banner564

Gerçekleri konuşalım

   Son 42 yılda çok büyük olanaklar elde ettik...
   Fakat bunları iyi yönde kullanamadık...
   Yanlış işler yaparak, hem devleti batırdık, hem de insanlarımızın geleceğini kararttık...
   Dolayısıyla artık parmak arkasına saklanarak konuşamayız...
   Tüm gerçekleri konuşmak ve yanlışları ortaya koymak zorundayız...
   Doğruları tartışmaktan kaçamayız...
   Sütümüz içilmez oldu...
   Soğuk zincirde başarılı olamadık...
   Üreticinin elindeki sütleri bazen bir hafta süreyle bekletip, daha sonra insanların önüne koymak suretiyle tüketicileri ciddi endişelere sürükledik...
    Uzun ömürlü süt kullanımının zararları ortada iken, insanımıza günlük taze süt olanağı yaratamadık...
   Hellimde sahtekarlığa yöneldik...
   Tümü değilse bile, çok sayıda üreticinin süt tozu ile hellim üretmesine göz yumduk...
   Halkımızı Avrupa standartlarından çok uzaklara götürdük...
   İnsanlar, günlük süt ve hellim ihtiyacının büyük bir bölümünü güneyden karşılamaya başladı...
   Bu vatan hainliği değildir...
   Bu zorunlu bir ihtiyaçtır...
   Çocuğunun geleceğini düşünen anneler, babalar için bir mecburiyettir...
   Burada ‘vatan-millet’ edebiyatı geçersizdir...
   Kötü gidişata ‘dur denmediği sürece’, süt ve süt ürünleri konusunda güneye yönelmeler daha da artacak...
 
Ekmeğimiz de yenmez oldu
   
   Gelelim ekmek konusuna...
   İnsanların ana tüketim maddelerinden biri de ekmektir...
   Bazı büyük fırınlar, arıtılmış su kullansa bile; özellikle kırsal alanlarda şebeke suyu ile üretilen ekmeklerin insan sağlığı açısından yarattığı olumsuzlukları görmezden gelemeyiz...
   Kullanılan unların kalitesi düşük, sular ‘içilemez’ olunca, insanımızın sağlıklı beslenmesinden söz edilebilir mi?..
   Yıllar önce, Türkiye’de uygulamalardan esinlenerek kurulan Toprak Ürünleri Kurumu’nun bu ülkeye  faydaları ve zararlarını artık sorgulamak gerekmiyor mu?..
   İktidara gelen partilerin ‘atama’ yerlerinden biri olan bu kurumda yaşanan olumsuzluklar, yolsuzluk veya suistimal iddiaları ortada dururken, özelleştirilmeye gitmek yerine, zararları kapatmak için ithal ürünlere yüzde 3’lük zam kararının alınması, son 40 yılın hatalı politikalarının devamı anlamındadır...
   Çağdaş ülkelerde özelleştirme girişimleri yıllar öncesinden tamamlanırken,  KKTC’nin hala popülüzme dayalı bir siyaset anlayışı sürdürmesi kabul edilemez...
   Böylesi kararlar bu ülkeyi düzlüğe çıkaramaz...
   Böylesi kararlar bu ülkeyi daha da yaşanmaz hale getirir...
   Tüm sektörler iş yapamaz duruma gelir...
   Ticaretin daha da güneye kayar...
   O nedenle artık daha açık konuşacağız...
   Parmağımızın arkasına saklanmadan doğruları söyleyeceğiz...
   Çünkü gidişat iyi değildir...
YORUM EKLE
YORUMLAR
Sizi tebrik ediyorum bu güzel yazıları emeklrinizle bize hazırlayıp sunduğumuz için
Sizi tebrik ediyorum bu güzel yazıları emeklrinizle bize hazırlayıp sunduğumuz için - 8 yıl Önce

Müzeyyen savaş

banner471

banner473