banner564

Devlet otoritesi yok

Genç Vizyon’a konuk olan hukukçu, aynı zamanda Café işletmecisi Mehmet Kale Kişi, istikrarsızlık ve kuralsız rekabetten şikayetçi

Devlet otoritesi yok
banner598
Cemre AKAR

   Geçtiğimiz hafta Zeytinlik köyünde zengin bir akdeniz mutfağı ile hizmete giren “Villagio Templos”un ve Girne’nin gözde mekanlarından Café Dükkan ile Mood Bar’ın işletmecisi Mehmet Kale Kişi, bu hafta Genç Vizyon’un konuğu oldu.
   Mehmet Kişi, en fazla rekabete dair herhangi bir hukuk kuralı veya işleyen bir devlet otoritesinin olmamasından yakınıyor. Kişi “Herkes, her yerde her sektöre giriş ve her türlü uygulamayı yapabiliyor. Bunun sonucunda birçok işyeri kapanıyor birçok kişi iflas noktasına gelebiliyor” diyor. 

   Soru: Sizi daha yakından tanıyabilirmiyiz

   Yanıt: 1984 doğumluyum. Orta öğretimimi 19 Mayis Türk Maarif Koleji’nde tamamladıktan sonra Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde Hukuk Eğitimi gördüm. Eğitimin ardından Girne Barosu’na kayıtlı bir stajyer avukat olarak çalışmaya başladım. 2009’da Essex Üniversitesi’nde Avrupa Birliği Hukuku üzerine yüksek lisansımı bitirdikten ülkeye geri döndüm. Halen avukatlık ve işletmecilik yapmakta ayni zamanda Cumhuriyetçi Türk Partisi Girne İlçe Sekreteri olarak görev yapmaktayım.

   Soru: İş dünyasına nasıl adım attınız?

   Yanıt: İş dünyasına atılmam aslında çocukluğumdan başlar. Annem ve ailesi 1950’lerden beri ticaret ile uğraşmakta olduklarından çok farklı çalışma ortamlarında bulunma fırsatı buldum. Çocukluğum dedem Mehmet Kale’ye ait küçük bir market olan ‘‘Kale Market’’ ve porselen takımları satan ‘‘Kale Mağzalarında’’ geçti diyebilirim. Yine babamın rolling shutter ve pancur üretimi yapan işyerinde yaz mevsimlerinde çalışma fırsatı buldum. 2003’te kapıların açılması ile birlikte Lefkoşa ‘‘Holiday Inn Hotel’’de çalıştım. 

Başlangıç Café Dükkan

   2002’de annemin büyük bir girişimcilik ve cesaret örneği göstererek açmış olduğu Café Dükkan’da ilk kez sorumluluk düzeyinde iş hayatına atıldım. 
   Özellikle sosyal etkinlikler konusunda yardımcı olmaya başladım. Sonrasında 2010’da ülkeye dönmemle birlikte Café Dükkan’ın sağ cephesinde bulunan kullanılmayan alan içerisinde yaz mevsiminde faaliyet gösteren ‘‘Mood Bar’’ı açtım. Son olarak tam bir aile müessesi olan ‘‘ Villagio Templos’’ geçtiğimiz hafta hizmete girdi.

   Soru: Aktif işletmelerinizden bize biraz bahsedebilir misiniz?

   Yanıt: Öncelikle ilk göz ağrım olan ‘‘Mood Bar’’dan bahsetmek isterim. Her ne kadar café sektörünü bilsem de 2009’da Mood Bar faaliyete geçtiğinde bar ve eğlence sektörü ile ilgili bir tecrübem yoktu. O dönem belli denemelerden sonra her hafta farklı bir müzik türü ve concept partyleri ve ‘’her akşam farklı bir mood’’ slogan ile 5 yıl boyunca hizmet verdik. O dönemde tüm barlarda sabit gruplarla sabit günlerde çalışmak yerine riske girerek rotasyon yaptık. 
   Farklı alternatif müzik türlerine , yeni gruplara yer vererek tek düzeliğe girmedik. Netice itibarı ile 5 yıla dönüp baktığımda iyi bir iş yarattığımızı düşünüyorum. Mood Bar projesine yeni bir proje sebebiyle bir süreliğine ara verdik. İlerleyen yıllarda bu projeye kaldığımız yerden devam etmeyi planlıyoruz.

