Eski Rum liderlerinden Yorgo Vasiliu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’in yapamadığını yaptı ve müzakerelerdeki başarısızlığın, Rumların ‘kararsızlığından’ kaynaklandığını açıkladı.
Vasiliu; Kıbrıslı Rumların içinde etkili bir çevrenin, müzakerelerin başarısızlığa uğraması için önemli rol oynadığına dikkat çekti.
Ayrıca ‘Üniter Devletten’ söz eden Rum Başpiskoposu Hrisostomos’a, Türklerin bunu kabul etmeyeceğini anımsattı...
Diğer yandan İngiltere Yüksek Komiseri Kidd, ilginç bir iddiada bulunarak, müzakerelerin Mart ayı sonundan itibaren yeniden başlayacağını belirtti...
Kısa bir süre önce Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım da “Kıbrıs konusunda ne olacaksa Ocak’tan sonra olacak” demişti...
Öyle anlaşılıyor ki; çözüm için yeni bir deneme daha olacak...
Ve bu kez ya olacak, ya olacak...
İyi güzel de taraflar bu çözüme ne kadar hazırlıklı?..
Özellikle Rumların, Kıbrıslı Türklere bakışlarında ne tür değişimler oldu?..
1960’tan bugüne değişen nedir?..
Rumların Enosis mücadelesi mi değişti?..
Adanın tek sahibi olma stratejileri mi değişti?..
Eğitim sistemleri, terör örgütlerini sahiplenme anlayışı mı değişti?..
Söylesinler ne değişti?..
EOKA-B yerin altına girdi, ELAM üstüne çıktı...
Şimdi sadece sokaklarda değil, parlamentoda da görev yapıyorlar...
Cenevre toplantılarının ilk gününde Yunan bayraklarıyla sokaklara dökülen bu teröristler ‘İki bölgeli, iki toplumlu federasyona’ izin vermeyeceklerini söylediler...
Tıpkı 1960’ta EOKA’nın yaptığı gibi “Kıbrıs Yunandır” sloganı atıyorlar, web sayfalarında da aynı sloganı kullanıyorlar...
1960’ta Makarios; bir yandan bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna imza atarken, diğer yandan Enosis hedefinin ölmediğini, tam tersi daha da kuvvetlendiğini söylüyordu...
Aradan 57 yıl geçtiği halde Rum Meclisi’nin Enosis kutlamasıyla ilgili karar alması, zihniyetin değişmediğini göstermiyor mu?..
Söyler misiniz değişen nedir?..
Sonuca gelelim...
Rumların ve Yunanistan’ın Kıbrıs siyasetinde milim değişiklik yoktur...
1960’lardan beri ‘Büyük ideal’in gerçekleşmesi için çalışıyorlar...
Sayıları az olsa da propagandalarına alet olabilecek Kıbrıslı Türk de bulabiliyorlar...
Uzun vadeli bir mücadele yürüterek, amaçlarına ulaşmayı hedefliyorlar...
Onlarda değişen bir şey yoktur...
Bizde ise değişmesi gereken garantörlük sistemi değil, yönetimdeki kafalardır...
Hem siyasette, hem eğitimde, hem de sendikal harekette...
