banner564

Adam harcayanlara son uyarı

   Kıbrıslı Rumların bir kısmı gerçekten iki toplumlu federal bir çözümü destekliyor...
   Ama büyük bir kısmı, Kıbrıslı Türklere siyasi eşitlik verecek bir çözüme karşı çıkıyor...
   Uzun yıllar en büyük dertleri, merhum Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’tı...
   Sonrasında Denktaş gitti, eski Rum lideri Hristofyas’ın ‘yoldaşım’ dediği, keskin çözüm yanlısı Mehmet Ali Talat geldi...
   Ama Hristofyas dahi, Talat ile anlaşamadı...
   Peki neden?..
   Çünkü son kararı Rum Ulusal Konseyi, kilise ve Atina veriyor...
   Talat sonrasında Eroğlu geldi...
   Rumlar yine Eroğlu’nun ‘uzlaşmaz olduğunu’ ve konfederal çözüm istediğini savunarak değişim istedi...
   Kıbrıslı Türkler bu kez Akıncı’yı göreve getirdi...
   Akıncı daha ilk günden çözüm için kararlı bir duruş sergiledi...
   Anavatan Türkiye de Akıncı’ya bu zor süreçte destek verdi...
   Akıncı, yarım asırlık bir sorunun ortadan kalkması için, Türk tarafının bazı kırmızı çizgilerini ortadan kaldırmak suretiyle, gerek BM’nin, gerekse AB’nin desteğini aldı...
   Ama Rumlar, bu kadar önemli ilerleme karşısında dahi, hem Akıncı’ya, hem de Ankara’ya karşı saldırmaya devam etti...
   Kendi liderlerine de ‘korku vermek suretiyle’, 5’li konferans konusunda tarih belirlenemedi...

Başka şeyler de olacak
 
   Akıncı, New York zirvesinden beklediği sonucu alamadı...
   Hiç olmazsa bir yol haritasının çizilmesini ısrarla talep ettiği halde, Anastasiadis’i ikna edemedi...
   Buna karşın ‘çözüm mesajı’ vermekten geri durmadı...
   Özellikle dün akşam adaya dönüşünde Rum tarafına bir kez daha ‘bunun son şans olduğu’ yönünde mesaj gönderdi...
   Eğer bu şansın da yitirilmesi halinde, sorunun başka bahara erteleneceğini ve başka baharda başka şeylerin olacağını söyledi...
   Başka şeylerin ‘ne olacağını’ anlamak zor değildir...
   Türkiye’nin sadece 2 adım atmasıyla Kıbrıs’ta çek şeylerin değişebileceğini Rumların artık anlaması gerekiyor...
   İki adım konusunu şöyle açabiliriz:
   1-Gıda, konfeksiyon ve otomotiv sektöründe uluslararası markaların Türkiye temsilciliklerinin Kıbrıs’ı da kapsaması.... Böylesi bir durumda dev firmalar 80 milyonluk Türkiye’yi 800 bin nüfuslu Güney    Kıbrıs için asla feda etmez... Ve bu ünlü markaların temsilcilikleri KKTC’de açılır...
   2-Başta İran olmak üzere, bazı ülkelerden Kuzey Kıbrıs’a uçak seferleri başlar...
   Her iki konunun da Güney Kıbrıs ekonomisine ne getireceğini, ne götüreceğini artık anlamaları ve uzlaşı noktalasına gelmeleri gerekiyor...
   Gelebilirler mi?..
   Çok zor...
   Fanatizmin bu kadar tırmandığı bir yerde, dostluk ve barış rüzgarlarının estirilmesi çok zordur...

Tümünü hain ilan ettiler
   
   Kıbrıs’ta yaşanan gerçekleri Birleşmiş Milletler örgütü ve diğer ilgili ülkeler artık daha net görebilmelidir...
   Anastasiadis’in görüşlerini destekleyen Alithia gazetesi bile dünkü manşetinde Rumların uzlaşmazlığını ve saldırganlığını ortaya çıkaran bir haber yayınladı...
   Rumlar 1970’li yıllardan itibaren gelmiş, geçmiş tüm BM Genel Sekreterlerine sert ifadelerle saldırdı...
   Kurt Waldheim için ‘Anglo Amerikalılara satılmış’ dediler...
   Perez de Cuellar’a ‘Homoseksüellik’ bastılar...
   Butros Gali’ye ‘Üçüncü Atilla’ diye saldırdılar...
   Kofi Annan’ı “Bizi satan Arap” diye aşağıladılar...
   Özel Danışmanlardan Alvaro de Seto’ya “Beş para etmez, Hain” diyorlardı...
   Alexander Downer’e ‘Türk uşağı’ diyerek adadan gönderilmesini sağladılar...
   Şimdi de Eide’yi yalancılıkla suçlayıp ‘istenmeyen adam’ ilan ettiler...
   Bunu kimler yapıyor?..
   Simerini adlı fanatik gazete ve Sigma televizyonu aracılığıyla kilise yaptırıyor...
   İkisinin de perde gerisinde en büyük destekçisi kilisedir...
   Güneyde kilisenin destek vermediği hiçbir siyasi karar alınamaz...
   Özellikle de Kbrıs sorununun çözümsüzlüğünde baş rol oyuncusu kilisedir...
   Bu büyük güç ikna edilmediği sürece uzlaşı şansımız azdır...
YORUM EKLE

banner608

banner474