Polis Basın Subaylığı’nın her hafta düzenli olarak kamuoyuna açıkladığı basın bülteninde bu hafta, “KKTC’de 25-31 Ağustos tarihleri arasında toplam 45 trafik kazası meydana geldi. Bu kazalarda, iki işi hayatını kaybederken, 10 kişi de yaralandı” ifadeleri yer alıyordu.

Yukarıdaki açıklama bu haftalık.

45 trafik kazası diyor, iki ölü ve 10 kişi yaralı

Yani sadece 32 kazada can kaybı ve yaralanma yok, maddi hasar meydana gelmiş. 

Bu da bize trafik karnemizin ne kadar vahim olduğunu gösteriyor. 

Bu kazalarda hayatını kaybedenlerden biri de 26 yaşında hayattan koparılıp alınan Asya Rıdvanoğlu. 

Hem de aşırı sürat ve alkol nedeniyle Ali Zenginses isimli bir başka genç tarafından. 

Daha önce de hatırlarsınız üç genç öğretmen hayattan koparıldı. 

Çiğdem Altınfincan isimli sürücü aşırı süratli araç kullanırken karşı şeride geçip, Ayşe Hadımcı Candemir’in yönetimindeki JU 802 plakalı arabanın tavanını uçurmuş, Candemir ile aynı araçta bulunan Figen Arkın  ve İmge Kozok olay yerinde yaşamını yitirirken, Dilek Yılmaz’da ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede, kısa bir süre sonra yaşama veda etmişti. 

O günlerde herkes isyan etmiş bariyer istenmiş, fakat sonrasında bir girişim yapılmamıştı. Şimdi de Asya’nın ölümü konuşuluyor. 

Kimse kimsenin hayatına son verme hakkına sahip değil. 

Kazayı yapan Ali Zenginses’in bir gözünün protez olduğu yani hiç görmediği, alkollü olduğu ve uzmanlara göre en az 100 km. hızla gittiği gerçeklerine bakıldığında, sistemin Asya’nın katili olduğunu düşünmemek elde değil. 

Sürüş Ehliyetleri Müfettişliği bir açıklama yapıyor ve diyor ki biz ehliyeti ona şartlı verdik. Neymiş şartlar bakıyorum sağ göz protez tespit edildi, sol göz de uzak için 1.25 zayıf ! Sürücünün kullanacağı aracın “aracın her iki ön yanında dikiz aynası olması şartı ve sürücünün gözlük kullanması” şartı ile ehliyet verildiğini açıklıyorlar. 

Bu açıklama kazanın oluş şeklinden daha da ürpertici. 

Nasıl yani diyorum kendi kendime... 

Sağ gözü hiç görmeyen, diğeri de zayıf olan her insan ehliyet alabilir mi? 

Çocuk görmüyor diyoruz dikiz aynası taksın şartı koymuşlar, bir gözü zayıf uzaklığı algılayamıyor diyoruz, şart koyduk gözlük taksın diyorlar. 

Gerçekten kötü bir şaka gibi bu açıklamalar. 

Asya öldü mü şimdi öldürüldü mü? 

Ya Ali Zenginses, Asya’ya çarpıp ölümüne neden olan kişi olmasaydı şu anda trafikte, aşırı hız yapabilen bir araçla yollarda mı olacaktı. 

Evet olacaktı. 

Peki Ali’nin ehliyetindeki şartları yerine getirip getirmediğini kim denetledi? 

Ya Ali için bu şekilde araç kullanmak riskli değil miydi? 

Ali de derinliği, uzaklığı ayırt edemeyen tek bir gözle araç kullanırken kendi kendini öldürebilecek bir kaza yapsaydı? 

Ali’nin ailesi ne hissedecekti? 

Aile çocuklarının bu sorununu bile bile araç kullanmasına neden izin verdi? 

Kız öldü diyorum, bana kıza alkol testi yaptılar mı diye soruyorlar. 

Belediye sınırları içinde o kadar sürat yapma hakkı yoktu, kim ona o hakkı verdi diyorum, bana kız yola atılmıştır diyenler var... 

Yasal olarak alkollü araç kullanmamalıydı diyorum, bana çocuğun ailesiyle sorunları vardı diyorlar. 

Soruyorum; Asya sizin kızınız olsaydı, kardeşiniz olsaydı ya sevgilin, eşin, annen olsaydı! 

Ya birinin ölümüne neden olarak Ali, senin oğlun olsaydı! 

Oğlunun, kardeşin, arkadaşın böyle bir vicdanla daha 20’li yaşlarda cezaevine gidecek olsaydı. 

Soruyorum Asya’nın katili kim? 

Her kusura rağmen Ali’ye sürüş ehliyeti verenler mi? 

Her kusuruna rağmen Ali’ye araba alıp onun gece yarısı yollarda olmasına izin veren ailesi mi? 

Ali’nin kör olan gözüyle dalga geçer gibi aracına dikiz aynasını takmasını öngören yasa koyucular mı? 

Asya’nın katili kim?