Ferdi Sabit Soyer; siyasette deneyimli bir isim...
Diyalog TV’de ‘Son Durum’ programına katılarak önemli açıklamalarda bulundu...
Özellikle iç ve dış borçlarla ilgili olarak söyledikleri üzerinde durulması gerekir...
Önce dış borcu ele alalım...
Soyer’e göre; Türkiye’ye 8 milyar TL tutarında borç var...
Türkiye, bugüne dek “paramı isterim” demedi...
Ancak günü gelir de bunu yaparsa, işte o zaman yanarız...
Soyer’e göre, Yunanistan’dan beş beter bir duruma gelir, vay vay diyerek sokakta koşturmaya başlarız...
Doğru bir teşhis...
Ne var ki; “Nasıl olsa Türkiye bizden bu parayı istemeyecek” diyerek, herhangi bir rahatsızlık duymuyoruz...
İç borç tehlikesi
Diyelim ki; Türkiye 8 milyarlık borcu kuruşuna kadar sildi...
Peki iç borçlar ne olacak?..
Kamu bankaları ile İhtiyat Sandığı’na 5 milyar TL dolayında borç var...
Türkiye, üç yıl önce imzalanan protokol çerçevesinde ‘iç borç faizlerinin ödenmesi için’ KKTC’ye 3 yılda kullanmak üzere fazladan 300 milyon TL verdi...
Yılda 100 milyon TL...
Ama bu miktar, birikmiş borçların faizlerini dahi karşılamıyor...
Ve borç miktarı her geçen gün daha da artıyor...
Yine Soyer’in belirttiğine göre; 2013 yılında 13’üncü maaşları ödeyebilmek için İhtiyat Sandığı’nın vadeli hesapları kırdırıldı...
Dönemin hükümeti bu kararla ağır bir suç işlemiş oldu...
İşçinin parasını yağmalama
İhtiyat Sandığı, işçilerin birikimlerini yönetiyor...
İnsanlar 30, hatta 40 yıl çalıştıktan sonra emekli çıktıkları zaman, burada biriken paralarını alarak, hayatlarının son zamanlarında ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar...
Ne var ki; İhtiyat Sandığı’nın içi, bir büyük kamu bankası gibi boşaltılmış durumdadır...
Ne bugünkü hükümetin, ne de sonradan gelecek olanların bu kadar yüklü miktarda borcu ödeyebilmeleri mümkün değildir...
Bunun için köklü reformlara ihtiyaç vardır...
Ve KKTC’deki siyaset anlayışı buna engeldir...
Kamu çalışanlarına 13’üncü maaş vereceksiniz diye; özelde çalışan binlerce insanın birikimlerini yok etme hakkınız yoktur...
Hele vadesi gelmemiş hesapları kırdırmak suretiyle işçinin parasını, kamu çalışanlarına dağıtmanız ağır bir suçtur...
Ciddi bir siyasi oluşumun gerçekleşmesi ve bugünkü siyaset anlayışının dışına çıkılması durumunda, bu tür kararların altına imza atanların yargıya havale edileceklerini herkes düşünmeli ve korkmalıdır...
Çıkmaz sokak
KKTC devleti aslında yıllar öncesinden batmış, iflas etmiş durumdadır...
Hava yolu şirketine, elektrik kurumuna ve maaşlara harcanan milyarlarca liranın karşılığı yoktur...
Bakanlar Kurulu kararı ile Kamu bankalarından ve İhtiyat Sandığı’ndan yapılan borçlanmalar yasal değildir...
Çünkü borçlanmanın bir garantisi olmalıdır ...
KKTC hükümetinin ipotek olarak göstereceği altın veya petrol rezervleri yoktur...
Olsa olsa Soyer’in dediği gibi tarihi eserleri satılığa çıkarırsınız...
Ama onlar da bizim eserimiz değil...
Başkalarına aittir...
Onları satılığa çıkarmak da ağır bir suç olur...
Sonucu bir atasözü ile bağlayalım:
Battı balık yan gider...
