındığı normal bir devleti destelememiz mantıksız mıdır?
Yanıt: Mantıksızdır... Çünkü nüfus konusunda 4’e bir şartı getirdiniz... Türklere siyasi eşitlik vermediğiniz sürece bu devletin ‘normal’ olacağı söylenemez...
Soru 3: AB üyesi olan bir ülkenin Birliğin aldığı kararlarda etkin katılımının bulunması mantıksız mıdır?
Yanıt 3: Mantıksızdır çünkü bu birlik bir nevi Hristiyan Kulübü görevini yapıyor ve azınlıkta olanları korumuyor...
Soru 4: Çağ dışı kalmış Garantörlük Anlaşması’nın sona ermesini ve BM anayasasına, AB ve Avrupa Konseyi anlaşmalarına dayanan güçlü bir güvenlik sisteminin kurulmasını öngörmemiz mantıksız mıdır?
Yanıt: Mantıksızdır... Çünkü garantilerin ortadan kalkması için şart olan ‘barış-dostluk ve işbirliği’ konusunda bugüne kadar olumlu hiçbir adım atılmadı... Brinci sorunun yanıtında yer aldığı gibi güneydeki terör örgütleri faaliyetlerine devam ediyor. Üstelik bunları siyasallaştıran ve parlamentoya sokarak güçlendiren sizlersiniz...
Soru 5: Anlaşmanın öngörülerini normal ve güvenli şekilde uygulanması ve yerine getirmesi, BM’nin herhangi bir ilkesine ve AB’nin kurumlarına aykırı mıdır?
Yanıt: Tüm konularda anlaşma sağlanması halinde bunun uygulanması için bazı garantilerin istenmesine Türk tarafı zaten karşı değildir.
Soru 6: Türkiye’nin bu rolü üstlenmedeki ısrarını reddetmemiz mantıksız mıdır?
Yanıt: Türkiye’nin ve Yunanistan’ın garantör ülkeler olarak uygulamada rol alması son derece gerekli ve önemlidir...
Soru 7: Acaba federal bir devletin anayasasında, federal düzeyde alınacak kararların devletin üyelerinden en az birinin, özellikle de bu Federasyonun üyelerinden biri üçüncü bir ülke tarafından kontrol ediliyorken, olumlu oyunu gerektirmesi öngörülür mü?
Yanıt: İki ortaklı ve siyasi eşitliğe dayalı federal bir devlette tek yanlı kararların alınması antidemokratik değil midir?.. Bunda kötü amaç taşıdığınız görülmüyor mu?..
Soru 8: Türkiye’nin önerileri temelinde bulunacak bir çözümün kalıcı ve fonksiyonel bir devletin oluşmasını sağlayacağını iddia edebilecek biri var mı?
Yanıt: Yunanistan tarafının garantörlüğü ortadan kaldırma ve diğer konularda öneri sunma hakkı oluyor da, Türkiye’nin önerileri neden rahatsızlık veriyor. Sıfır garanti, sıfır asker ısrarından vazgeçmeniz halinde Türkiye’nin ne kadar uzlaşıcı bir rol aldığını başta Eide bilmiyor mu?..