Villagio Templos’un başlangıcı

   Ve ‘‘Villagio Templos’’. Villagio Templos Zeytinlik köyünde  tarihi bir ilkokul binasında kurmuş olduğumuz bir işletme. İlkokul olarak faaliyet gösterdikten sonra bale okulu ve farklı konseptlerde restorantlara ev sahipliği yapmış bir bina. Binanın ilham verici yapısından yararlanarak piyasada olmayan yeni bir işletme kurma fikrini ortaya koyduk. 
   Akdenizin kıyı ülkeleri İtalya, İspanya , Yunanistan ve ülkemizin yemeklerini kombine ederek ala carte ve set menüden oluşan bir akdeniz mutfağı oluşturduk. Mutfağın oluşumunda Türkiye’nin önemli eğitmen şeflerinden Fehmi Samancı’dan büyük bir destek aldık.  
   Villagio Templos, İtalya’daki ‘‘tratorrialar’’ tadında kurulmuş tam bir aile işletmesi. Babam teknik detaylarla,  annem mutfağın sevk ve idaresi ile, kardeşimin nişanlısı Ceyhan Atış tüm idari ve mali işleri ile, kızkardeşim Suzan Kişi  servis ve müşteri memnuniyeti ile ve eşim Fayka Arseven ise gerek fikirleri ile gerekse basın ile ilişkiler ile uğraşıyor.  Ben ise halkla ilişkiler ve tanıtım işleri ile uğraşıyorum. 

   Soru: KKTC’de iş yapılabilirlik piyasasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

   Yanıt: Çok sağlıksız buluyorum. En büyük sorun istikrar. 
Bir işletme açılırken genel itibarı ile çok sınırlı bir öngörü ile açılıyor. Çünkü ülkedeki nüfus, ekonomik durum ve maliyetler sürekli değişkenlik arz ediyor. Normal bir ülkede bir işletme açılırken öncelikle hedef bir müşteri kitlesi, mevcut maliyetler ve takribi bir hedef ciro tespit edilerek işe başlanır. KKTC’de bu mümkün değildir. Bu yüzden bir çok işyeri açılıp bir çok işyeri de kapanıyor. Bu istikrarsızlık özel sektöre ilgisizliği artırken kamu sektörünü cazip hale getiriyor.

Aynı cadde üzerinde onlarca market

   Soru: Rekabet ortamını nasıl buluyorsunuz?

   Yanıt: Rekabet vahşi bir ortamda gerçekleşiyor. Ülkemizde rekabete dair herhangi bir hukuk kuralı veya işleyen bir devlet otoritesi yok. Herkes, her yerde her sektöre giriş yapabiliyor ve her türlü uygulamayı yapabiliyor. Bunun sonucunda bir çok işyeri kapanıyor birçok kişi iflas noktasına gelebiliyor. 
   Bunun en somut örneği Girne’nin en canlı bölgesi olan Girne çemberinden Karaoğlanoğluna kadar uzanan caddedir. 300- 400 metrelik bir alanda onlarca market, ayni konsepte restorant ve emlak acentesi bulunmaktadır. Bunun sonucunda her yıl en az 5 iş yeri açılıp 5 işyeri kapanmaktadır.
   Soru: Son yıllarda restoran- bar işletmeciliğinde aşırı bir artış olduğu bir gerçek. Arz talep ve nüfus göz önünde bulundurduğunuzda, bu artışı nasıl değerlendiriyorsunuz?

   Yanıt: Şöyle bir gerçek daha var. Faal olan restoran ve bar sayısında çok ciddi bir artış bulunmamaktadır. Senede 5 restorant açılıyorsa 4 restoran da kapanıyor. Hizmet sektörü çok cazip bir alan. Hem işletme tipi olarak zevkli bir alan hem de halkın en kötü ekonomik koşulda bile restorant ve barlara gittiği kabul ediliyor. 
   Ancak bugünkü ekonomik koşullarda bu yargı doğru değildir. İnsanlar geçmiş yıllarda haftada en az 2 dışarı çıkarken artık ayda 1 veya 2 kez çıkabiliyor. Turist sayısı ve turist niteliği restorantçıları memnun eder seviyede değil. Hal böyle olunca da sektöre giriş ve çıkış çok fazla olabiliyor.
 
   Soru:  Kuzey Kıbrıs ekonomisinin geleceği hakkındaki öngörüleriniz nelerdir?
   Yanıt: Kuzey Kıbrıs ekonomisinin geleceği şu anda  çok parlak görünmemektedir. 
Hükümetler siyasi nedenlerle gerekli ekonomik tedbirleri alamamaktadır.
 Ülkemizin birçok sorununun kaynağı olduğu gibi ekonomik sorunlarında kaynağı Kıbrıs sorunun çözülmemiş ve dolayısı ile dünya ile izole bir ülkede yaşıyor olmamızdır. 
   Kıbrıs sorununun çözümü ve dolayısı ile ekonominin geleceğine dair umutlarım hala daha devam etmektedir. Özellikle yeni doğal kaynakların bulunması bugünlerde kriz olarak algılansa da iki toplumun ortak çıkarının varlığının Kıbrıs sorununun çözümüne ışık tutacağı kanaatindeyim. 
   KKTC şartlarında bugünkü ekonomik durumdan çok küçük ilerlemeler olabileceğini düşünüyorum.

Güncelleme Tarihi: 16 Kasım 2014, 09:10
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473