banner564

Hükümetin öncelikle vatandaşlıklara el atması hoş değildir

 Hükümetin geçmişte yapılan usulsüzlük, ihmal, yasalara aykırı ve maddi kayıplara sebep olan uygulamaları incelemesi ve gereken işlemleri yapması yadırganamaz.
Fakat ülkemizin olağanüstü maddi kayıplarına sebep olan ve halkımızın günlük yaşamını zorlaştıran geçmişteki uygulamalar yerine, vatandaşlıkların incelenip iptal edileceğinin açıklanması, halkımızın ezici çoğunluğu tarafından tepki ile karşılanmıştır.
Kuşkusuz ülkemizin huzurunu, güvenliğini bozabilecek, zararı dokunabilecek kişilerin vatandaş yapılmasını kimse savunmaz. Fakat hiçbir bakanın ve hükümetin, sabıkalı ve huzur bozucu, ülke için zararlı kişilere vatandaşlık verebileceği de kabul edilemez.
 Bu nedenle, yasal olarak kurulan Bakanlar Kurulu ve hükümetin Bakanlığı tarafından verilen vatandaşlıkların iptal edilmesine kalkışılması, devlet devamlılığına aykırı olması yanında KKTC’nin saygınlığına da gölge düşürücüdür.
İşte bu nedenle hükümetin öncelikle vatandaşlık konusuna el atması; nüfusumuzun artmasına karşı olan , azınlık olmamızı isteyen ve anavatan düşmanlığı yapanları memnun etmek için atılan bir adım olduğu kuşkularına sebep olmaktadır.
Sosyal paylaşım sitelerindeki yapılan yorumlar ve ortaya konulan tepkiler, bu görüşü desteklemektedir.
Aslında hükümet ülkemize gerçekten hizmet etmek niyetinde ise, geçmişte verilen vatandaşlıkların iptali yerine, ülkemizde doğan, ve halen başka ülkelerde yaşayan Kıbrıs Türklerine derhal vatandaşlık vermesi daha isabetli olacaktı. 
Ayrıca, gurbette yaşayan Kıbrıs Türklerinin geri dönüşünü özendirecek önlemler almalıdır.
Vatandaşlık yasasının doğru olmadığı kabul ediliyorsa, uygar ülkelerdeki uygulamalar ile ülkemizdeki gerçekler dikkate alınarak, nüfusumuzun artmasını engellemeyen aksine artmasına yardımcı olabilecek yeni bir vatandaşlık yasası çıkarılmalıdır.
1968’den beri sürdürülen müzakerelerde Rumlar, nüfus üstünlüklerine dayanarak bizimle yönetimde eşit ortaklığı kabul etmemektedir;
Rumlar nüfus üstünlüğünü ele geçirmek için, 2.Dünya savaşında Yunanistan ve adalardan on binlerce Yunanlıyı Kıbrıs’a getirdi;
Rumlar olası çözümden sonra, nüfus üstünlüklerini kaybetmemek için, nüfusumuzun ¼ oranında sabitlenmesini ve Yunanlılara tanınan 4 özgürlük hakkının, TC vatandaşlarına tanınmasına karşı çıkıyor;
Aramızdaki nüfus açığının daha da artması durumunda, Kıbrıs’ta Rumlarla eşit hak talebinde bulunmamız, dünyaca kabul edilmeyecek;
Rum başkanlık seçimlerinde bazı adayların Kıbrıs’taki nüfus oranını, ulusal konu olarak gördüklerini açıklamaları da, bu konuya büyük önem verdiklerini gösterir.
Tüm gerçeklere rağmen, KKTC’de hala daha basiretli bir nüfus politikası uygulanmamaktadır. Üstüne üstlük bazı siyasiler de nüfusumuzun artmasına karşı çıkıyor. 
Oysa KKTC’de vatandaşlık verilmesini engelleyenler, öncelikle güneydeki yönetimin bizim de hak sahibi olduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti adına yabancılara vatandaşlık satmasına, güneye giden tüm Yunan asıllı kişilere vatandaşlık vermesine karşı çıkmalıdır.
Kuşkusuz kendi halkı yerine, başkalarının ulusal davasını desteklemeyi ilericilik zannedenlere, Kıbrıs’ta nüfusun yaşamsal önem ve değerini kabul ettirmek çok zordur.
   Ancak 1571’de yüz binlerce şehit vererek aldığımız, asırlarca Türk yönetiminde kalan ve Anadolu’nun bir uzantısı olan Kıbrıs buradaki Türk halkı yanında Türkiye için de önemlidir. 
Bu bakımdan, Anavatan yetkilileri kuzeydeki Türk nüfusunun artmasını engellemek amacı ile sürdürülen yoğun, kampanyalara seyirci kalmamalı. 
YORUM EKLE

banner471

banner474