banner564

‘Hazırcılık, üretmeyi unutturdu’

Genç Vizyon’un bu haftaki konuğu olan; kendini sanata adamış Umay Yılmaz Kutay “ağlayıp, sızlamak yerine; elimden geldiği kadar yeni oluşumlar yaratmaya çalışıyorum” diyor

‘Hazırcılık, üretmeyi unutturdu’
banner598
Cemre AKAR

   Umay Yılmaz Kutay, kendini sanata adamış, bu konuda çalışmalarını ısrarla sürdüren bir isim. Genç Vizyon’un bu haftaki konuğu olan Umay Yılmaz Kutay, hazırcılığa alışmış olan toplumun, üretimden koparıldığına dikkat çekiyor.
   

Soru: Umay Yılmaz Kutay’ı daha yakından tanıyabilir miyiz? 

2012 yılında Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Plastik Sanatlar Bölümünde lisans eğitimimi tamamladım. 2007 yılından itibaren Kıbrıs'ta düzenlenen birçok karma sergide yeraldım. 2010-2013 yılları arasında, Kıbrıs'taki ara bölgede BM ve AB tarafından finanse edilerek düzenlenen etkinliklerde katılımcı olup, 2011-2013 yılları arasında iki toplumlu sanat projeleri yazıp uyguladım. Ayrıca; çeşitli sanat alanlarında çok kültürlü (multicultural) gruplara eğitmenlik yaptım. 
   2011 yılında 1+1 adlı güncel sanat insiyatifini oluşturdum. Fakat; kollektif sanat bilincinin yetersiz olması sebebiyle bu insiyatif kendi kendine yok oldu. 2013 yılında "eski" bağımsız sanat merkezinin kurucu ortağı olup,  mekanın açılışını ilk kişisel sergim olan "Neverland" ile yaptım. Ayrıca 2014 yılında, Ankara Cer-Modern HUB Art Space Gallery'de düzenlenen “Müphem Sarhoş Köpek” sergisinde “kendine ait bir oda” heykel/yerleştirmesiyle yer aldım.

2014 yılında, "eski" de yaşatılamayan ruhu ve yapıyı, yeni ve daha sağlam adımlarla, Lefkoşa Suriçi bölgesinde başlattığım yeni girişimle devam ettirmeye çalışıyorum. Bunun yanında ve Yakın Doğu Üniversitesi Uluslararası Öğrenci Ofisinde materyal planlama & tasarım koordinatörü ve NEU ideas Etkinlik Yöneticisi olarak çalışıyorum.

Sanat boşluklarla dolu

Soru: Kıbrıs’ta “sanata” verilen önemi nasıl görüyorsunuz?

Kıbrıs'ta birkaç cümleyle asla anlatılamayacak boşluklarla dolu olan sanat geçmişinin, bizlerle gelen yeni nesillerin aidiyet arayışıyla doğrudan orantılı olduğunu düşünüyorum. 

Kısacası, üzülerek, sanatın yerini bir boşluk olarak görüyorum ve bunu görüp ağlayıp sızlanmak yerine, kendi elimden geldiği kadar yeni oluşumlar yaratmaya, yeni zihinleri de böylelikle üretmeye yöneltmeye çalışmaktayım.

Toplumsal yapımızda alışmış olduğumuz hazırcılık (bir nevi tembellik), maalesef bizlere üretmenin değerini unutturmuş; sanatın ve emeğin biricikliğini ve anlamını yok etmiştir. 

Günümüzdeki zanaat/hobi olarak nitelendirilmesi gereken üretimlerin, “sanat” adı altında halkın önüne sunulması en büyük eksikliklerimizden birisidir. Böyle olmasının sebebi yeteri kadar okumamamız, araştırmamamız ve sorgulamamamızdır. Edebiyat, felsefe ve sanat, yaratmaya meyilli zihinlerin yaşam suyudur. Bir bireyin/sanatçının en fazla beslenebileceği kaynak şüphesiz edebiyattır. Toplumumuzda felsefe ve edebiyat yönümüz güçlü olabilseydi, yaratılan ürünler yalnızca zaman geçirmek için yapılan hobi/zanaat olmak yerine; estetik kaygısı olan, kişiselleşerek kişinin kültürüne bürünen, kavramsal bir zeminde, birşeyleri sorguluyor/düşündürüyor olan daha değerli yaratılar olacaktı. Belki de öyle olsaydı, bir sanat müzemiz bile var olacaktı.

