Bölünmüş bu adanın her iki tarafında müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanmasını ve her şeyin olduğu gibi kalmasını isteyen çok insan var.

 

Bunlar kurulu düzenden nemalananlardır. Bunların korkusu adanın birleşmesinden çıkarlarının zarar göreceğidir. 

 

Son zamanlarda pompalanan ürkütücü dedikodular, her iki bölgede de faal olan bu çıkar ve korku lobilerinin ürünüdür. Bu lobiler yalan uzmanıdır. Algı operasyonu ustasıdır. İki toplumun çatışma halinde olduğu on yıllar içinde halkı nasıl korkutup yönlendireceklerini çok iyi öğrendiler.

 

Rum tarafında hükümet kaynaklarına atfen sızdırılan ve bizde de iştahla kopya edilen birçok haber bunlardan kaynaklanıyor.

 

Gerçek diye yayılan bu haberler dedikodu veya uydurmadır. Amaç, daha varılmadan çözüme karşı toplumda endişe ve iştahsızlık;  Mustafa Akıncı ve ekibine karşı güvensizlik yaratmaktır.

 

Yayılan yalanlar şu temel nokta etrafında toplanıyor.

•               Garantiler kalkacak, Türk askeri adadan ayrılacak;

•               İki bölgelilik kalkacak;

•               Mallarımız elimizden alınacak, Rumlara verilecek;

•               Bizi Türkiye’ye geri yollayacaklar.

 

Bir defa, bunların hepsi müzakere konusundur. Hiçbiri kesin bir sonunca bağlanmadı. Herhangi birinin Türklerin aleyhine çözümleneceğini düşünmek için bir neden yoktur.

 

Aslında bütün bu tantananın nedeni Türk tarafında şahinlerin gitmesi güvercinlerin gelmesidir. Seçmen hangi koşul altında olursa olsun çözüm istemeyen Derviş Eroğlu’nu yolladı, yerine içtenlikle çözüm arayan Mustafa Akıncı’yı getirdi.

Halk statükonun devam etmesini isteseydi çözümsüzlük piri Eroğlu’nu  yeniden seçerdi. Ama seçmedi, açık ara ile Akıncı’yı seçti. Saray’da oturup rant dağıtsın, cebini doldursun diye değil. Adayı birleştirmeye, onurlu bir çözüm bulmaya çalışsın diye.

 *

 

Cumhurbaşkanlığı konutunda alışılmamış yüzler var. Daha önce görülmemiş şeyler yapılıyor. İlk defa duyulan sözler söyleniyor.

 

Türk askerinin adaya çıkmasından bu yana ilk defa Türk tarafı masaya adanın birleşmesi için samimi bir biçimde çalışmaya kararlı kişiler oturttu.

Bunlar ne aptal ne haindir. Bırakın bir de onlar denesin bu şanssız adayı birleştirmeyi.

 

Ama korku lobisi onlara bu şansı vermek istemiyor. Akıncı'yı ve yanındakileri itibarsızlaştırmak,  değersizleştirmek,  “Erdoğan’la bir oldu, bizi satacak,” havası yaratmak istiyor.

 

Her şey üzerinde anlaşmaya varılmadan hiçbir şey üzerinde anlaşmaya varılmış sayılmaz.  Olmayan bir anlaşma hakkında vesveseye kapılmaya gerek yoktur.

 

Zaten çözümün daha uzağındayız ve çözüm garanti değil.

 

Havadis’ten Esra Aygın’a konuşan  BM arabulucusu Espen Barth Eide’nin sözleri ile “İş henüz bitmedi – Biteceğini de garanti edemem. (Ama) bu yıllardan beri ortaya çıkan en önemli fırsat... Ve, bu tarihi fırsatı değerlendirirseniz, evet, tarih yazmış olacaksınız.”

 

Nasıl olsa, son söz her birimizindir. Varılan anlaşma referanduma konduğunda beğenirsek evet deriz, beğenmezsek hayır.

 

Onun için barışa bir şans verin.