2004 ve 2014 yılları arasında Birleşmiş Milletlerden sonra ikinci büyük uluslararası örgüt olan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın genel sekreterliğini sürdüren ve son yapılan Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı yarışında CHP ve MHP’nin çatı adayı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkan Ekmeleddin İhsanoğlu ile Kazakistan’ın Başkenti Astana’da bir araya gelme fırsatı bulduk.

Ekmeleddin İhsanoğlu, Türk kültürü, İslam dünyası ve Batı dünyası ilişkileri ve Türk-Arap ilişkileri hakkında değişik dillerde çok sayıda eseri var. Bu sayede de özellikle İslam ülkelerinin yakından tanıdığı bir isim. Birçok üniversitede ve ülkede dersler vermiş, politikacılarla da bir araya gelmiş bir kişi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni de daha önceleri ziyaret etmişti. 22 Kasım 2013'te dönemin Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından gerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin İİT'deki durumunun yüceltilmesi, gerekse İİT üyeleriyle ilişkilerinin geliştirilmesi konusunda verdiği hizmetler nedeniyle kendisine KKTC Devlet Nişanı verildi. İhsanoğlu, şimdiye kadar bu nişana layık görülen ilk ve tek kişi olma özelliğini hali hazırda koruyor. 

İhsanoğlu, KKTC'deki potansiyelin İslam ülkeleri tarafından görülmesi adına küçümsenmeyecek katkılarda bulundu. Hali hazırda onun döneminde ve sonrasında atılan bu adımları başka başka adımlar izliyor. Ve KKTC İTT’de artık bilinen bir ülke konumunda. 

KKTC’deki görüşme ve müzakereleri de yakından takip eden İhsanoğlu, 2011 yılında KKTC ile benzer durumları olduğunu söylediği Kosova ve Güney Sudan gibi “Bağımsızlığına” kavuşmasını söyledi. 

Uluslararası camianın Kosova ve Güney Sudan'a tanıdığı haklarla, Kuzey Kıbrıs'a tanımadığı haklara bakıldığında zaman içerisinde Kıbrıs Türklerinin haklılığının ortaya çıktığını söyledi ve artık bu hakların tanınma noktasına gelmesi için uğraş verilmesi gerektiğini söyledi. Tanınma için de başlangıç noktası olarak İİT’yi adres gösterdi. 

“Başka dünyalar da var”

Kazakistan temaslarımız sırasında Türkiye-Kazakistan işbirliğinde kurulan Ahmet Yesevi Üniversitesinin Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız hocamızla da tanışma fırsatı bulduk. Zaten bu tür gezilerde elde edilen en büyük zenginlik insan kaynaklarına ulaşabilmek. 

Ahmet Yesevi Üniversitesi, Kazakistan'ın Türkistan şehrinde. Üniversite, beşi Türkiye Cumhuriyeti, beşi de Kazakistan Cumhuriyeti tarafından atanan on kişilik bir Mütevelli Heyet tarafından yönetiliyor. Mütevelli Heyet Başkanı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan atanıyor. Bu görevi de şimdi Prof. Dr. Musa Yıldız yürütüyor. 

Gerçekten de Türk dünyasını yakından takip eden ve uğurda önemli hizmetleri olan Prof. Dr. Musa Yıldız’ın KKTC’ye olan bakış açısı hem sevindirici hem de düşündürücü.

Zira Prof. Dr. Yıldız “Sadece Avrupa yok, Asya ve Afrika’da da büyük zenginlikler ve keşfedilmeye bekleyen yerler var. Türki Cumhuriyetlerde de Türk akademisyen ve bilim insanlarına ihtiyaç var. Biz üniversite olarak özellikle Türkoloji, Tıp ve Hukuk alanında bu açıkları kapatmak için dünyanın dört bir yanından okumak isteyen öğrencileri üniversitemize kaydediyoruz. Hemen her yerden öğrencimiz var, bir tek Kıbrıs’tan yok. Okulumuzda hem Türkçe, hem İngilizce hem de Rusça eğitim veriliyor. Bu bölgelerde kapıların zorlanması bu bölge ile de köprülerin kurulması sizin için çok önemli. Zira Avrupa’dan başka dünyalar da var. Bakın görüyorsunuz Astana ne kadar modern bir şehir. Ve bu şehri son 10 yılda Türkler inşa etti neredeyse. Bu imkânları ve fırsatları Kıbrıslı gençler de kaçırmamalı. Biz okumak isteyen Kıbrıslı öğrencilere burs vermeye de hazırız” diyor.

Daha ne olsun… 

Akdoğan mı? Astana mı?

“Sevgili Alihan; Akdoğan - Paşaköy arası, Vadili beldesi 'Yeni kent projesi' 1500 dönüm arazi üzerine İçişleri Bakanlığınca planlanıyor.            Mesarya halkının güven ve çalışma şevkini artırma ve bu toprakları vatan yapmak için Astana örneği bir yapılanma da esastır, eline kalemine sağlık. Bu toplumun en büyük panzehiri 'inadına barış' iksiridir, bindik bir tramvaya gideriz 'vay vay'a'...”

(Bir okur)