banner564

Devlet ve demokrasi…

“Bu ülkede yani KKTC’de devlet yoktur. Bu ülkede demokrasiden eser yoktur… Madem öyle ise Allah tümünüzün…”
Yazıya böyle bir giriş yapmak zorunda kaldık, çünkü dün izlediğim bir TV programı, okuduğum bir haber yüzünden böyle bir yorum yapmak zorunda kaldım. Özür dilerim.
Ama niye özür diliyorum ki? Daha da ileri gitmeliyim belki de. Hakaret etmem gerekir. Gelmişine, geçmişine sövsem mi? İsim vererek, adres göstererek, ağza alınmayacak şekilde bahsetsem mi?
Nede olsa devlet yok. Olmayan bir devlette birisine dere, tepe, düz sövmenin de bir cezası olmamalı, öyle değil mi? İsteyen, istediğine, dileyen, dilediği kadar sövsün, hatta hızını alamazsa gidip bir güzelde dövsün.
Bu mümkün mü?
Eğer bu mümkün ise o zaman denilen doğrudur ve devlet yoktur. Ama bu böyle olmadığına göre devlet vardır. Ee o zaman neden devlet yoktur diyor bizim programcı arkadaş?
Devletten kastettiği eğer şuan Devleti Yöneten Hükümet ise, ee burada da fena çuvallamış durumda. Çünkü bu arkadaşın Hükümeti yok saydığı ekranların parasını bu hükümet ödüyor uydu yayını yapan şirkete. 
Devleti Yöneten Hükümet uydu yayın parasını ödüyor, bizim arkadaş ekrana çıkıp devlete ve hükümete sövüyor ve ekranda gözüktüğü için de paraları cebe indiriyor. Aksi bir durum varsa, buyursun, hodri meydan..
Gelelim şimdi de diğerine. Halk oy verse, seçimlerde kendisine ve ekibine güvense İktidar olup devleti yönetecek. Ama halk belli ki kendine ve ekibine güvenmiyor ki hiçbir seçimde yeterli oyu alıp tek başına barajı geçemiyor.
Her seçime girebiliyor, oy verebiliyor, oy alabiliyor, ekranlara çıkıp hür iradesi ile fikrini beyan edebiliyor, iktidarı eleştirebiliyor ama kalkıp diyor ki “"Kıbrıs'ın kuzeyinde demokrasiden eser yoktur."
Anladık devletten korkmuyorsunuz, kul hakkını da gözetmiyorsunuz ama bari Hak’tan korkun ya.

Mutluluk 
Dünya Mutluluk listesinde KKTC Türkiye ve Yunanistan’dan bile yukarıda çıkınca bazıları bunu da sindiremedi. Oysa biz tüm aksaklıklara ve eksikliklere rağmen mutluyuz bu ülkede.
Mesela çıkıp birisi çöpten pislikten mi şikâyet ediyor, göndereceksin Japonya’ya. 60 metrekarelik dairede yaşasın bakalım 3 ay, yaşayabilecek mi?
Mesela birisi kuralların olmamasından mı şikâyet ediyor, göndereceksin Almanya’ya İngiltere’ye. Bak bakalım kurallardan nasıl sıkılıp ta geri gelecek. 
Mesela birisi artan hırsızlık ve adli olaylardan mı şikâyet ediyor, göndereceksin Amerika’ya. Arka sokaklarından bir geçireceksin Michigan’da. Bak nasılda memleket özlemi çekecek.
Kim mutlu değilim diyorsa göndereceksin 3 aylığına, üç ay sonra geri geldikten sonra yeniden bir ölçüm yapacaksın memlekette ve bak bakalım mutluluk oranı nasıl da yükselecek… 

MESAJLAR
Fikri ATAOĞLU: Bu yıl 3,5 milyon Rus turistin Türkiye’yi ziyaret edebileceğine işaret ediyor Rus turizm şirketleri. Acaba KKTC de bundan payına düşeni alabilecek mi? 
Kemal DÜRÜST, Telekomünikasyon Dairesi’nde kurulacak olan kamu özel ortaklığıyla ilgili yeni şirket bakalım GSM fiyatlarında nasıl bir etkiye neden olacak? Merakla bekliyoruz. 
Dr. Mustafa AKANSOY: Pek muhterem babanız Hakk’ın rahmetine kavuşmuş. Merhuma Allah’tan rahmet geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun. 
Kemal Deniz DANA: Yakında bakanlıkta yatıp kalkmaya başlayacaksınız bu gidişle. Sabah 6.30’da girip akşam 20.00 -21.00’lara kadar özveri ile çalışmanızın umarız kıymetini bilir vatandaşlarımız. 
Dr. Ramadan KAMİLOĞLU: Millet kılıç balıklarını tutup facebooklara koymaya başladı. Sizden hala daha tık yok. Yeşilırmak açıkları kılıç balığı kaynıyormuş, bizden söylemesi. 
Metin KULAKSIZ: Ufaktan ufaktan öğürt ziyaretleri falan derken galiba sizde yeni dönemde siyasete girmeye karar verdiniz. Hazır gençlik modası var iken bu treni kaçırmamak olmadı değil mi? 
Ödül MUHTAROĞLU: Başkası olsa sus pus olurdu. Ama ne demişler kendisinden emin olanın korkusu da olmaz. Rakamsa rakam, rapor ise rapor. 
Selim GÖKBÖRÜ: Dün yine Lefkoşa’daki eski dostlarınızı ziyarete gelmişsiniz. Son dönemde bu ziyaretlerin sayısında artış görülmeye başlandı. Eski dostların da onayı olursa yeni dönem için çizmeleri giyebilirsiniz. 
Mete ÖZMERTER: İktisatbank’ın talihlerini özel uçağınız ile tatil için Roma’ya götürmüşsünüz. Gerçekten en özel uçakla tatile gitme şansı elde ettiler hem de sizin kullandığınız uçağa binme şansı. Az şey mi? 
Ahmet SENNAROĞLU: İki büyük proje ile bölgenin yine ufkunu açmaya hazırlanıyorsunuz. Her iki projede hayata geçtiğinde bölgenin değer kat ve kat daha artacak. 
Emre HACI: Valla tüm bürokratlar yoruluyor ama hiç biri her gün sizin gördüğünüz kadar vatandaşı görmüyor. Kapınıza her gelen vatandaş bir oy verse ilk seçimde oy patlaması yapabilirsiniz. 
Koral BOZKURT: MTG’nin yeni yönetimi ile dün başkente adeta çıkartma yapmışsınız. Ülkeyi en uzun süre ile Gazimağusalı başbakanlar yönetti ama MTG’nin bir altyapı arazisinin olmaması düşündürücü. 
Türel Özer ÖKSÜZOĞLU: Mobing ile ilgili dernek çalışmalarını tamamlanışsınız. Bakalım derneğin faaliyete geçmesi ile birlikte iş yerinde personeline mobing yapanlar hakkında ne gibi girişimleriniz olacak? 
Feriha Yiğittürk NURLUÖZ: Siyaset iş dünyası falan derken sonunda spora da el atmışsınız. Yeni dönemde bir takımın sosyal medya işlerini yapacakmışsınız. Artık maçlara da gelirsiniz değil mi? 

HAYIRLI CUMA’LAR…
“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana – babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine “of “ bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.“
Kur’an’ı Kerim / İsra Suresi
YORUM EKLE

banner471

banner474