banner564

Çözüme doğru giderken

  Kıbrıs’ta bu kez değişik bir rüzgar esiyor...
  Rumlar bu durumdan çok memnun...
  Son 41 yılda ‘en iyi ortamın’ oluştuğunu söylüyorlar...
  Ve hemen hergün, şartlarını tekrarlıyorlar...
  Nedir bu şartlar?..
  Türk askerinin tümüyle adadan çekilmesi...
  Evlilikten kaynaklanan vatandaşların dışındaki ‘tüm yerleşiklerin’, yani TC kökenlilerin gönderilmesi...
  Onlara göre ‘işe yaramaz’ garantörlüklerin ortadan kalkması...
  Mülkiyette ilk sözün mal sahibinde olması...
  Onları bu ağır şartlar karşısında kimlerin umutlandırdığını bilemiyoruz...
  Kıbrıs Türk tarafı son zamanlarda, Rumların bazı iddialarını yalanlamaya başladı...
  Öyleyse hangi güçler umutlandırıyor Rumları?..
 

Gerçek yüzlerini gizleyemiyorlar
  Ve bir yandan çözüm konusunda olumlu mesajlar verirken, diğer yandan gerçek yüzlerini gizleyemiyorlar...
  Bazı durumlar; Kıbrıslı Türklere karşı duygu ve düşüncelerinin ortaya çıkmasını sağlıyor...
  Böylece bizde ‘gözü kapalı’ duruş sergileyen ve sadece kendi insanlarına saldıranların ‘birşeyler öğrenmelerine’ yardımcı olmaya çalışıyorlar...
  Kulaklarını ve gözlerini açıp, birşeyler öğrenirler mi bilemeyiz...
  Ama toplumun tüm kesimleri artık bilinen gerçekleri görmek ve duymak zorundadır...
  Bakınız, üç gün önce Rum kesiminde ilginç bir olay yaşandı...
  Kıbrıslı Türklerin de eğitim gördüğü İngiliz Okulu’nun Müdür Yadımcısı Antonis Antoniou; yönetim kurulunun kararı ve Rum hükümetinin onayı ile görevden alındı...
  Niçin?..
  Başarısız olduğundan mı?..
  Yoksa ağır bir suç mu işledi?..
  Hiç kimse başarısız olduğunu söyleyemiyor...
  Tam tersi; yurt dışında çok iyi eğitimler almış, saygın bir insan olarak biliniyor...
  Öyleyse işlediği suç nedir?..
  İşlediği suç çok büyük!..
  Irkçılığa karşı mücadele vermek onun en büyük suçu...
  Barış görüşmelerinin yapıldığı bir dönemde, iki toplumun, özellikle de gençlerin yakınlaşmasına katkı sağlamaya çalışan Andonis, Ulusal Rum Politikası’na karşı büyük bir suç işlemiş oldu...





Peşini bırakmadılar
  Aylar öncesinden harekete geçerek Andonis’in görevden alınmasını istediler...
  AKEL dışındaki tüm şöven güçler bu insanlık dışı harekete destek verdi...
  Onu ‘Kıbrıslı Türk öğrencilere yakın olmakla’ suçladılar...
  Bu bir suç mu?..
  O okulda 140 tane Kıbrıslı Türk öğrenci var...
  Tümü iki toplumlu etkinliklere destek veriyor...
  Tümü Kıbrıslı Rum arkadaşlarıyla dost olmak istiyor...
  Ama Rum ulusal güçleri buna izin vermiyor...
  Tüklerle dostluk mu?..
  Papadopulos’un son nefesine kadar söylediklerini unutmamalıyız:
  “En iyi Türk ölü Türk” sözü ona aittir...
  Ve Papadopulos’un hayata veda etmesinden sonra Rum tarafının politikasında bir milimlik değişim yoktur...
  Çözüm için ‘şartların en uygun olduğu’ dönemde bile, ırkçı düşüncelerini ortaya koymaktan çekinmiyorlar...
  Okulun 11 kişilik yönetim kurulunda bir de Kıbrıslı Türk var...
  O da kim bilir misiniz?..
  KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil...
  Elcil; çözüm konusunda bayrak elde en ön sırada koşan bir eğitimcidir...
  Kuzeydeki okullarda bir hemşire eksildiği zaman sendikası günlerce grev yapıyor...
  Fakat güneydeki İngiliz Okulu’nda ırkçı güçlerin hareketlerine aynı tepkiyi gösteremiyor...
  Neden?..
  Orada; kuzeydeki gücü yok da ondan...
  Orada; kuzeydeki demokrasi de yok...
  Elcil, eylem yapmak yerine bir hafta kadar önce İngiliz Okulu’nın aile birliğine ve Rum lideri Nikos Anastasiadis’e mektup göndererek, Andonis’in görevden alınmamasını istedi...
  Onun, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum öğrenciler arasında diyalog kurulmasına büyük katkı sağladığını ve başarılı bir eğitimci olduğunu anlattı...
  Özellikle böylesi bir dönemde Andonis’i görevden almanın neden olacağı olumsuzluklara dikkat çekti...
  Nerede gezer?..
  Hiç kimse bu önemli uyarıyı dikkate almadı...
  Ne demek Rum çocukları ile Türk çocukları arasında diyalog sağlamak?..
  Ne demek Helenlerin ağırlıklı olduğu bir İngiliz Okulu’nda Kıbrıslı Türklere karşı olumlu hareketlerde bulunmak?..





Türk tarafı sessiz kalmamalı
  Çözüme en yakın olduğumuz dönemde İngiliz Okulu’nda bile bu yapılanları Kıbrıs Türk tarafı, diğer tüm konularda olduğu gibi ‘gör, duy, ama konuşma’ anlayışı ile mi karşılayacak?..
  Bundan dersler çıkarılmayacak mı?..
  Yoksa ders çıkarılmasını önerenler mi ‘şöven’ olacak?..
  Sayın Akıncı’nın yarın Anastasiadis ile görüşmesi var...
  Bu konuyu gündemine getirmeyecek mi?..
  Ondan izahat istemeyecek mi?..
  Kuzeydeki ‘eğitimcilerin’ sesi, sınırın ötesine geçmeyecek mi?..
  “İnadına barış” mı diyeceğiz koro halinde?..
  Söyleyin, nasıl bir gelecek istiyorsunuz?..
  Nasıl bir yaşam arzuluyorsunuz?..
  Allah aşkına söyleyin...
  Sonunda Kıbrıs sorunu mu çözülecek
  Yoksa Kıbrıs Türk halkı mı?..
YORUM EKLE

banner471

banner474