banner564

Doğru karar zamanında verilmeli

   İnsanın özel hayatında, siyasette, iş dünyasında, toplumlararası ilişkilerde mutlaka inişler ve çıkışlar vardır...
   Önemli olan inişlerin az olmasıdır...
   Bunun için de çabalamak, sürekli üretmek ve çalışmak gerekir...
   Bir de iyi niyet ve paylaşım anlayışının hayat boyunca egemen olması...
   İyi niyetten yoksun insanlar belirli bir süre bir yerlere gelebilir, makam sahibi olabilir, büyük kazançlar elde edebilirler...
   Ama bu uzun süreli olmaz...
   Mutlaka bir yerde film kopar, kazanılan paraları yiyecek zaman olmaz...
   Bu örneği; Kıbrıslı Rumların yaptıkları ile uyumlaştırmak istiyorum...
Ali işçi, Yannagi patron
   Bundan 51 yıl öncesine gidelim...
   Henüz 3 yaşında bir devlet...
   Rumlar nüfus olarak bizden fazla oldukları için, 10 kişilik Bakanlar Kurulu’nda 7 tane temsilcileri var...
   Türk bakanların sayısı ise 3 ile sınırlı...
   Cumhurbaşkanı Rum...
   Üstelik bir din adamı...
   Yardımcısı da Kıbrıslı Türk...
   Ne var ki; bunu dahi hazmedemediler...
   Hesap, kitap yapıp, Yunanistan’ın da desteğini alarak 3 yıl gibi kısa bir süre içinde iki toplumlu devleti yok ettiler...
   Çok sayıda Kıbrıslı Türkü öldürüp, binlercesini evlerinden, köylerinden ettiler...
   Tam 11 yıl devam eden bu insanlık dışı sadırıları 15 temmuz 1974’te Yunan darbesi ile sonuçlandırıp, ENOSİS’i ilan etmek istediler...
   Fakat; Türkiye onlara bu şansı vermedi ve adadaki gerçekleri bir anda tersine çevirdi...
   1974 öncesinde Rumların kısıtlamaları sonucunda işçi olan Ali’ler, Veli’ler, 1974 sonrasında ithalat, ihracat yapmaya başladılar...
   Çok sayıda insan işçilikten, patronluğa terfi etti...
   
Kim, ne kazandı?..
   İyi niyetten yoksun olan Rumlar, son 40 yıldan bu yana kaybeden taraf oldu...
   Evler, dükkanlar, mallar, paralar bir anda yok oluverdi...
   O gün, bugündür “geri alacağız” diye çırpınıyorlar...
   Ama mal sahiplerinin yarıdan fazlası bugün hayatta değildir...
   Öyleyse bu kavganın, bu insanlık dışı davranışların sebebi neydi?..
   Daha çok kazanmak için mi?..
   Olanlarla yetinmeyip, daha çok kazanayım derken, eldekinden de oldular...
   Binlerce insan mülküne dönememenin acısı içinde veda etti...
   Geriye kalanlar da, çözüm olmaması durumunda ‘geri dönüş için’ ömürlerinin yetmeyeceğini biliyorlar...
Neden dost değil de düşman?..
   
   Gelinen noktada tüm Kıbrıslı Rumların “ne istedik, ne yaptık, niçin yaptık?” sorusuna yanıt aramaları gerekir...
   Ve ‘daha çok kazanma’, ‘daha güçlü olma’, ‘diğerini yok etme’ hırsının nelere mal olduğunu bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçirip, geleceğe yönelik doğru kararlar vermelidir...
   Ya paylaşıma ve eşit insanlar olarak birlikte yaşamaya “evet” diyecekler...
   Ya da eski yoldan yürümeye devam edecekler...
   Eski yol, virajlarla dolu ve tehlikelidir...
   Yenisi ise hayat verici...
   Doğru karar zamanında verilmeli...
   Aksi halde, daha çok acılar çekilir...
YORUM EKLE

banner471

banner474