banner564

Hastayız

Ülkemizde sağlık tek kelime ile rezalet durumda. 
Ve bu gerçeği birisinin bize söylemesine de gerek yok. Büyük olasılıkla, hepimiz hayatımızın bir anında skandal bir haber okumuş, duymuş, ya da yaşamışızdır. 
Yine de durumun ne olduğunu, her gün neler yaşandığını, hastaların ve ailelerinin çektiklerini görmeniz için Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastahanesine bir iki saatlik bir ziyaret yapmanız yeterli olur.
Ama yetmiyor belli ki. 
Çünkü bence tüm bu yaşananları kendimize layık görüyoruz. Öyle olmalı, yoksa yaşananların sorumluları mutlaka hesap verirdi.
Tam tersi, kalkıp başımıza vekil yapıyoruz ki daha da rahat etsinler diye. 
Yazıklar olsun hepimize.
Kıbrıs Türk Tabibleri Birliğinin 2 numaralı tüzüğünce belirlenmiş olan Doktorluk Mesleğine Başlarken yapılan yeminde, doktorlar, yaşamlarını insanlığın hizmetine adayacaklarına, kişilerin sağlıklarını koruyup geliştireceklerine, hastaların iyileşmesini her şeyden önce düşüneceklerine, mesleklerinin vicdan, onur ve soylu geleneğini de koruyacaklarına dair namusları ve şerefleri üzerine ant içerler. 
Ne kadar inanırsınız bilemem ama ben inanmıyorum. Uzun süre de inanmayacağım. 
Çünkü her gün yaşananlar bana, bu yeminin en iyi ihtimal ile unutulduğunu gösteriyor
Neler yok ki yaşanan…
Vergi ödemesin diye reçete yazmayan, ya da sadece nakit kabul eden, kredi kartı makinesini saklayan doktorlar gördüm.
Kalp krizi geçiren hastanın taburcu edildikten sonra park yerinde öldüğünü okudum.
Vefat eden prematüre bebeklerin bir yıl morgda saklandığını hatırlıyorum. 
Beyin kanamasını hastahanenin acil servisinde geçiren hastanın, bekletildiği saatler boyunca geri dönülemeyecek şekilde felç olduğunu, sorumlusu doktorun da meseleyi sadece telefonunu meşgule alarak atlattığını biliyorum.
Yüzünde yanık olan hastaya, “bizimkiler izinde sen özele git” diyen devlet hastahanelerini yaşadım.
“Neden herkese bedava bilgi vereyim, bildiklerimi paylaşayım” diyen doktor ile bire bir tartıştım.
İki bölüm TV dizisi izlemiş bir odunun bile koyabileceği bir teşhisi, elindeki tahlillere bakarak anlayamayan sözüm ona doktorlar ile karşılaştım. 
Yani uzun lafın kısası, bu ülkede insanın değeri yok. İnsan sağlığına verdiğimiz önem, gelişmiş ülkelerde hayvan sağlığına verilen önemin çağlar boyu gerisinde. 
Ve dünyanın hiçbir yerinden hekimlik sanatını yapması mümkün olmayacak doktorların, ülkemizde toplumsal sağlığını tehlikeye attığını düşünüyorum. 
Eminim sizde birçok hikâye duymuşsunuzdur. Harekete geçmeyi düşünüyor musunuz?
YORUM EKLE

banner608

banner474