banner564

Halkın görüşü alınmalı

   Kıbrıs sorunu tam 50 yıldan beri görüşülüyor...
   Ama sonuca gidilemiyor...
   Neden?..
   Kıbrıslı Rumlar kendilerini adanın ‘tek sahibi’ görüyor da ondan...
   Kıbrıslı Türklere, Ermeni ve Maronit’ler gibi ‘azınlık hakkı’ vermek suretiyle çözümün sağlanmış olacağını düşünüyorlar...
   Annan Planı’nı reddetmelerinin ana sebebi budur...
   Eski Rum lideri Yorgo Vasili’nun yayımladığı kitap, bu iddiayı doğruluyor...
   Vasiliu, Annan Planı’nın hazırlanmasına katkı koymuş bir siyasetçiydi...
   Rum halkının bu plana destek vermesi için de çalıştı...
   Buna karşın, dönemin Rum lideri Tassos Papadopulos’un ‘hayır’ kampanyasına tepki göstermedi...
   Tam tersi, tek yanlı AB üyeliğinin gerçekleşmesi sonrasında oluşan tepkileri ‘yumuşatma’ görevi üstlendiğini itiraf ediyor...
   Daha da ileri giderek, AKEL’in bir anda ‘hayır’a yönelmesinin ‘hükümetten atılma korkusu’ olduğunu açıklıyor...
   Ne kadar çirkin bir siyaset değil mi?..
   Her fırsatta merhum Özker Hoca’nın ‘yoldaşı’ olduğunu söyleyen Hristofyas, referandumun gerçekleştiği dönemde sırf Meclis Başkanı olarak göreve devam edebilmek için adanın yeniden brleşmesine güçlü bir sesle ‘hayır’ dedi...
   Sonra bunu 3 nedene bağladı...
   Nedenlerden iki tanesi tamamen hikaye...
   Varılacak anlaşmanın uygulanmasını Güvenlik Konseyi’nin garanti etmesini, ayrıca göçmenlerin dönüşüyle ilgili sürecin hızlandırılmasını istiyormuş...
   Bunlar aşırı bir istek değil...
   Ancak üçüncü koşul Türk askeriyle ilgilidir...
   1960 anlaşmalarında öngörüldüğü gibi sadece 600 askerin adada kalmasını ‘Rum halkı istemiyormuş’ gerekçesiyle ‘hayır’ dedi...
Yıllar boşa geçti
   Tam 50 yıldan beri Kıbrısla ilgili müzakereler işte bu tür gerekçelerle sonuca ulaşamıyor...
   Ulaşılması da pek mümkün görünmüyor...
   Kendileri ‘Kıbrıs’ın doğal gazını kullanma’ konusunda bir başka ülke ile ‘stratejik işbirliği’ yapabiliyorlar, ama Türkiye garantör ülke olarak ‘sismik araştırma’ yapacağını açıklayınca “buna hakkı yoktur” diyerek, müzakere masasını terk edebiliyorlar...
   Gelinen noktada, başta Avrupa Birliği olmak üzere, Kıbrısla ilgilenen tüm ülkeler adanın 50 yıldan bu yana neden bütünleşemediğini artık anlamak ve adımlarını ona göre atmak zorundadırlar...
   Hala anlayamamışlarsa, o zaman kamuoyu araştırmasına başvurmalıdırlar...
   Her iki topluma da “bu adayı birlikte yönetmeye ve birlikte yaşamaya var mısınız?” diye sormalıdırlar...
   Cevap iki tane “evet” ise...
   O zaman liderleri ‘uluslararası konferans’ şemsiyesi altında toplayıp, sonuç alınmalıdır...
   Cevaplardan biri “evet”, diğeri “hayır” ise, o zaman tek seçenek kalır...
   Yani ayrılığı kalıcılaştırmak...
   Böylece sonuç alınmayacak müzakerelerle zaman yitirilmez ve çözümden yana olan insanlar boş yere umutlandırılmaz, kandırılmaz...
   Artık karar zamanı...
YORUM EKLE

banner471

banner473