banner564

Binali Yıldırım, AB ve Kıbrıs

   Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ı Sayın Binali Yıldırım, Malta ve Almanya ziyaretlerini gerçekleştirdi. Mevkidaşları  ile görüştü. 
   Bu ziyaretler iki açıdan çok önemli. Biri, Türkiye'nin AB ile sarsılan ilişkilerini geliştirmek, diğeri ise özellikle Orta Doğu'daki gelişmeler bakımından önemlidir.
   Ancak bu ziyaretler özellikle Kıbrıs sorunu bağlamında da önem taşımaktadır. Sayın Binali Yıldırım'ın Malta ve Almanya Başbakanları ile yaptığı görüşmeler, Kıbrıs'ta Toplumlararası Görüşmelerde  meydana gelen krizle eş zamanlı oldu.
   Sayın Binali Yıldırım, her iki Başbakanla yaptığı görüşmede, bu krize karşın, Kıbrıs sorununda çözüm ve görüşme sürecine desteğini açık bir şekilde dile getirdi.

23. ve 24. Fasıllar
 
   Ancak Türkiye'nin AB sürecini destekleyen Malta'nın Başbakanı ile yaptığı görüşmeden sonra Sayın Binali Yıldırım'ın açıkla ifade ettiği noktalar önemlidir.
   Çünkü, Türkiye'nin AB ile sarsılan ilişkilerinde son zamanlarda sıkıntı yaratan önemli noktalar; vize meselesi yanısıra, basın özgürlüğü, yargı ve insan hakları ile ilgilidir. 
   Kaldı ki vize meselesi de bir yanı ile bunlarla da bağlantılıdır.
   Bu eleştirileri Sayın Binali Yıldırım, Türkiye - AB görüşme sürecinde, basın özgürlüğü, yargı ve insan haklarını kapsayan  23. ve 24. Fasıllar bağlamında ele aldı.
    Sayın Binali Yıldırım,Türkiye'nin AB sürecini destekleyen Malta'nın Başbakanı ile birlikte yaptığı açıklamada; AB'den basın özgürlüğü ve insan hakları ile ilgili gelen eleştirilere, Türkiye - AB üyelik sürecinde bulunan 23. ve 24. Fasılları açtınız ve bizim söyleyeceklerimizi de dinlediniz mi diyen bir yaklaşımla  karşılık verdi..
   Ayni yaklaşımı Avrupa Parlementosunun, Türkiye- AB üyelik görüşmelerini askıya alınması tavsiye kararı ertesinde, AB Bakanı Sayın Ömer Çelik'te yapmıştı.
   AP kararı sonrası,  "siz 23. ve 24. Fasılları açtınız da biz yok mu dedik?" demişti. Açmadığınız bu Fasıllarla ilgili olarak şimdi nasıl bizi olumsuzlarsınız demek istemişti.
   Kısacası bugün, Türkiye içinde ve dışında en fazla eleştiri alan konular, bu  temel demokratik haklara dönük gelişen devlet yaklaşımıdır...  
    Bu temel hakların Avrupa standardına yakınlaştırılması ile ilgili olan bu Fasılların, hala kapalı oluşu ciddi sıkıntıya yol açıyor.

Bunun Kıbrıs sorunu ile bağı
   
  Peki bunun Kıbrıs sorunu ile bağı nedir? Çünkü 23. ve 24. Fasıllar, Kıbrıs sorunu nedeni ile kapatılmıştır. Bu iki Fasıl, Kıbrıs Rum Tarafının girişimi ile bloke edilmiştir.
  Bu konuyu geçmişte yazdığım çeşitli makalelerde ele almış ve Güney Kıbrıs'ı bu adım nedeni ile eleştirmiştim. Ama ne Kuzeyde, ne Güneyde bu konu ciddi olarak değerlendirilmemişti.
  Güneyi bu nasıl iş, bir ülkeyi, siyasi çelişkinizden ötürü nasıl olurda basın özgürlüğü, insan hakları konusunda açılımını darbeleyerek sıkıştırabilirsiniz diye eleştirmiştim. Güney Kıbrıs'taki siyasi yapıya sormuştum. Kıbrıs, AB demokratik kriterlerinde gelişen güçlü demokratik bir Türkiye ile mi komşu olsun? Yoksa  bu konularda sıkıntı yaşayan bir güçlü Türkiye ile mi?
    İşte bu nedenle Başbakan Sayın Binali Yıldırım'ın Malta ziyaretinde, AB'den gelen eleştirileri, 23. ve 24. Fasıllar temelinde  ele alması; ayni zamanda Türkiye'nin AB sürecine hala önem verdiğinin de bir göstergesidir.
   İşte bu nedenle Kıbrıs sorununda çözüm devinimi bu bakımdan hala önemini korumaktadır. Türkiye'nin Avrupa perspektifinin önünün, Kıbrıs sorunun çözüm devinimi ile açıldığı. Ama bu süreçte oluşan sıkıntıların da bunu tıkadığı ve Türkiye'ye pek çok sorun yaşattığı çok açıktır.
   Bu ise yalnız Türkiye'ye sorun yaşatmıyor. Ayni zamanda Türkiye'nin AB sürecinin önünü tıkayanlara da sorun yaşatıyor. Avrupa bunun sıkıntısını Sığınmacı sorunu ile yaşıyor. Güney Kıbrıs'ta, Türkiye - AB üyelik sürecinde Türkiye'nin önünü tıkamak için attığı bu kısır adımlarla bu sıkıntıyı yaşıyor. Bizde     Kuzeyde bunun sıkıntılarını her yönden misli ile yaşıyoruz.
    Başbakan Sayın Binali Yıldırım'ın, Kıbrıs'ta kapıyı vurup gitmek olayı ile başlayan Toplumlararası Görüşmelerdeki krize denk gelen Malta ve Almanya ziyaretlerinde, görüşme sürecinin devamına dönük olgunluk içinde vurgu yapması çok önemlidir... 
    Ayni zamanda Türkiye'nin AB ile ilişkilerini geren Basın Özgürlüğü, İnsan Hakları ve Yargı konularında, 23. ve 24. Fasılları açın, biz hazırız mesajı da göz ardı edilemez. 
    Kıbrıs sorunun çözümünün, hala Türkiye'nin ve bizim dünya ve Avrupa ile Ilişkilerimizin gelişmesinde önemini koruduğu çok açıktır.. Bu sorunu çözümsüzlüğe  mahkum etmek isteyenlerin ağırlıkla Güneyin Bağnazları olduğu açık. Onlar Kuzeydeki çözüm karşıtlarını da kışkırtıyorlar.
Acaba neden? Bu soruya duygulardan uzak cevap aramak herkesin görevidir.
YORUM EKLE

banner471

banner474