banner564

Çok geç alınmış bir karar

 Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankasının genel kurulunun yapılması için dava açılması, geç de olsa üyelerinin, kuruluşlarına sahip çıkmaları bakımından sevindiricidir.
 Çünkü, 1984 yılında yasal olarak görevden alınan yönetim kurulunun yerine en geç 2 yıldan sonra yani 1986’da, yeni yönetim kurulunun üyeleri tarafından seçilmesi gerekirdi.
Gerçi hükümete, yönetim kurulunun görev süresini istediği kadar uzatabilme yetkisi verilmiştir. Ancak bu karar, Kooperatifçilik ilkeleri ve Anayasamıza aykırı olması yanında, sosyal demokrasi anlayışı ile de bağdaşmıyor. 
AB ve uygar ülkelerde Kooperatifler, özel veya tüzel kişiler tarafından kurulan; Dernek, Birlik, Oda, Vakıf ve Sendikalar gibi Sivil Toplum Örgütü  kabul edilir.
Sivil Toplum Örgütleri de  üyeleri tarafından genel kurulda demokratik yöntemle seçilen kişiler tarafından yönetilir. Bu nedenle hükümetin Mukayyit aracılığı ile olsa bile, buranın yönetim kurulunu ataması yetkisi yoktur.
Hükümet ticari şirketlerde olduğu gibi, kamu yararını korumak için, sadece denetim ve gözetim yetkisine sahiptir.
KKTC’de genellikle kooperatiflerin,  devlet kuruluşu olduğu zannedilir. Bu görüş nedeniyle, kooperatiflerin denetçisi olan Mukayyit ve ana kuruluşu olan K.T. Kooperatif Merkez Bankası, başbakanlığın sorumluluk alanına alınır.
 Geçmişte CTP’nin basına yansıyan koalisyon programında, kooperatiflerin de diğer kamu kuruluşları gibi özerkleştirileceğinin belirtilmesi, ülkemizde  kooperatifçiliğin, devlet ve kamu kuruluşu olmadığının bilinmediğini gösterir.
1984’ten günümüze maalesef, muhalefet ve sivil toplum örgütleri de, kooperatiflere yapılan müdahaleler karşısında, her nedense uyarılara rağmen sessiz kaldı.
İktidara gelen tüm siyasi partiler de, yönetim kurulunun üyeleri tarafından seçilmesini sağlamak yerine, olanaklarından oy avcılığında araç olarak yararlanmayı tercih etti.
Kanaatimce KKTC kooperatifçiliğinin yeniden canlandırılabilmesi için, politik iktidarların kooperatiflerden elini çekmesi kaçınılmazdır.
Bunu sağlanmak da, öncelikle kooperatiflerin kurucuları ve sahipleri olan üyelerinin başlıca görev ve yükümlülüğüdür.
Ancak, gerek bilinçlenme yetersizliğinden, gerekse kooperatiflerin faaliyetlerini denetleyen Kooperatif Şirketler Mukayyidinin, politik iktidarlar tarafından atanmış olması nedeniyle, kooperatiflerin haklarına sahip çıkmakta biraz çekingen davrandıkları  görülüyor. 
Kişisel görüşüme göre, kooperatiflerimizin üzerindeki politik etkilerin kaldırılması için,  Kooperatif Şirketler Mukayyidinin tarafsız olması sağlanmalıdır. Bunun için de siyasi tercih yerine, KKTC Meclisi tarafından atanmalı. 
Yaklaşık bir buçuk asırdan beri kooperatifçilikten dünyanın bir çok ülkesinde  ekonomik sorunların çözümünde çok etkin bir araç olarak yararlanılıyor.
KKTC’de ise kooperatif ilkelerinin dikkate alınmaması, politik iktidarların müdahalesi  ve  bazı yozlaştırıcı uygulamalar nedeniyle, kooperatifçiliğin  öneminin azaltıldığı görüşündeyim. Oysa, yaşanan dönemde, bir çok ekonomik sıkıntılarımızın kooperatifçilik vasıtası ile atlatılması, en azından etkilerinin azaltılması mümkündür.
Yakın geçmişte, ülkemizde kooperatiflerin önemli yararları olduğu ve özellikle 1974’den hemen sonraki olağan üstü koşullarda, bir çok hizmetlerin yürütülmesinde çok değerli katkıları olduğu biliniyor
   Özetle belirtmek gerekirse Tüm diğer STÖ’ler gibi,  Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası yöneticileri de, Genel Kurul’da üyelerinin oyu ile seçilmeli.
YORUM EKLE

banner608

banner473