banner564

Don, çarşaf, karpuz kabuğu!

Konumuz bedavaya denize girme eylemleri…
İlk etapta “anayasa”ya bakıp hakkımızı talep edebiliriz… Kağıt üstünde tamam ama ya ülke gerçekleri?..
Dilim döndüğünce, kalemim yettiğince kendi fikrimi anlatmaya çalışayım… Eminin bazı arkadaşlarım çok kızacak ama insan düşündüğünü paylaşmalı…
Farklı fikirler, tartışmalar daha iyiye ulaşma konusunda bir rehberlik görevi görür diye düşünlerdenim… 
Biz çocuktuk…
Tüm plajlara giriş serbestti… 
Ailemizle gider, o dönemin deyişiyle “yıkanır” gelirdik…
Plaja gidecek yol yoktu…
Etraf çöpten geçilmezdi ama denize giriyorduk ya mutluyduk…
Kumda oynar, keyif yapardık… 
Genç kategorisine geldiğimizde ise yine istediğimiz plaja gider istediğimiz gibi eğlenirdik…
“Dur” diyen olmazdı…
Aileler çocuklarıyla oynamaya çalışırken kıyıda biz 5-10 erkek maç yapar onlara rahatsızlık verirdik… Ya da artistlik olacak ya, bam güm tenis oynar insanların deniz keyfinin içine ederdik…
Ama anlamazdık bunu…
Bizim için her şey normaldi… Birkaç sene sonra kız arkadaşlarımızla denize gitmeye başladığımızda birden dünyanın değiştiğini gördük…
Donlarıyla yüzen tipler…
Garip bakışlar… Kavga etmeye ramak kalan sürtüşmeler vs…
Güvenlik mi, hak getire…
Sahilde yürürken ayağınıza takılan kumda gömülü karpuz…
Yüzerken elinize kolunuza çarpan karpuz kabuğu, naylon poşetler…
Oturduğu yerde yiyip içip, pisliğini de bırakıp kaçan tipler…
Kimse  “ne yapıyorsunuz” demezdi…
Demezdi çünkü sahipsizdi sahiller…
Annan planı döneminde yaşanan inşaat patlamasıyla birlikte nüfus da tavan yaptı… Artık ailece, ya da kız arkadaşlarınızla gidecek sahil kalmamıştı…
Ya da gidip polislik olma ihtimaliniz yüksekti!
Her yer don, her yer çarşaftı…
Her nokta bikiniye takılan bir çift gözdü…
Nereye sığındık hep birlikte anımsayın…
Tesisleri olan plajlara.. Yani bedel ödeyip girdiğimiz plajlara diyelim…
“Verelim parayı ama bari rahat edelim” dedik…
Kendimiz yarattık bu durumu da!
Sonrasında lüks oteller belirdi…
Milyonlarca liralık yatırımlar yapıldı, girişte nizamiyeler, plajlarda oturup kalkacağımız yerler, şezlonglar, sıcak kumlara basmamanız için neredeyse denize kadar serilmiş tahta yolcuklar… Sıcak soğuk içecekler, duş, tuvalet imkanları vs…
Kimisi havuzlar da inşa etti.. Dilediğinde gir eğlen…
Karşılığında bir ücret tabi…
Belediyeler bu arada gayet iyi yatırımlar yaptı sahillere… Özellikle İskele ve Mağusa bölgesinde muazzam…
Girne Belediyesi de kendine kalan yerde gayet güzel bir işler yaptı! Kervansaray plajı bugün hem ucuz hem kaliteli…
Ucuz ve tüm halkın faydalanabileceği tesisler bunlar… 
Ama yine de paralı…
Oradaki yatırımın idamesi sağlanmalı sonuçta…
Tüm gün plajda geçiriyorsunuz, tuvalet ihtiyacınız yok mu, var tabii ki!
Belediye sahillerinde gayet temiz tuvaletler var… Ama bunun için personele ihtiyaç var, idame gerekli… Birkaç kuruş talep edilerek bu sistemin dönmesinin sağlanması mı suç? 
Peki biz birkaç kuruş vermekten kaçarsak o zaman nasıl sağlanacak bu imkanlar?…
Tamamı bedava olan sahiller de var!
Ama gitmiyoruz… Neden… Çünkü don, çarşaf, karpuz kabuğu!
İlla ki “ben para vermem, anayasal hakkım var” diyenler için de yer çok!
Artık gerçeklerle yüzleşmeliyiz…
Sloganların arkasına saklanmak da bir yere kadar!
Hizmet veriliyorsa bir bedeli var…
5 yıldızlı hizmeti bedavaya alamayız!
Sadece ne istediğimiz önemli… 
YORUM EKLE

banner608

banner474