banner564

Ercan raporu...

Ercan Havaalanı ile ilgili Meclis Araştırma Komitesi Raporu gerçekten üzerinde çok durulması gereken bir konudur. Çünkü bu ilkesel olarak özelleştirmeye karşı olsanız dahi, bu politikanın bir modeli olan “Kamu Özel Ortaklığının” bir çeşidi ile uygulanması idi. Dolayısı ile bunun uygulanmasından doğan sıkıntıları ve hataları enine boyuna incelemeniz ve bundan ciddi dersler çıkarmanız gerekir. 
Bu işin bir boyutudur. Diğer bir boyutu da bu uygulamada usulsüzlük, suistimal, rüşvet vs gibi unsurlar olup olmadığı ile ilgilidir. Bununla ilgili olarak da işi, dedikodudan çıkartarak somut verilerle idari ve gerekli soruşturmalarla yargı sürecine sokmanız gerekir.
Ercan konusunda pek çok yanlışın olduğu, Meclis Araştırma Komitesi raporunda ifade edilmektedir. Bunun için gereken tüm idari ve yargısal süreç devreye girmelidir. Ancak Güzelyurt Hastanesi ihalesinde de iddialar vardı ve Meclis Araştırma Komitesi görevini yaptı. Bulguları Meclise, ayrıca Polis ve Savcılığa iletti. Bu konuda Polisin soruşturmasını tamamladığı ve raporunu bitirdiği bilgisi var. Ama bu raporun ne olduğu hakkında bilgi yok. 
Bu yüzden bütün bu konular açıklıkla ortaya çıkmalıdır. Eğer bunlar kamuoyu önünde netleşmezse inandırıcılık oluşmaz. Böylece kimsenin kimseye güveni kalmaz.
Ercan ihalesinde hatalar...
Şimdi Ercan Havaalanı konusuna gelelim. Bu konuda yapılan ilk büyük yanlışlık. İhale sonuçlandıktan sonra imzalanan sözleşmenin tam 8 gün sonra ek sözleşme ile değiştirilmesidir. Bunun en önemli yanlarından biri ise “Kusursuz Fesih” ile ilgili madde değiştirilmelidir. Böylece şirket, kendini devlet karşısında çok güçlü kıldı. Bir kere ihale sonuçlanıp, kazanan ile sözleşme imzalandıktan sonra, o sözleşmenin hükümlerinin ek sözleşme ile değiştirilmesi etik ve ahlaki değildir. Çünkü diğer katılımcılara dönük olarak bu büyük bir haksızlıktır. Bunu her yönü ile tartışabilirsiniz. 
Ancak açık olan gerçek, bu değişiklikten sonra İhaleyi kazanan şirketin devlet karşısında çok güçlü konuma girmesidir. Nitekim bu değişiklikten sonra ilgili şirket, “projede yer alan Terminal binasının yeri uçuş güvenliğine uygun değildir” iddiasını öne sürerek, yatırım yapmayı bir yılı aşkın süre savsakladı. Kimse, “Kusursuz Fesih” maddesinin değiştirilmesi nedeni ile ona, “hadi oradan” diyemedi. Bu değişiklik üzerinde ilgili şirket, kendi dayatmalarını devlete hala yapabilmektedir.
Sonrasında arazi devrinde, kusur sayılan gecikmeler yaşandı. Ancak ilgili şirket bunu da ileri sürerek devleti, ”tazminat talebi” iddiası ile korkutarak, sözleşmeyi 4 yıl daha uzatan avantajı elde etti.
Bundan daha büyük bir hata olamaz. Hükümet ve Bakanlık şirketin öne sürdüğü iddiayı yargı temelinde ve ekonomik olarak da incelemeden doğru kabul etti. Halbuki bir yılı aşkın gecikmeyi kendisi, Terminal yeri ile ilgili başlattığı temelsiz tartışma ile harcadı. Bunda devletin kusuru yok. 
Arazi devrinde karşılaşılan sorunlar, evet bir unsur. Ama bu dört yılda, üstelik kendi iddiası ile Terminal Binası tartışmasının da yapıldığı o 4 yılda şirket, bir kuruş yatırım yapmadan, Ercan’ın tüm gelirini de aldı. Bunun hesaplamasını yapmadan, bu korkutma ile ve kamuya ekonomik olarak mali açıklama da yapmadan nasıl olurda bu hükümet sözleşmenin süresini 4 yıl daha uzatabilir? 
Tahsin Ertoğruloğlu’nun, denetimi ihalesiz bir şirkete vermesi olayı da var. Sayın Ertoğruloğlu bunu 
“Emrullah’ın duymaması için yaptığını”söyledi. İşte diğer hata. Devlet işi, kişilere indeksli olamaz. O zaman hukuk devleti temeli ortadan kalkar. Böyle bir olgu da o duymaması için gayret gösterdiğiniz istismarcıları güçlendirir. Bu bakımdan Meclis Komitesinin raporu süratle soruşturmanın temeli olmalıdır. O kadar iddia, yazıldığı ile kalırsa, bundan en büyük zararı halk ve devlet görecektir.
YORUM EKLE

banner471

banner474