banner564

Kaderin Oyunu

Kader oyununu oynadı-oynuyor. Ümitler sessiz bir sandalda akıp gitti usulca, ne dalga ne de köpük. Tırmandıkça tırmandım yalnız sessizlikte kaybolurcasına ama ne faydasını gördüm ne de tatlı bir söz işittim. İnsanlık bu ya, insan olmaktan utanırsın, yalnızlık hiçte koymaz in-sana, bağırış çağırış vız gelir tırıs gider bu dağlarda, hiçbir şey yankılanmaz, yanık yüreklerin orda; alınganlığın doruğunda.. Tertemiz bir geçmiş; giysilerini soyunan bir fotoğraftır geçmiş.. Tertemiz bir yol, ayaklarımın altında ezilen çakıl taşlarıyla gece bana gündüz, yıldızlar bana çuvaldız, bana ne hürriyet, bana hep eziyet, hep eziyet!
Hayat yürüyen bir merdiven, ayağın takılmasın altında ezilip kalırsın, ne gökkuşağı bana ne de yedi renk, hayâl kurmak bile pahalı, ya âşık olmak ucuz mu, ucuza mı gidiyor, ya beleş olan nedir? nefsini tutsak edebilmek mi beleş, ya dağlarına yağan o karı nasıl temizleyeceksin? Beyazın içindeki kötülüğü.. Herşeyin bir bedeli mi var, -mutlak kuvvet sen gelirsin hakkından haksızın, öyle mi bu diyarda bu tip böyle süresiz işler çözümsüz işler, böyle mi yürür derken, kendi kendime salık verdiğim geceler.. Aslında, asıl kovalandığım menziller artık daha yakın gözümün ucundadır hataları, görüyorum ama hissetmek mümkün değil..
Ters yüz, ters düz bir türlü yolunu bulamamak geleceğin bir hakikat olarak orada durduğunu.. Kanıtlanmış bir tez gibi okuduğum, çalıştığım, ama çaresi sonuca giden her yolda mübah olanları uygulamaktı.. Gittiğim yoldan geriye dönmedim –döndürmediler, dönemedim –dönmek istedim, istemek istemenin yarısı, yarısı kadar konuştum, yarısı kadar hareket ettim, bu hayatta az mı yol almışım; yarısı kadarin, yarısı benim mi bu hayatın, hayır sormak istemiyorum –cevabı kendimde ararken ne kadar duş almışsam düştüm suyun yüzeyine işte o kadar ağır ve suyun üzerinde kendimle cebelleşirken buldum kendimi..
Yağmurdan kıskanma kendini bir gün sen de akıp çağlayarak yüreğinle tüm o yolları aşındırarak geçeceksin...

Poetika 59-61
- Şiir az biraz herşeye benzeyen ama taklidine imkân olmayan bir şeydir: biraz somon balığı penbesi, az biraz arduaz gibidir..Biraz sahici bir mühlet gibi, az biraz sorgucu, mutluluğun arpejidir!. Hiyle hurda değil, üzerinde kontrast gölgeler, inşâ etmiş düşünceler, kalıba dökerken o düşünceleri kalp çekici vurdu duygularını, işitti beynin kulakları -o muazzam sevişmeleri- Biraz yorgun az biraz uykulu böyledir ilhamı şiirin gündüzleri, geceleri…
- Şiir düşüncenin fidyesidir.
     Şiir rûh ve beden arasında sepeleyendir.
     Şiir duyuları doğrulayan özgür bir edimdir.
     Şiir şiiri yönetenlerin ideoloji tutsağıdır. 
     Gerçek şiirin aynasında güzelleşmeyen hiçbir duygu, düşünce ve kelime yoktur. -Atıf-<<Sanatın aynasında güzelleşmeyen hiçbir canavar yoktur.>>Boileau.
      Şiir estetiği ≈ Bireyin Özgürlüğü+Yaratıcının Özgürlüğü * Öteki Nesneler * Başkalarıyla İlişki Kurabilme Özgürlüğü+ Şu anki Koşullar+Özgürlüğe Sahip Olma Gerekliliğimiz * şiir şuurun sesli ve sessiz kelimelerle şiire yansımalarıdır.
     Şiirin gerçekliği yoktur çünkü; “her gerçek gelişip ölmüştür.” Hegel. Yaşayan yalnızca imge-yanılsamalardır. Bu çağda herşey gibi sanala giden bir gerçeksizlik vardır. Şiir kendi insanının gerçeği olur. Her şiir bir şiir için güzelleşir.
kırılmam yazmasam eskimiş yalnızlıklarımı
merak ipliği dolanmış düşüncelerime ve âşk kirliliği
değdiriyor ayaklarını yüreğime kan ve kemiklerini
ufalanıyor akşamın çizgileri pul pul ayrılıktan
ayışığında geçiyor gözlerin, tenin aklımdan 
bilemiyorum ne yapsam?, her nereye baksam?
Kalbimde hep o gizli saklı, hep o işveli şiir.
- “Şiirin içinde fikir, elmanın içindeki gıda kadar saklı olmalıdır.”Valéry.
Hiç birlikte olmadığım -ölüşüp düşünce ve -eriyik bedenim, helmelenipte, sezilenipte, hiçlikte birkitiyor birlediklerimi, insanın şuuru şiir genlerinde, yalnızca hakikatın ahlâkıyla bezenmiş bir yürekte, tek’le birlikte olacak ve onunla yeniden belgitlemeyle dirilecektir ve nefes alacaktır evrimlenerek bir noktadan diğer fasit bir noktada süregelinceye kadar.“Kimseye benzememek oranında herkese benzemek galiba şiir.” dir, (Edip Cansever). Yalnızca, onu ondan bezenmek, haikatin endoskobisisi; şiirdir. Onsuz bir bahar, onsuz bir tanım düşünülemez bu kalbe. Tanımsızlık diyarında gezen bir bedevi gibi asılı durdum hiçsizlikte ve yaratılarak tekrardan doğdum duyguların o engin vehminde. Her yanımı bir vecd kapladı. Sürüklendim aralıksız aralıksız hissizlikte.. “Şiir fikirlerden söz açmaz, onları bir aktör gibi temsil eder.” John Ciardi. Şiir ökesi püriştihayla kelimelerini fikirsiz seçer. Duygularını re-prodüksiyon yaparak şiirini şiirle ölçmek ister. Organik bir şiir üretmiş bu somut kafa soyut şiirin labirentinde şiirin yol haritasını beraberinde getirir. “Hayatın gecesi lambasını da beraberinde getirir.” (Charles Chaplin), şiirde aynasını beraberinde getirir, şiirin kişiliği olgunlaşmak ve evrim geçirmek için günışığında bunu yapmaktadır. Şiir Aynada aynanın kendisini görmesidir -boşluklardan oluşan kesitlerin diyalektik birleşmesidir.




