banner564

Hayatın Hüzünlü Şarkısı

Hayyaalassalah*,
Hayatın hüzünlü şarkısı, yeni güne daha açmamış tomurcuklar, el değmemiş mabedime henüz girememiş-girmemiş duygular, havai, tecrübesiz, tekmil içe dönük, kendiyle hesaplaşmaya cesareti bile olamayan mendebur duygular.. Hırsızlığında bir yere kadar adaleti var, kalbimi çaldın, duygularımı çaldın, bedenimi, dudaklarımı, öpüşlerimi, nefesimi, bana seni hatırlatan herşeyimi.. Dans etme ihtimallerimin hepsini, tahammülümü, şarkımı-türkümü, üfürüğümü, kült filimleri, ince, temiz evlerimi, titizlikle temizlediğim evlerimi, odalarımı, eşyalarımı, tozlu kitaplarımı, uğurlu-uğursuz, kusursuz, kuruntulu-kuruntusuz, süslü-süssüz, ümitli-ümitsiz, tüm benzerlikleri ve zıtlıkları...
Yürü senden öncekiler gibi onların gittiği yollardan gitme, sen kendi yollarının yol açıcısı ol, kendin ol, bir ve bütün, kırmızılığın hakikatine eriş, tek renk, tek, bir tek ol, güzel duyguların simsarı ol, foyalı insanlardan uzak, boyalı insanların kurdu gibi kut-rt ol, boyaları dökülmüş o insanlara bak, bak ne kadar da acınası, şeytan işi oyunlarının arasında kendilerini yakıyorlar.. Aklın içinde aklınızı çalıştırın, zihin birçok bireyin karakterine eğilim gösterir, bir gün kalktığınızda başka biri gibi yok biri gibi uyanabilirsiniz.. Uyanmak sizin elinizde, nasıl biri gibi uyanmak istediğiniz, nasıl bir duygu ve yüzle..
Mezarlardan, çürümüş kemiklerden umut bekleme, beklersen yalnız Allah’tan umut bekle, insanlar zaten onun kulu, kullar alçak gönüllüdür ve de mutlu! Akıl bırakın çalışsın, özgürlüğünün farkına varsın, tüm pisliklerden, zilletlerden uzak, insanlar varlıklarının kıymetini bilsin-bildirsin çünkü herkes herşeyin farkında değil, olmayabilir, gücü yetmeye bilir, aklına düşmeye bilir, bildirelim, ne kadar çok paylaşım olursa o kadar iyi! Güvende miyiz? Güvenilebilir miyiz? Hangi soruyu daha erken sormalı, hangisinin cevabı bir diğerinden evvel olmalı, herşeyin bir evveli olması gerekir mi? 
Kötülük dilemez-dile getirir, dile gelir söyler, yaptırır-yaptırmaz, insanın eli beli bağlı, canı kanlı, kanı bağlı, beden kötülükle, yüzsüzlükle kaplı, ruhu kötürümdü, daha yeni ayıklandı ve ayaklandı. İnsanın fıtratı temiz olmalı, vicdanı, hassasiyeti, Allah’a karşı amelleri olmalı, bu işler konuşmakla olmaz, durup dururken zembille inmez, hayırlı işler yapmak, onlara vesile olmak, salat getirmek, ‘olmazsa olmazlar’ olmalıdır. Namaz kılandan kötülük gelmez eğer doğru düzgün ve içten ve samimiyetle kılıyorsa, mülk Allah’ındır(“lehül mülk”), can Allah’ındır, o zaman onu kullanmak geçicidir, can geçicidir, bu yüzden, birbirimize kendimize davrandığımız gibi itinayla davranmalı, maneviyatla, kalb kalbte bir, Peygamber’in mührü mührümüz, sözü sözümüz, özü özümüz...
Rezil rüsvah olmamak için tövbe ettim, tevazu ile harmanlandım, dinimin özünü-sözünü bildim, ahlâk şemsiyesi altında vicdanı hür, şirk ve müşriklikten uzak, riyakârlıktan uzak, tuzaklardan uzak, aydınlık bir gelecekte gelecekle kucaklaşmak!
  *Barışa, kardeşliğe, eşitliğe, mutluluğa, paylaşıma gelin demektir.


Haftanın Şiiri:
UNREQUİTED LOVE
Iğranırdı seheryeli kör kandili bakışlarda; 
yalazı bölüşürdük, hüznü akarsûlarda,
el sürerdi kalbime eczâsı kalbinin tenhâda, 
eflâtun rüyâlarımın maddî varlığında.
Astral seyahat ediyorsa imgelerin berzâhta, 
ismetlû! kadınım, ayışığında, fücuru aynadan 
çıkar, elân!, akisleriyle bedeni anamorfozdan;  
epriyerek kara kucak kenafir amfiteatrında. 
İnci göğsünde ipildeyen bir konçertodur bu, 
iskandil!, hayâli!, an-ı daim, amentü korkusu,
ötüşerek sevdamı denize, akçıl dalgalarından, 
balıkların anakronik feryâdıdır, yalvarır su.
Avcun ayasında, titrerdi us renginde duâlar,
ürerken bâkir dudaklarında esrârı lâmbaların;
ancacuk ânın şuuru ışığında sevişmekti! hâzan, 
ten âşkıyle, bir bilmeceylen, firâridir, yâre su.
Lâciverde tüllenen güle gitti lâlegün kalbim, 
iğneden iplik geçesi, hercâi ipekte, fecr gözlerin,
ulvî bir serüvenin sahrâsında kahır kâdehlerinin.
Daha dilsiz ayrılıklara, ağza ip ölçtüm intihara, 
baştanaşağı elyaftan etleri, cesetvekemiklerimin;
ustura ağzında gerdim mi vakitlerini tan yerinin, 
düşüyor yüzünün harfleri çalıçırpı, çıngı ağlara. 
Zührevî bir dekordur hararetin meşhur asâsında, 
ahşamladım alabiciğinde bir envai kış beyazlığı, 
ahacık alacığından öperek almayagör ceylânımı; 
âhengin müptelâsı, nekrofili vücût kefenlerinde,
 -neoromantik spektrumu uçurum mumlarının-, 
ölüşüp boşluklarını alabildiğine afsunlu baharın;  
ânen fe’ânen yedibinyılın râhmeti Cenabıhakk’ın, 
kınaıslığı şarkılarda içselleşen serâzâd ağaçlarının;
kûbera konaklarında, çizmiş agoralardan yüzüne, 
zehir yeşili bir kelebeğin seküler paradigmalarını;
tesbih ederek ruhî bir nefasetle karşılıksızbirâşkın.  
YORUM EKLE

banner471

banner473