‘Birlikte hareket etmeyi öğrenmeliyiz’

   Kıbrıs'ta yenilikçi ve ilerici bir anlayışa ancak yaratarak ve yarattıklarımızın değerini her geçen gün artırarak ulaşabiliriz. Bunu başarmak ve o derin boşluğu doldurmak için yapmamız gereken en önemli şey “birlikte” hareket edebilmeyi öğrenmektir. 
   Bu ülkeye elle tutulur, kültürü canlı tutacak sanatsal ve düşünsel değerler bırakmak içinse hepimizin önce egolarımızdan sıyrılması ve yolumuza “sanatçı” olarak değil, birer yapıcı ustası olarak ve çok çalışarak devam etmemiz gerekmektedir.

Soru: KKTC’de sanatsal faaliyetlerde bulunmak ve üretmek nasıl bir deneyim?

Ayni kaygıları duymadığınız ve maddiyatın çok ön planda olduğu bir çevrede, herşeye rağmen yaratma sezgisiyle yaşamak sürekli sizi yoran bir hastalık gibi... Öyle ki; dönem dönem bir motivasyon makinesine bağlanmak ihtiyacı bile uyandırıyor.. Yaratmaya devam edebilmek, yurt içinde durağan olduğundan, yurt dışındaki sanatsal aktiviteleri,insiyatifleri,kişileri,yenilikleri takip edebilmek için sürekli bir cesaret kaynağınızın olması gerekiyor. Çok aşk ve az parayla yaşamanız gerektiği için de bu sanırım biraz sıkı bir deneyim.

Soru: Gelecek için yeni projeleriniz var mı? Bunlardan bahsedebilir misiniz? 

Eşim ve 2 genç tasarımcı arkadaşımla birlikte Belediye Pazarındaki yeni ofisimizde hayata geçireceğimiz Sanat ve Tasarım şirketimiz kurulum aşamasındadır. Bu bizim resmi olarak yapmış olduğumuz ilk girişimdir diyebiliriz. Daha önce yapmış olduğum girişimler maalesef proje olmaktan daha ileriye gidememişti. Bu kez daha sağlam bir yapıyla kendine yetecek bir kurum olarak başlayacağız. Sonrasında da daha önce proje olarak askıda kalan planlarımızı üzerine ekleyebileceğiz ve aktif bir sanat ortamı kurmayı deneyeceğiz.
Bunun yanında da ayni bölgede bulunan eski bir Kıbrıs evinde kendi atölyemizi oluşturmaktayız. Hedefimiz bu atölyede hem üretmek, hem ürettirmek.

Soru: Lefkoşa Surlariçi için herhangi bir çalışmanız var mı ? 

Lefkoşa surlariçinde çok farklı bir yaşam var. Aynı zamanda kültürümüzün en sağlam dokuları da bu bölgede bulunuyor. Bu dokulardan en önemlisi olan Belediye Pazarında esnaf olmak bize inanılmaz keyif verecek. Orada var olan eksiklerin herkes gibi biz de farkındayız. Bu eksiklikleri azaltmak ve özellikle genç ve yaratıcı zihinleri eski kültürün değerini bilmeye çağırmak için yeni projeler üretip, sponsorlar buldukça hayata geçirmeyi planlıyoruz.

Soru: Çalışmalarınız ve girişimleriniz hedefleriniz için yeterli mi ? 

Girişimlerimdeki hedeflerim her zaman için hayallerimdir. Asla sona ermeyen bir merdiven gibi... Sürekli bir sonraki basamağa ulaşmak için, devamlı kendimi geliştirmek ve daha fazlasını yapmayı denemek sanırım hayatınen keyif verici yönü.

Güncelleme Tarihi: 02 Kasım 2014, 09:32
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474