banner564

Ağlamadan evvel düşünmek...

Ölümlü ve ağır yaralanma ile sonuçlanan trafik kazaları devam ediyor. Her Allah’ın günü güzel bir insanı trafik kazasında kaybetmenin haberlerini okuyoruz.
Aynı şekilde ciddi iş kazaları da yaşanıyor. Ölümlü, ağır yaralanma ile sonuçlanan bu kazalar yüreğimizi dağlıyor.
Bu konularda genel doğrular sürekli olarak dile getiriliyor. Yolların yapım hata ve eksiklikleri. Artık pervasızlaşan sürat ve sürücü dikkatsizlikleri. Ehliyet sistemi. Işıksız veya yeterince aydınlatılamayan yollar.
Daha bir sürü temel eksiklikleri uzmanlar dile getiriyor. Ancak birde kültürel ciddi bozulma var. Başkasını ve kendini düşünmeyen pervasızlık. Saygı eksikliği ve kurallara uymama rohbanlığı.
Bütün bunları ciddi ciddi tartışıp çok yönlü tedbirler almak gerekir. Ana yollarda üst alt geçitler. Yol güvenliğini sağlayacak fiziki düzenlemeler. Işıklandırma ve daha bir sürü iş.
Bütün bunların yapılabilmesi için mali zemin gerekir. Doğru. Ancak bu artık bir mazeret olamaz.
Bunun için öncelikle bazı adımları atmak gerekir. 
Bir kere bunca acıdan sonra hala Karayolları Dairesi ve Trafik Dairesinde yeterli mühendis ve ilgili alanlarda teknik eleman yoksa, oturup başka büyük sözler etmenin gereği yoktur.
Bu nasıl iş? “Allah valla“ ile AB uyumu deyip, tüm trafik tek elden yönetilmelidir diye Trafik Dairesi kuracağız. Ama bu Dairenin kadrolarında bulunan, teknik eleman, uzman ve mühendis kadroları boş olacak. Yalnızca üçlü kararname ile atanmış bir müdür ve idari işlerle ilgili memurlar var olacak.
Aynı şey Karayolları Dairesi içinde olacak. Aynı durum Planlama ve İnşaat Dairesinde gelişecek. Hele DPÖ gibi bir birim, yeterli uzmandan yoksun olacak. Aynı şekilde İstatistik Dairesi gibi önemli bir birimin, yalnız adı var olacak.
Ama devlet imkanları hala seçim öncesi istihdam için kullanılacak. Ne için? Hala pek çok birikimin olduğu işçi ve idari kadrolar için.
Bu önemli alanları, bilginin elde edilip, üretilmesi; projeler geliştirip, bunları gündeme taşıyacak akıldan yoksun bırakırsan, toplumu bu hayati alanlarda dinamikten yoksun kılarsın.
Peki, kısa, orta ve uzun erimli tedbirleri düzenlemeleri hangi akıl üretecek?
İşte bu acıdan ilgili devlet birimlerini yetenekli, işini bilen teknik kadrolarla takviye etmek, bu alanda atılacak ilk önemli adım olmalıdır. Aksi, çok tartıştığımız her şeyin dıştan gelmesine devam olur.
Bu birimler politikayı, sivil toplum örgütleri ile de istişare içinde üretmelidir. Bu üretilenler tartışılmalıdır. Her kafadan çıkacak sesle konu, “kakofoniye” döner, düzenlemeler gelişmez.
Aynı şey iş kazaları ile de ilgilidir. Yasalarımız var. Ancak ilgili alanlarda uzman eksikliği olduğu açıktır.
Hele,’ sermaye yeterli değildir, bu yüzden denetlesek pek çok inşaat kapatılır’ mazereti, resmen cinayete teşviktir. İş Güvenliği ile ilgili olarak her şey yapılmalıdır. Bunun tersini düşünmek insanı bu kesimlere kurban olarak sunmaktır.
Bunun için devlet imkanlarını en iyi kullanarak, bu teknik daireleri yetenekli, bilgili uzmanlarla takviye etmek öncelik olmalıdır.. Bu çağda, yeterli teknik elemanı olmayan birimler kamuya, insana ve ülkeye hiç bir katkı yapamaz.
YORUM EKLE

banner471

banner474