banner564

Alkışlanacak yönetim şekli işte budur

  Türkiye’den, Kıbrıs’a deniz altından borularla su taşınması projesi çok uzun yıllardan beri gündemdeydi...
  Hatta bu fikri ilk kez ortaya atan merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’di...
  İlk proje çalışmasını da merhum işadamı Üzeyir Garih’in Alarko şirketi başlatmıştı...
  Sonunda Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde bu proje ileriye götürüldü ve başarıldı...
  Asrın Projesi’nde İlk olarak 7 Mart 2011 tarihinde Alaköprü Barajı'nın temeli Mersin’in Anamur ilçesinde atıldı. ..
  KKTC tarafı 5 yıldan beri bu projenin gerçekleşeceğini biliyordu...
  Türkiye üzerine düşeni yaparak; dağları, denizleri aşıp suyu aylar öncesinden adamıza getirdi...
  KKTC tarafı ise, patlamış boruları değiştiremedi...
  Suyun yönetimi ve dağıtımı konusunda ciddi bir proje geliştiremedi...
  Sadece kişilerin kendi düşüncelerini ön plana çıkaran ve bu noktada ülke çıkarları, vatandaşların insan hakları hiç düşünülmeden bu hayati projeye popülüst yaklaşımlarla bakıldı...
  Bugün oldu hala popülizm devam ediyor...
  İlgili bakan “Lefkoşa ve Gönyeli belediyeleri sözleşmeyi imzalarsa, suyu 2 saat içinde bu bölgelere verebiliriz” diyor...
  Belediyeler bunu kabul etmiyor...
  Kendi Birlik lokallerinde oturup yine kafa patlatıyorlar...
  Teslimiyet mi?..
  Asla!..
  Öyleyse ne yapmalı?..
  Komite oluşturmalı...
  Bu saatten sonra komite mi oluşturacaksınız?..
  Elbette...
  Öyle kolay kolay teslim olmak yok!..
  Öyeleyse hayırlısı olsun...
  Komite kendi içinde görev taksimi yaparak işe başlayabilir...
  Bir tanesi araştırma ve incelemelerden sorumlu olsun...
  Türkiye’nin tüm vilayetlerini tek tek gezerek inceleme yapsınlar...
  Sonra Avrupa’ya uzansınlar...
  Haziran’da Viyana, Temmuz’da Londra, Ağustos’da Amsterdam, Eylül’de Budapeşte, Ekim’de Münih, Kasım’da Malta, Aralık’ta Roma...
  Yılbaşı arifesinde Roma durağı iyi olur...
  Orada bir aşk çeşmesi var mutlaka görmeleri gerekir...
  Havuza para atıp, dilek tutsunlar...
  “Allahım ülkemizi teslim almalarına engel ol...”

Kalite ölçüm komitesi
 
  İkinci komite, Anamur’dan gelen suyun kalitesini ölçmeli...
  Öyle bir günlük ölçüm olmaz...
  Lefkoşa’nın ve Mağusa’nın Surlariçi, Girne’nin eski Türk mahallesinde yapıldığı gibi (!) günlük su tahlilleri yapılmalı...
  Bir nokta hile olmamalı suda...
  Sonuçta insan hayatı bu...
  Tahlil sonuçlarını 2 bin 999 dosyada toplamalı...
  Sonra tüm belediye başkanları toplantıya çağrılıp bu dosyaları tek tek incelemeli...
  Yapacak başka işleri yok nasılsa...
 
İstihdam komitesi
 
  Bunlar tamamlanıncaya kadar seçim zamanının geleceği unutulmamalı...
  Öyleyse üçüncü komite ‘su itihdamıyla’ ilgilenmeli...
  Madem ki bu suyu bize parayla satacaklar...
  Madem ki ton başına 2,35 TL isteniyor...
  Bunun üzerine yüzde 100 kaçak payı koyacaksınız...
  Hani yer altındaki patlak borulardan kaçan suyun bedeli...
  Sonra yüzde 200 mevcut personelin maaşları için koyacaksınız...
  Yüzde 200 de yeni istihdamlar için koyduğunuzda görev tamamlanmış olur...
  O zamana kadar tankerler herkesin imdadına yetişir merak etmeyin...
  Tonu 15 liradan gübreli su neyimize yetmez...
  Saç dökülmeleri sona erer...
  Çocuklar her türlü bakteriye karşı dirençli olur...
  Bu komite işi gerçekten mükemmel bir buluş!..
  Dünya Rekorlar Kitabı’na geçmeli...

Mektuplar hazırlansın
 
  Bu arada ilgili bakanın müthiş buluşunu da unutmayalım...
  Belediye başkanlarını toplayıp, uzlaşma sağlayamayınca, onlara ‘dilek ve temennilerini’ mektupla bildirmelerini söylemiş...
  Lefkoşa Belediye Başkanı sakın ola mektubunu Kaymaklı şubesinden postalamasın...
  Çünkü oradaki tek postacıyı bir yıl önce bakan şoförü yaptılar...
  Vallahi bir yılda yerine ulaşamaz o mektup...
  Güzelyurt’taki başkan eşeğin üzerine binerek mektubu Lefkoşa’ya ulaştırmayı denesin...
  Böylece müthiş dikkat çeker...
  Güzelyurt’un Türk olduğunu bilmeyen kalmaz...
  Rumları da korkutur...
  Girne’deki acele etmesin...
  Taş ocaklarının yok ettiği Beşparmak Dağları’nın dibinde kalan son damlalar nasıl olsa oraya doğru akacak...
  Ucuz fiyattan dağıtıma devam etsin...
  Turistik kente hergün su veremiyor diye üzülmesin...
  Aklını yitirmiş yatırımcılar nasıl olsa denizden arıtıp, işlerini görüyorlar...
  Bizim gibi akıllılara düşen de onlarla dalga geçmek olsa gerek...
  Asrın projesiymiş...
  Yanlış isimlendirmişler...
  Doğrusunu buradan söylemek kolay da...
  Günlerden Cuma...
  Mübarek günde Allah günah yazmasın diye yazmıyorum...
YORUM EKLE
YORUMLAR
Oney Adak
Oney Adak - 8 yıl Önce

Bu işi en güzeli çok kafalılık olmaz devlet su işlerine devretmeli parayıda her şeyi onlar yapmalı İngiltere'de water tayim var ve bütün su işleri ile ilgilenir dereler nehirler arıtma boru yenileme göletler barajlar hada yağmur bile yağdırmak bile var

Mehmet  T uncel
Mehmet T uncel - 8 yıl Önce

Reşat beyi yazısından dolayı tebrik ederim. Daha neyi bekliyoruz ?

banner471

banner473