banner564

Gemi çoktan karaya vurdu

   Küçük ülkemiz yanlış siyasetler ve yönetim anlayışları yüzünden çok sıkıntılar çekti…
   Paha biçilmeyecek kadar önemli olanaklar değersizleştirildi…
   Üretimde ciddi azalmalar yaşandı…
   Nüfusa göre; çok fazla kamu görevlisi ve erken emekli yaratıldı…
   Türkiye’nin yardımları da büyük ölçüde maaşlara ve diğer ödemelere harcandı…
   Aradan geçen süre içinde devleti düzlüğe çıkaracak adımlar atılmadı…  
   Sağlam temeller üzerinde hizmet verecek bir kamu yapısı oluşturulamadı…
   Bu arada toplumun önemli bir kısmı ‘kişisel çıkarlara’ göre yaşama alışkanlığı elde etti…
   İş verene, arsa dağıtana oy verme prensibi ön plana çıkarıldı…
   Bu anlayışa karşı çıkanlara, düğüne ve sünnet törenlerine gitmeyenlere güçlü destek verilmedi…
   Büyük bir çoğunluğun ‘menfaate göre’ oy kullanma alışkanlığını elde etmesinin ana sorumlusu elbette siyasette liderlik yapanlardır…
   Hemen her seçim döneminde ‘nasıl olsa dağıtacak bir şey buluruz” diye hareket ettiler…
   Vatandaşlıklar da bu siyasetin bir parçasıdır…
   Özetlemek gerekirse bu ülkenin 43 yılı böyle geçti…
   Geminin karaya oturduğunu görmek ve ciddi önlemler almak yerine ‘Hodri meydan’ savaşlarını başlatan siyasiler yüzünden bugün ülkenin her köşesinden “battık, gittik” sesleri yükselmeye başladı…
  Halbuki; daha başlangıç noktasındayız…
   Plansız, programsız icraatlar, hatalı tayin ve terfiler, popülizm, temelsiz Kıbrıs politikaları, Türkiye ile ilişkilerde koparılan fırtınalar bizleri elbette bir yerlere götürecekti…
   Şimdi “battık, bittik” diye dert yanarken, 30 günlük hükümetin her şeyi değiştirmesini ve 43 yıllık hataları düzeltmesini bekliyoruz…
   Bunu yapabilirler mi?..
   Ne yazık ki yapamazlar…
   Ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar yapamazlar…
   Kontrol artık Başbakan ve bakanlarda değildir…
   Kıbrıs konusunda ‘tanınma seferberliği’ başlatmak isteseler bile, parti MYK’larından bozuk sesler yükselecek…
   Kamuda düzeni sağlamak için yasa geçirseler sendikalar ayağa kalkacak…
   Bazı kesimler için uygulanan ‘mali destekleri’ kesmeleri halinde saldırılar başlayacak… 
   Maliyetleri düşürmek için Türkiye’den ucuza elektrik getirseler, Kıbrıslılığı ön plana çıkarıp “Türkiye’ye teslim olmak istemiyoruz” diye bağıranlar çıkacak…
   Hele tatil süresini kısıtlama yönüne gitmek, idam sehpasına oturmak demektir…
   Şimdi söyler misiniz…
   Bir taraftan ülkenin bozuk düzeninden yakınıyor, batmaktan söz ediyoruz…
   Diğer yandan ülkenin, AB kurallarına göre disipline sokulmasını istemiyoruz…
   Rüşvet iddialarının yargıya taşınmasını savunurken, bakan ve milletvekillerinin 12 bin lira maaş almalarına tepki gösteriyoruz…
   Bir gümrük memuru veya hemşire, fazla mesailerle birlikte ayda 8 bin lira maaş alabilecek…
   Evinde oturan müşavire 9-10 bin lira ödenecek…
   Ama düğünlerde, balolarda sıraya girmesini istediğimiz bakan ve milletvekillerine 12 bin lirayı çok göreceğiz…
   Sonra da ‘rüşvetin artmasından’ yakınacağız…
   İşte o nedenle KKTC’yi yüzdürmek çok zordur!..

YORUM EKLE

banner471

banner473