Haftanın Şiiri:
ÂŞKIN TESADÜFEN VAROLUŞU
nedensiz değildir, değildir âşkın tesadüfen varoluşu
oysa tini tene değen tasarım dolu kalbimde konvoyu 
ergen kadınların hemfikridir göze almakta bir gecelik
kalblerinin kabını açmaktan ve kalblerinin okunuşunu 
bilerek yalan olduğunu yalan şeylerden gocunmazlarda.
nedensiz değildir, değildir âşkın tesadüfen varoluşu
dolaysız bir sezgi içinde kalır kendi dışına taşınırsın
sen artık o rasyonel kimya değilsin, zamansız birisin
farklı kaygıların ardına gizlenen ölmez karanlıkların
sen kendini yeniden olumlayarak okuya bilir misin?
nedensiz değildir, değildir âşkın tesadüfen varoluşu
hiçbir şey bir şey dir zaman da şeylerin kaybolduğu
izlenimleri uygun hareketlerde biz anlarız imkânsızı
şimdiki kusursuzlukla kusursuz sanırız kadınlığımızı
ama kader hiçdeöyledemez ömrün bize araladıklarını.
değilmikisizkadınlar burnundankılaldırmazlar türküsü
ayrıntıları terkeder düşünlerle doğrular kalblere dökülü
anılar taşıyorlar kendilerini algının önüne kendiliğinden 
doğası gereği lezyonların nihai evresinde güncelleşmeden
sızar felek eteğinizden anı-imgeler sızlanmaya başlarsınız.
piramidimsi getirilişi istençli duyguların kalbe eksensel
var olduğuna eklemlenerek bir başka sindirimsel eskizden
bir şey değil gözler yaşamaya omurilikten renkte verirler
aramızda söylemeye mekanizmalar var kuşkular dışı, fiilen
nedensiz değildir, değildir âşkın tesadüfen varoluşu, işitsel.
sarkacında kalbinin ağır vuruşlarım örgütlenip buluşacaktı
başkalarnın telafisini yitirenlerden kendini sana beğendiren
sözcüklerin cereyan ettiği tamamen anlayamıyorum bir ben
bir de sen aslında kavrayacak güce sahip yok olur ya anıları
nedensiz değildir, değildir âşkın tesadüfen varoluş kaygıları.
birazdan sen ve tüm diğerleri edimselleşerek bulutsulaşırsınız
veben bir daha gülümseyerek kendimden biraz daha uzaklaşır
karşıkonulmazbirbedennesnesiyleanıimgelerdekesintisiz betile-
meyaparım; yerli yerinde hipoteziyle afazi idea merkezlerinden
karışıp duyumsal ve dokunsal temsillerin ilişkiye girmesiyle vs.
teori çeşitlilikte bir ân olmaz ki psişik körlük, duymazlıkta âşk
oradadır öncülü özdeşleştiren şekil-âlem o tatlı yalanlarındadır
statik düşünülmektedir dinamik yapılmaktadır travmaöpüşler 
gerçekleşmektedir merkezkaç kuvvetiyle zihinsel te-terlemeler
-sex’eyakınsakınsanabirtuzakdeğilkalbindenpeşinalacaklıyım.  
YORUM EKLE

banner608

banner473