banner564

Kıbrıs: Başka çözümler konuşma zamanı

Toplumlararası görüşmeler, Türk ve Rum tarafında yapılacak seçimlerden sonra yeniden başlayacak.
Açıklanmasa bile, bunu Kıbrıs sorununun bütün tarafları kabul etti.
Ankara’da, üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Ayrıntıları üzerinde anlaşmaya varılmasa bile görüşmelerin yeniden başlayacağını herkes biliyor,” dedi.
Önemli olan, görüşmelerin yeniden başlamasından çok “ayrıntılar”dır.
Akıncı-Anastasiadis görüşmeleri zaman olmadığı, aceleye getirildiği  için başarısızlığa uğramadı.
Federal bir çatı altında birleşmek için gerekli koşulların hiçbirinde anlaşılamadığı için başarısızlığa uğradı.
Bu anlaşmazlık, üzerinde daha fazla konuşularak çözülecek cinsten değildir.
Başka liderlerin veya görüşmecilerin devreye girmesi ile çözülecek cinsten de değildir.  
İki tarafın var olmaya devam etmek için yaşamsal bulduğu asgari koşullar var.
Türkler Rumların, Rumlar Türklerin bu koşullarını karşılayacak durumda değil.
İki toplumlu, iki bölgeli federasyonu imkân dışına çıkartan budur.
Kendimizi kandırmaktan artık vazgeçelim: Ne federasyon için gerekli şartlar ne de kurulsa bile onu yaşatacak ortam var. 
Bu nedenle, başka formüller üzerinde düşünmeye başlamak, konuyu yeşil hattın her iki yanında tartışmaya açmak gerek.
Bu formüllerden biri konfederasyondur.
Konfederasyon; iki bağımsız devletin meydana getirdiği, savunma, dış ilişkiler, iç ticaret, para konularında ortak hareket ettikleri bir yönetim biçimidir.
Konfederasyonda iki toplum hem birlikte, hem ayrıdır.
Konfederasyonun mümkün olabilmesi için ilk şart, Rumların ikna olmasıdır.
Bunun için, Türkiye’nin tek yanlı müdahale hakkından vazgeçmesi, adada bulundurduğu askerleri geri çekmesi ile adaya sermaye ve insan ihracını makul bir düzeye indirmesi şarttır.
Bir başka olmazsa olmaz koşul, Rumları 1974’te onlardan alınan mülkler ve topraklar konusunda tatmin etmektir.
 
AB üyesi, bağımsız, tanınmış bir KKTC karşılığında bunlar ağır taviz sayılmazlar.
 *
Batı için önemli olan Türklerle Rumların, çözüm bulma olasılıkları sıfır bile olsa masada oturmalarıdır. Masada olunduğu sürece, toplumlararası şiddetin yeniden başlaması ve Türkiye ile Yunanistan arasında bir çatışma çıkması olasılığı azdır.
Kıbrıs sorunu, Batı’nın sorun listesinin en altlarında yer alır. Kıbrıs; Filistin, Afganistan, Suriye, Kuzey Kore değildir. Şiddet içermeyen, düşük maliyetli, fazla zaman ayırılmasına gerek olmayan, “Çözülse de çözülmese de olur” bir sorundur. 
Kıbrıs sorunu Kıbrıslılardan başka kimse için önemi olmayan bir sorundur da denebilir.
Bu nedenle Kıbrıslılar dışarıdan fazla yardım veya sempati beklemeden sorunlarını kendileri çözmeye bakmalıdır.
Bunun özellikle Kıbrıslı Türkler için aciliyeti vardır.
Zira Kıbrıslı Türkler devlet olmayı yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.
Akdeniz’in en güzel beldelerinden birini hızla Kuşadası-Mersin karışımı bir kentsel cehenneme çeviriyorlar.
KKTC yaşam kalitesinin günbegün düştüğü, devlet otoritesinin ayağa gittikçe daha kısa gelen bir yorgan haline geldiği bir kleptokrasi* oldu.
 --
* Kleptokrasi, bir ülkede iktidarı ele geçiren bir ailenin ya da siyasal veya dini grubun, o ülkenin kaynaklarını sistemli olarak soyması demektir ve kısaca Hırsızlar Rejimi anlamına gelir.(Wikipedia’dan)
YORUM EKLE

banner608

banner474