İngiltere, Kıbrıs’ın 3 garantör ülkesinden biridir...
Adanın tek başına sahibi olduğu dönemde, kanlı saldırıların hedefi oldu...
Çok sayıda İngiliz askeri, EOKA’nın silahlı saldırıları sonucunda hayatını kaybetti...
İngiltere; daha sonra adadan çekilerek, iki toplumlu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna destek verdi...
Bununla birlikte; Türkiye ve Yunanistan’ın yanı sıra 3’üncü garantör ülke oldu...
Garantörlük ne demek?..
Adaya yönelik her türlü tehlikeyi önlemek demek...
Bu sadece dıştan gelişecek tehlikeler için geçerli değildir...
Eğer ada içinde bir tehlike varsa, onu önlemek de sizin görevinizdir...
Ne var ki; 1963’te başlayan kanlı saldırılar konusunda İngiltere hiçbir şey yapmadı...
Kıbrıslı Türklerin 100’den fazla köyden kovulmasını sadece seyretti...
İngiltere’nin bu tavrından cesaret bulan EOKA teröristleri, çok sayıda insanımızı katletti...
Kıbrıslı Türkler; her türlü devlet olanağından mahrum edildi...
Ekmeğe, zeytine, pirince ve bulgura muhtaç duruma düşürülen Kıbrıslı Türkleri destekleyen tek ülke Türkiye oldu...
O da Türkiye...
Yunanistan tek başına kalabilir
Türkiye; Kıbrıslı Türkleri hiçbir zaman açıkta bırakmadı...
Kıbrıs Cumhuriyeti’nden silah zoruyla uzaklaştırılan kamu görevlilerinin maaşlarını gönderdi...
Göçmenlerin çadırlarını, ihtiyaçlı ailelerin gıda maddelerini Türkiye karşıladı...
Ve 20 Temmuz 1974’e kadar sabırla bekledi...
Faşist Yunan Cuntası, 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunmasaydı, Türkiye; askeri bir harekata girişmezdi...
Olanların tüm sorumlusu faşist Cunta’dır...
Ne yazık ki; Rum gençlerinin tamamına yakını bu gerçekleri bilmiyor...
Eğitim sistemleri bunu engelliyor...
Kilise, kesinlikle gerçeklerin öğrenilmesini istemiyor...
Gerçekleri söyleyen olursa anında dilini koparıyor...
Ama artık bu tabunun yıkılması gerekiyor...
Peki kim yapacak bunu?..
Aslında ilk adres Avrupa Birliği’dir...
Ama, Rum ve Yunanlıların oyuncağı haline gelen AB Kulübü bunu yapmıyor...
Öyleyse; İngiltere...
Kocas aklını mı yedi?
İngiltere hala Kıbrıs’ın üç garantör ülkesinden biridir...
Ama son zamanlarda Yunanistan’ın ortaya koyduğu şartlara herhangi bir karşılık vermiyor...
Yunan Dışişleri Bakanı Kocas, her fırsatta garantilerin ‘işe yaramaz’ olduğunu ve mutlaka terk edilmesi gerektiğini söylüyor...
Onun söylediklerini Rum lideri Nikos Anastasiadis ve diğerleri de tekrarlıyor...
Garantilerin devamını öngören bir çözüme razı olmayacaklarını iddia ediyor...
Halbuki; garantiler konusu öncelikle 3 garantörü ve Kıbrıs’ta yaşayanları ilgilendiriyor...
Nüfus açısından çoğunlukta olan Rumlar doğal olarak garantiye ihtiyaç duymuyor...
Fakat azınlıkta olan bizler, Türkiye’nin garantisi olmadan bu adada yaşam hakkı bulamayacağımızı biliyoruz...
Şimdiki halde bile insanlarımızın üzerine topuzlarla, demir çubuklarla saldıranların, Türk askeri gittikten sonra neler yapabileceklerini tahmin edebiliyoruz...
Ayrıca, Türkiye ve İngiltere’nin, stratejik çıkarları hiç dikkate alınmıyor...
Yunanistan, Güney Kıbrıs ile gerçekleştirdiği ‘Ortak Savunma Stratejisi’ çerçevesinde daha şimdiden askeri açıdan yetkili bir ülke durumuna geldi...
Garantörlükler sona ererse Türkiye bir daha buraya gelemez...
İngiltere çekilirse, bir süre sonra üsleri kaybetmesi de gündeme gelecek...
Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocas, bu iki ülkenin hükümetleri ve parlamentolarının ‘özürlü’ olduğunu mu düşünüyor?..
Böyle düşünüyorsa doktora görünmelidir...
Çok doğru hocam ama Ğörüşmelerde KKTC temsil eden CB Mustafa Akıncı ve Acemi Ekibi 3 maymunu oynamaya , sus pus a devam ederse olabilecekleri dahi düşünmek istemiyorum
KKTC ve Kıbrıs Türklernin tek güvencesi Anavatan Türkkiye dir. KKTC ve Halkına en hayırlısı ne ise olsun derim .