banner564

Birleştirici Bulut

Valla olmayacak olan oldu ve Kıbrıs Türkü 1964’ten bu yana belki de ilk kez ağız birliği etmişçesine bir konudaki fikrini aynı doğrultuda yüksek sesle dile getiriyor.
Sağcısından solcusuna, liberalinden Marksist’ine, Türkçüsünden Kıbrıslısına kadar hemen herkes aynı şeyi söyledi dün.
Kısa bir süre önce TDP’den ayrılan TKP’nin demeci, onlarla asla birleşmem diyen BKP’si ve daha da ileri düzeyse YDP’si de aynı yönde açıklamalar yaptılar dün.
Cumhurbaşkanı’nın Sözcüsünden Başbakan’ın açıklamasına kadar herkes giydirdi sosyal medyada Başdanışman Yiğit Bulut’a.
Yiğit Bulut belki söylediğini yaptırmaya gücü yetmeyebilir ama bizi birleştirmiş olması ile istediği kadar övünebilir. Bundan sonra da bazı konularda Yiğit Bulut’tan benzer açıklamaları yapmasını istemek hiç de küçümsenemeyecek bir fikir olabilir.
Yaşa Yiğit, var ol, berhudar ol, Allah sana daha uzun yıllar jöle sürebileceğin saçlar versin…

Çarklar dönmüyor
İktisat Bankası Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu ile dün Diyalog TV’de çok güzel bir program gerçekleştirdik. Emre sağ olsun referandum öncesi ve sonrası oluşan ekonomik verileri bir güzel toparlayıp öyle gelmiş programa.
Üniversitede öğrencilere ders anlatır gibi anlattı ekranda. Elinde sopası, grafikleri, rakamları bir güzel anlattı.
Türk Lirası, dolar karşısında son bir yılda neredeyse %25 civarında değer kaybetti. Bu değer kaybı sadece döviz bazında da kalmadı. Firmaların kredi borçları geçmiş yıllara göre katlandı. 
İşte en somur örneği, Borajet battı. Tam 500 kişi işsiz kadı dün. Ve Türkiye’de her 4 gençten bir tanesi işsiz. Türkiye’nin son yıllarda istikrarlı şekilde büyümesinin de durduğu yine rakamlarla ortada. Büyümenin durması demek, üretimin durması demek, üretimin durması ise istihdam kapıların kapanması demek. 
Avrupa Birliği ile kopma noktasına gelen ilişkiler de yine bu ekonomik çöküşün en önemli sebepleri arasında. Zira Türkiye’de en büyük yatırımcı AB üyesi ülkelerden. 
Türkiye’nin en önemli döviz geliri getiren kaynaklarından olan turizm gelirleri de son yılların en büyük düşüşünü yaşıyor. Grafiklere baktığınızda bir apartmanın damından yere düşen saksı gibi bir durum var ortada.
Kısacası ekonomide işler hiç de iyiye doğru gitmiyor Türkiye’de. Bir krizin gelmesi an meselesi. Elbette bu durum tersine de dönebilir. Bunun olabilmesi için başta Erdoğan olmak üzere Türkiye’deki siyasetçilerin daha yumuşak bir üslubu benimsemesi gerekiyor. Yoksa durum vahimden de ötesi olabilir… 

