banner564

EQ in IQ out

Nihayet YGS Meydan Muharebesi sona erdi. Blanço ağır. Muharebeye katılan bir milyon 987 bin 484 kişiden 59 bin 231’i kayıp, yani sınava girecekken son anda vazgeçmiş ve girmemiş, girenlerin bir milyon 4 bin 940 kişisi kurtulmuş yani 180 barajını geçmiş ama hayati tehlike devam ediyor, malum LYS var, geriye kalanlar içinse yapacak bir şey yok. Onlara yeni hayatlarında başarılar diliyorum.
Bu verdiğim bilgiler ÖSYM’nin internet sayfasında mevcut olup isteyen herkes rahatlıkla bu sonuçlara ulaşabilir.
Görüldüğü üzere, çocuklarımız neredeyse yarı yarıya elekten geçirildi. Ama bizim konumuz  sınavın üzücü sonucundan ziyade, buradan çıkarılacak dersler…
Bakın Sezen Aksu bir şarkısında ne güzel söylemiş:
“Hem çok zor hem de çok kısa bir macera ömür / Ömür imtihanla geçiyor.
Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem / Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir.”
Şarkının diğer bölümleri de böyle küçük öğütlerle devam ediyor. Biz de sınav sonrası acı tatlı ne varsa hazinemizi elimize alıp yolumuza devam edelim. 
Hangi sınav olursa olsun, sonuçlar açıklandıktan sonra etraftan binlerce ses yükseliyor. Benim en çok dikkatimi çekenler ailelerden yükselenler…
“Çocuğumun IQ’su çok yüksek, çok zeki ama sınav stresinden bir türlü kurtulamıyor.”
Çoğumuz sıkıştığımızda bu cümleleri kurmadan edemiyoruz. Tutunacak bir dal, saklanacak bir köşe, bir çıkar yol arıyoruz. Çünkü hiçbirimiz çocuğumuzun başarısız olmasını istemiyor, başarısızlığını kabullenemiyoruz. 
Anladık kabullenemiyoruz da, o cümlede geçen IQ da ne öyle? 
Kaçımız IQ’nun anlamını gerçekten biliyor?
IQ (intelligence quotient) aslında bir zeka katsayısından ibaret. Zekayı ölçme amaçlı uygulanan birkaç farklı testin sonucunda çıkarılan değer. 1912 yılında Alman psikolog Wilhelm Stern tarafından ortaya çıkarılmış. Şimdi de hepimizin dilinde:
- Senin IQ’un kaç oğlum?
- IQ’un kadar konuş kızım!
- Bizim çocuğun IQ’su süper!
Tabii söylemekle olmuyor bu işler. Bunun da kategorileri, kendine ait kriterleri var. Çok üzücü ama, 0’dan 75’e kadar hep gerilik, ağır, orta, hafif şeklinde sıralanıyor. 75 ten sonra biraz düzelme var, 90 a kadar sınır zeka. Şimdi hepinize sesleniyorum. 91-110 arasındaysak ne mutlu bize, normaliz! 110 dan 155 e kadar ileri, üstün ve çok üstün zeka diye bir gruplandırma daha var ve sıkı durun. Eğer 155 ten yukarı ise IQ seviyeniz siz dahisiniz.
İşte bizi dahi bile yapabilecek olan bu katsayı doğum anında kodlanıyor hanemize ve ölene kadar da sabit kalıp, zannedildiği gibi, hiç gelişme göstermiyor. Yani zeka standart donanımımızda var. O yüzden yüksekmiş düşükmüş tartışmaları yapıp IQ ayarlarınızla oynamayın.
Peki şimdi soruyorum:
Madem IQ’lar yüksekti, niye başarı gelmedi?   
 
Bu sorunun cevabı da IQ daki gibi iki harften oluşuyor: EQ. 
İngilizcesi “emotional quotient” olup kısaca Duygusal Zeka Katsayısı olarak anılıyor. Tanım olaraksa bir insanın kendisine veya başkalarına ait duygularını anlama, sezinleme, yönetme ve yönlendirme yetisi, kapasitesi ve becerisinin ölçüsüdür deniyor. Ne kadar kuru bir tanım. Bakın şimdi daha iyisi geliyor:
Hem kişisel ilişkilerde hem iş ilişkilerinde, kişinin kendi duygularını ve diğer insanların hissettiklerini algılayabilme, tanımlayabilme, duygularını kullanarak kendini motive edebilme ve yönlendirebilme kapasitesidir.
Bu tanımdan sonra insanın “IQ da neymiş, esas EQ’dan haber verin siz!” diyesi geliyor.
Zaten 20. yüzyılın başlangıcıyla birlikte EQ, IQ’ya rakip olduğunu resmen ilan etmiş, hem de bünyesinde barındırdığı bir çok artısıyla.
Örneğin IQ sabit kalırken EQ sürekli gelişebiliyor ve yükselebiliyor. Ayrıca EQ, IQ için tamamlayıcı bir unsur. Duygusal zeka katsayısı yüksek biri, IQ’sunu en yüksek performansta kullanabiliyor. Bunu YGS sınavına uyarlamak istersek IQ sınavda bize gereken bilgi ve zekayı sağlarken, EQ da bu bilgi ve zekanın en verimli şekilde kullanılmasını sağlıyor. IQ bir aracın gitmesi için gereken yakıt ise, EQ o aracın gücü olarak yerini alıyor. 
Anlayacağınız önemli olan bilmek değil, bildiğini kullanabilme gücünü ve becerisini gösterebilmek…
Bu haftaki yazıma, başından beri kurduğum bütün cümleleri sırtlayabilecek değerli bir sözle, müthiş bir tespitle nokta koymak istiyorum:
“Yaşam başarısı, her zaman EQ’sunu yükselterek IQ’sunu yüksek performansa getiren ve  iki beyin lobunu da dengeyle kullanan kişilerin olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.” 
YORUM EKLE

banner471

banner473