Hükümetin yapacağı çok iş vardır…

   Yollar, sokaklar, tarlalar, bahçeler, dereler, sahiller; her taraf çöplerle kaplıdır…
   Trafikte seyreden araçların büyük bir kısmı sorunludur…
   Ya ruhsatsız, ya sigortasız, ya muayenesiz…
   Kiminin frenleri tutmaz, kiminin farları yanmaz…
   Ehliyet, ruhsat, sigorta olmadığı halde direksiyon başına oturmaktan korkmaz…
   Kırmızı ışıkta durmaz…
   Cep’siz yaşayamaz…
   Bunları yazmak bile insanı strese sokuyor…
   Öyleyse devam etmeyelim…
   Stres yapıp, sağlığı tehlikeye atma…   
   Sonra yazık olur hayata…
   Biz en iyisi daha hafif konular üzerinde kafa yoralım!..
   Mesela apartman hayatı…
   Asansör alışkanlığı olmadığı için yaşılar zemin katı tercih etmeli, gençlere üst katlar verilmeli…
   Burada önemli olan ‘bakım ve onarım’ sorununa çare üretmektir…
   Otuz yaşına gelmiş apartmanın dış sıvaları dökülüyorsa, bunu kim yenileyecek?..
   Belediye mi, devlet mi, apartman sakinleri mi?..
   Güneyde ve diğer AB üyesi ülkelerde bu işleri kim yapıyor?..
   Onlar, apartman sahiplerinden belirli bir miktar para toplayarak yapıyorsa, bizler de aynı yolda yürümeliyiz…
   Tam 43 yıl oldu bir apartman sorununu çözemedik…
   Bunun için bir 43 yıl daha mı bekleyeceğiz?..
   Bu nasıl bir düzen, nasıl bir yaşam şekli?..
   Kentlerin en gözde yerlerinde dahi apartman sıvaları dökülüyor, patlamış su ve hava boruları çirkin bir görüntü yaratıyor…
   Ayrıca moral bozuyor…
   Moraller bozulunca, Dr. Abidin Akbirgün’e başvurular artıyor; Barış Ruh ve Sinir Hastanesi’nde izdiham yaşanıyor…
   Öyleyse; sağlık alanında barışı sağlayabilmek adına bir apartman yasası çıkaralım Allah aşkına…
   Amin…