banner564

Cumhurbaşkanlığı seçimi ve gerilimli günler

   Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanı seçimine altı ay kaldı. Çalışmalar başladı... Adaylar belli… Başka adaylar da söz konusu olabilir. 
   Yazılı, görsel ve  sosyal medya muhtemel adayları gündemine almış, bir yerde seçim yarışını başlatmıştır.
   Güney Kıbrıs, kuzeyde seçim sözkonusu olduğunda, bekle-gör moduna girmez. Aksine, kuzeydeki seçimi etkilemek için, her zaman devreye girer. 
   Kendi çıkarlarını, kuzeydeki sağ eğilimli adayların kazanmasında gören Rum liderliği, genellikle iki toplum arasındaki havayı germeye yönelik çalışmalar başlatır. 
   Gerilim arttıkça şoven duygular yükselerek ön plana çıkar. Şövenist duygular kabardıkça, sağ eğilimli adayların işi kolaylaşır. 
   Bu bilinçle,   bizdeki sağ merkezler de  gerilimin sürmesini ister; gerilimi besler. Böylece  her iki taraftan yapılan   katkılarla gerilim hızla yükselişe geçer. 
Geçmişte Yaşananlar:
   Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş zamanında da aynen böyle olmuştu. Seçim dönemlerinde, şövenizm zirve yapıyordu. Her iki tarafta da başkanların sağ eğilimli olması, gerilim sürecine ivme katıyordu.
   İkinci Cumhurbaşkanı Talat döneminde, Hristofyas sol eğilimli başkan olarak farklı bir yöntem izlemişti. Hristofyas, Talat’la hiçbir noktada anlaşmaya varmadıklarını söyleyip duruyordu. 
   Böyle yapmakla, Kuzey’deki Cumhurbaşkanı seçimlerinde sağa hizmet ettiğini düşünüyordu. İstediği olduktan sonra da, ağız değiştirdi. 
   Yüz seksen derece dönüş yaparak, seçimi kazanan Eroğlu’na çağrı yapmış “Talat’la anlaştığımız noktalar var. Eroğlu  bunları  kabul etmelidir. Görüşmeler ancak bu şekilde başlıyabilir” demeye başlamıştı…
Şimdi Olanlara Bakalım
   Güney’de  sağ eğilimli Anastasiadis  Başkandır. Kuzey’de Cumhurbaşkanı seçimi var… Önce Güney, Doğu Akdeniz’de İtalyan şirketi ile sondaj çalışmaları başlattı. Ardından Türk tarafı da ayni bölgede araştırma yapacağını, bu amaçla Doğu Akdeniz’e gemi ve donanma göndereceğini açıkladı. 
    Anastasiadis, Türk gemilerinin Doğu Akdenizdeki araştırma girişimlerini vesile ederek masadan ayrıldı. Ortam gerildi....
   Eroğlu da, Anastasiadis’in  masadan ayrılma olayını  iç politikaya malzeme yaparak,  müzakerelerdeki aşırı Rum isteklerini, özellikle, toprak ve yurttaşlık konularında taviz vermiyeceğini sık sık gündeme getirmeye başladı.
   Güney tarafı ikinci hamlesini yaparak, önce Rusya, ardından da İsrail ile Doğu Akdeniz’de araştırma-kurtarma tatbikatları yapılacağını açıkladı… 
   Film ayni… Bu filmi izlemekten bıktık. Bir kez daha Şovenist duyguların esiri olacak mıyız? 
   Yoksa değişecek miyiz?.
   Bu kez aklın, mantığın üstün geleceğine inanıyorum.
YORUM EKLE

banner608

banner473