MESAJLAR
Mustafa AKINCI: Temizlik seferberliğini yaymak adına da bir şeyler yapmalı. Sadece belli kurum ve kuruluşlarla bu iş bir yere zor varır gibi. 
Dr. Faiz SUCUOĞLU: Doktorların özlük hakları ile ilgili yasa önerisi bugün mecliste komitede son şeklini alacakmış. Bu arada Hasta Hakları Yasası da tamamlanmış.  
Hamza Ersan SANER: Engelli kardeşlerimizi çok daha rahat ve konforlu bir ortamda taşıyabilmek adına iki adet minibüs alımı için ihaleye çıkıyormuşsunuz. Bu konuda uzun zamandır engelli kardeşlerimizin talepleri vardı. 
Ziya ÖZTÜRKLER: İlk kez bir bürokrat üniversitelerin ekonomiye katkısını rakamlarla verdi. Üniversitelerin yıllık 2,5 milyon TL’lik ekonomimize direk katkısı varmış. 
Türel ÖZDAŞ: Beklenmedik şekilde UBP’den ayrılmışsınız. Dün telefonlarınız akşama kadar bir an olsun bile susmamış. Bu arada yakında bir bakana savaş açacakmışsınız. 
Raziye KOCAİSMAİL: İlk kez siz de siyasetin içine dair açıklamalarda bulunduğunuza göre artık bazı şeylere gerçekten katlanamıyorsunuz demektir. Demek ki bam telinize bastılar.  
Tülin BEROVA: Kabinede yer alan bakanların isimlerinin çoğu Arapça kökenliymiş. Bu yönde ki yazınızı ilgili ile okuduk. Ha bu arada dün başkent Lefkoşa’da öyle birisi ile yemekteydiniz ki Allah’tan kimseler sizi görmedi. 
Nihan YÜCEL: Bir hafta olmuş ve ağzınıza bir dal sigara bile koymamışsınız. Ha gayret bu azimle giderseniz yakında sigarayı bırakabilirsiniz. 
Ahmet SENNAROĞLU: Valla ne güzel söylediniz, memlekette iş üretmekten bi haber olanların sosyal medyada laf üretmesine artık sessiz kalınmaması gerekiyor. Bunlara biri çıkıp haddini bildirmeli. 
Mehmet GÖKYİĞİT: Bir kez daha katıldığınız bir yarışmadan eliniz dolu dönmüşsünüz. Yakında elde ettiğiniz kupa ve madalyalar için bir müze açmanız farz olacak gibi. 
Necdet ERGÜN: Kimse yaklaşmakta olan ekonomik krizi konuşmuyor. Herkesin gündemi suni. Yok, onun ceketi yok öbürünün bilmem nesi. Kriz kapıda geliyor kimse farkında değil. 
Hasan UZUN: Araba yarışları, yelken yarışları, av, su altı falan derken şimdi de dağlara tırmanmaya başlamışsınız. Bakalım ne zaman durulacaksınız biz de merak ediyoruz. 
Tahsin MERTEKÇİ: Biz ne demiştik, bu Yalova finali oynar ve kupayı da alır diye. Artık önünüzde tek maç kaldı. İyi olan kazansın. Takımı motive etmek de size düşüyor bu arada. 
Ersen SURURİ: Yeniden siyasete geri döndüğünüze göre yakında daha fazla sokaklarda halkın arasında olacaksınız demek ki. Bu arada seçim şarkısı içinde şimdiden hazırlıklara başlamışsınız. 
 
GÜNÜN SÖZÜ
 “Müzakerelere nokta değil, virgül koymaya devam ettiğimizi sürece masa başındaki Kıbrıs Türk liderlerinin kaderi hayal kırıklığı, sözcüleri de gözyaşlarını tutamamaya devam edecek. Atılması gereken adım 2017 yılı içerisinde adada federal bir çözüm olup olamayacağının kesin bir tespitinin yapılmasıdır. Eğer bir çözüm planı ortaya çıkar ve referandum sonucunda her iki taraf da evet der ise, adada federal yönetim düzeni başlar. Ancak yılsonuna kadar, bir plan dahi ortaya çıkamaz (ki öyle gözüküyor) veya çıkar da taraflardan biri yine “hayır” der ise, bu durumda 2004 yılında Verhaugen”e sorduğum self determinasyon sorusunun müsbet cevabını almak Kıbrıs Türklerinin en doğal hakkıdır.
Av. Oğuzhan Hasipoğlu
YORUM EKLE

banner471

banner473