banner564

Devletin sırtından inilmeli

 Yunanistan ve Güney Kıbrıs ağır bir ekonomik kriz geçirdi...
 Avrupa Birliği son 4 yıl içinde Yunanistan’a 400 milyar Euro’dan fazla para yardımı yaptı...
 Güney Kıbrıs’a yapılan mali yardımların da 30 milyar Euro’nun üzerinde olduğu belirtiliyor...
 Bu kadar büyük bir mali yardıma karşın Yunanistan ve Güney Kıbrıs hala krizi atlatamadı...
 Yunanistan krize girdiği ilk aylarda devlet televizyonunu dahi kapatmak zorunda kalmıştı...
 Çipras gelmeseydi bir daha açılmazdı...
 Çipras ‘devrimcilik adına’ devlet televizyonunun yayınlarını yeniden başlatırken, yılda 300 milyon Euro’luk bir zararın sorumluluğunu da üstlenmiş oldu...
 Bunun dışında kamu kuruluşlarında binlerce kişi işten çıkarıldı...
 İzaz ikramlar, yurt dışı seyahatlar büyük ölçüde kaldırıldı...
 Üretimde yetersiz olan bu ülke umudunu büyük ölçüde turizme bağladı...
 Türkiye ve Mısır’daki terör olayları da işlerine yaradı...  
 Güney Kıbrıs; ekonomik krizi sonlandırma konusunda anasından daha başarılı bir politika izliyor...
 Kamu harcamalarını kısarak, özelleştirme çalışmalarını hızlı bir şekilde tamamlayarak rahat bir nefes almaya başladı...
 Bunların dışında ‘Para ile vatandaşlık’ dağıtma yöntemi sayesinde 4 milyar Euro’luk gelir sağladı...
 Yabancı yatırımcılara cazip teklifler sunarak 3 milyar Euro da dış yatırımlardan elde etti...
 Rum lideri Nikos Anastasiadis bakanlarıyla birlikte Arap ülkelerinin yanı sıra Çin’e kadar giderek, yatırım konusunda etkili tanıtımlar yaptı... 
 Çok sayıda Çinli işadamını adaya davet ederek, özellikle mülk alımları konusunda onları teşvik etti...
 Sonunda emlak sektörü yeniden canlanmaya başladı...
 Sektör temsilcilerinin açıklamasına göre; emlak satışları son bir yılda yüzde 40 artış gösterdi... 
 
Bataklık içinde yaşam olamaz
 
 Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik durumu güneyden çok daha kötüdür...
 Kağıt üzerinde karlı görünen bir kamu bankasının paraları batmış KTHY ile sosyal sigortalar dairesindedir...
 Ağır dış ve iç borç vardır...
 Altyapı sorunlarını çözebilecek bütçesi yoktur...
 Türkiye’nin milyarlarca liralık yardımları sayesinde, ekonomik gerçekler kamufle ediliyor...
 Ancak bu yapı sürdürülebilir değildir...  
 Meclis kürsüsüne çıkan muhalefet milletvekilleri, ülkede hemen her şeyin kötü gittiğini itiraf ediyor...
 Bugün hükümette olanlar, Kuzey Kıbrıs’ın sürekli gerilediğini gördükleri halde, eleştirileri kabul etmeseler bile, bir süre sonra muhalefete düştüklerinde onlar da aynı şeyleri söylüyorlar...
 Kendilerine “Ülkenin gidişatından memnun musunuz?” diye sorduğunuzda “hayır” diyorlar...
 Öyleyse; tedbir alın...
 Onu da yapmıyorlar...
 Patlama noktasına gelmiş kurumları küçültmeleri gerekirken, istihdama devam ediyorlar...
 Bazı kurumlarda ihtiyaç fazlası personeli ihtiyaçlı diğer kurumlara göndermiyorlar...
 Güneyde Başsavcı’nın makam arabasına el koyarlarken, bizde Resmi Hizmet Araçları’nın sayısını artırıyorlar...
 Daha çok araç; daha çok yakıt, bakım ve onarım gideri, daha çok ruhsat ve sigorta gideri demektir...
  Buna karşın Brunei Sultanı’nın kesesinden harcamaya devam ediyorlar...
  te yandan, çok sayıda köyümüz hala susuzluk çekiyor...
  İnsanlar gibi hayvanlar da susuz...
  Bunu ortadan kaldırmak için, patlamış boruları değiştirecek kaynak bulamadıklarını söylüyorlar...
  Üretimi gittikçe dibe vuran bir ülkenin, kamu kesiminde bu kadar harcama yapması akıllara durgunluk vericidir...
  Bırakın gençleri, yeni doğmuş bebeklerin geleceğinden çalmak, onları daha şimdiden borçlu ve ihtiyaçlı duruma getirmektir...
  Böylesi bir düzene isim bulmak zordur...
  Ama bu şekilde devam edemeyeceğini anlamak kolaydır...
YORUM EKLE

banner471

banner474