Son 1 haftadır tüm tıp bilgilerim, öğretilen kalıplar kafamda darmaduman oldu... Bu kadar basit mi? Adam kalp hastası tedavi et, boğazı ağrır bak ve reçete yaz… Var ya biz sadece sorunun ‘s’ harfini hallediyoruz...

Hastalık insanın çözülmemiş problemlerinin bir kanıtı aslında… Tıp, bugüne kadar hep etkili ve işlevsel olmaya odaklanmıştır. Oysa çözüm, işlevsel değişikliklerde değildir. Hastalık ve belirtilerini tanımlayabilmek için şekil ve içerik kavramları üzerinde durmak gerekir. Şekil görülebilen, içerik görülemeyendir. İçerik, kendini şekilde ifade eder ve şekil böylece anlam kazanır. İnsana baktığımızda bilinç içeriktir ve beden de şekil, dolayısıyla bilinç ve bulunduğum tüm değişikliklerin olduğu yer bedendir. Bugün kullanıldığı gibi hastalığı sadece vücudun bir yeriyle ilişkilendirmek doğru değildir. Çünkü hasta olan ve ya sağlıklı olan beden değildir. Bilinç yani içeriğin gönderdiği bilgileri ifade eder. 

Bilincimizde bilgi boyutunda oluşan uyumsuzluk, bedende kendini hastalık belirtileri olarak gösterir. Bu nedenle bedenin hasta olduğunu söylemek doğru değildir. Bedenimiz bilinç olmadan yaşayamayacağı gibi, bilinç olmadan hasta da olamaz. Yani sadece bedensel ve ya ruhsal hastalık olarak ayrım yapmak mantıksızdır. Bedende ortaya çıkan belirtinin amacı ilgimizi, dikkatimizi enerjimizi o noktaya çekmek ve soru sormamızı sağlamaktır. Her belirti bizi istediklerimize ve istemediklerimize dikkat etmeye zorlar. Belirtiler görünür olmayan bir sürecin, görülebilir ifadesidir. Yasamın akışını böler ve bizi bir şeye dikkat çekmeye zorlar.

Biraz bu konuştuklarımızı örneklersek, görmeniz gereken şeyleri görmeyi redderseniz gözleriniz de bunun aracı olarak size uyum sağlar. Mesela gözleriniz zayıflar, söylemeniz gereken şeyleri söylemiyor ve kendi içinize atarsanız boğaz ve tiroit sorunları yasarsınız. Hayatı çok sırtlanırsanız gereğinden fazla yük alırsanız sırt problemleri yaşarsınız. Kadınlığınızı ortaya koyamayıp bununla ilgili sorunlar yaşarsanız bu sefer jinekolojik sorunlar yaşarsınız. Çünkü biz bilincimiz ve bedenimizle bir bütünüz. Olay hiç de basit değil, önemli olan o rahatsızlığı yaşadığınızdaki sıkıntı nedir? Geçmişten günümüze kadar mı geldi? Bunları irdelemek önemli… Bu yüzden hastaya yaz reçeteyi gitsin felsefesi yanlış. Bu konuyu irdelemeye devam edeceğiz. Bakalım size ayna olabilecek miyiz?

Sevgiler…