banner564

En anlamlı mesaj

Akıncı’ya Ankara’da ‘en üst düzey’ devlet protokolü uygulandı

En anlamlı mesaj
banner598
    İlk resmi ziyaretini Ankara’ya gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya en üst düzeyde devlet protokolü uygulandı. Ankara’ya özel uçakla giden Akıncı’yı Esenboğa Havaalanı’nda, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu karşıladı.
    Akıncı daha sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüştü. Çankaya Köşkü’ne giden Akıncı burada askeri törenle karşılandı. 
   Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Mustafa Akıncı'yı Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda resmi törenle karşıladı. 
   KKTC ve Türk bayraklarını taşıyan süvariler Akıncı’yı, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın önündeki caddede karşıladı ve protokol kapısına kadar eşlik etti. Törende, tarihte kurulan 16 Türk devletinin bayrakları ve askerleri de yer aldı. Erdoğan, Akıncı'yı Saray’ın ana giriş kapısında karşıladı. 
Erdoğan ve Akıncı'nın tören alanındaki yerlerini almasının ardından, 21 pare top atışı eşliğinde iki ülkenin milli marşları çalındı. Akıncı, Muhafız Alayı Tören Kıtası’nı, denetledikten sonra "Merhaba asker" diyerek selamladı. 
   Erdoğan ile Akıncı bir süre başbaşa görüştü, daha sonra heyetler halinde görüşme yapıldı. Bunun ardından iki Cunmhurbaşkanı ortak açıklama yaptı.

Erdoğan, Yunanistan’ı uyardı

   Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözüm, yalnızca adadaki tarafların değil Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm uluslararası toplumun da çıkarınadır. Bu noktada Yunanistan'ın da bizimle çabalarını birleştirmesi ve çözüm yolunun açılması için gerekli katkıyı sağlaması gerekiyor. Yunanistan'ı bu yönde teşvik etmeye devam edeceğiz" dedi. 
   Erdoğan, Kıbrıs meselesinde ilerleyen dönemde ne gibi adımlar atılacağının ve atılacak adımlardaki rolleri konuşma fırsatını bulduklarını belirterek, "Milli davamız olan Kıbrıs'ta, Kıbrıs Türkü'nün meşru haklarının savunulması, Ada'da adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması noktasında Sayın Cumhurbaşkanı ile önemli mesafeler katedeceğimize inanıyorum. İkili görüşmemizde bunları etraflıca değerlendirme fırsatımız oldu, ardından heyetler arası görüşmede yine bunları değerlendirmek suretiyle yol haritamızı ele almış olduk. Her türlü iyi niyetli yaklaşıma ve Birleşmiş Milletler'in çabalarına bugüne kadar destek verdik, vereceğiz" diye konuştu. 
 
2015 çözüm yılı olabilir

   Erdoğan, önümüzdeki günlerde müzakerelerin yeniden başlamasının planlandığını ifade ederek, şöyle devam etti:
   "Temennimiz 11 Şubat ortak açıklamasındaki ilkeler çerçevesinde en kısa zamanda sonuca ulaşılmasıdır. Burada bir hususun altını çizmek istiyorum; sadece Türk tarafının gayretleri, öz verisiyle sonuç almak mümkün değildir. Şimdiye kadar Kıbrıslı kardeşlerimiz bu noktada her türlü gayreti göstermiş, güçlü irade koymuş ve çözümü isteyen taraf olduklarını ispat etmişlerdir. Artık Rum tarafının da işi yokuşa sürmekten vazgeçmesi ve bu yönde samimi çaba göstermesi gerekmektedir. Bunun gerçekleşmesi halinde biz, 2015 yılının Kıbrıs'ta çözüm yılı olabileceğine inanıyoruz. Çözüm fırsatı 2004'te olduğu gibi bir defa daha heba edilmemelidir. Çözüme ancak Birleşmiş Milletler çerçevesinde ve müzakere masasında ulaşılabilecektir. Bunun haricinde başka yollarla Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı üzerinde baskı kurularak sonuç alınmaya çalışılması açık söylüyorum beyhude bir uğraştır.
   Garantör ülke olarak adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması konusundaki çabalara şimdiye kadar nasıl destek verdiysek, bundan sonra da desteğimizi devam ettireceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı ve kuracağı müzakere heyetinin de her zaman yanında olacağız. Birlik ve beraberliğimiz bizim esas gücümüzdür. Şu husus asla gözden kaçırılmamalıdır; Kıbrıs'ta adil ve kalıca bir çözüm yalnızca Ada'daki tarafların değil, AB başta olmak üzere tüm uluslararası toplumunda çıkarıdır. Bu noktada Yunanistan'ın da bizimle çabalarını birleştirmesi ve çözüm yolunun açılması için gerekli katkıyı sağlaması gerekiyor. Yunanistan'ı bu yönden teşvik etmeye devam edeceğiz."

Anastasiadis’e mesaj gönderdi

   KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı da, çözüme sadece Türk tarafının göstereceği gayretle ulaşmanın mümkün olmadığını belirterek, seçim çalışmaları sırasında ortaya koyduğu çözüm vizyonunun Rum lider Nikos Anastasiadis tarafından da paylaşılmasının en büyük dileği olduğunu söyledi.
Anastasiadis'in 2004'te adada referanduma sunulan Annan Planı'na evet dediğini ancak Rum tarafından yüzde 75 hayır sonucu çıkması üzerine tavrını değiştirdiğini hatırlatan Akıncı, şöyle devam etti:
   "Dilerim ki 2004'te ortaya koyduğu vizyon bugün oluşan yeni durumda yeniden gündeme gelsin ve kendisi ile birlikte yararlı bir diyalog sürecini sürdürerek 1968'den beri gündemde bulunan bu toplumlar arası müzakereler konusunu bir sonuca bağlayalım ve Kıbrıs Türk halkı artık uluslararası hukukun bir parçası haline gelsin. Çünkü 1963 yılından beridir Kıbrıs Türk toplumu kendisinin ortak olduğu bir yapıdan uzak kalmış, dışlanmış ve o ortaklık yapısına Kıbrıs'ın bir tek toplumu sahip çıkmıştır. Bu çok büyük bir haksızlıktır ve yıllardan beri de sürüp gitmiştir. Bu haksızlığı bertaraf etmenin, edebilmenin yolu öyle görünüyor ki müzakereler sürecini bir sonuca götürmekle mümkün olabilecektir."

Akıncı: Sihirbaz değilim

   2015 yılının mutlaka bir çözüm yılı olması için gayret göstereceklerini belirten Akıncı, "Biz kendi payımıza sizlerle yakın ilişki, diyalog ve istişare içerisinde bu müzakere sürecini el birliği ile başarıya götürmek için var gücümüzle uğraşacağız" şeklinde konuştu. Çözümün en erken zamanda olmasını istediklerini kaydeden Akıncı, "Ama ben bir sihirbaz değilim elimde sihirli değnek yok. Oturup da bunu bir çırpıda sağlamam mümkün değil" ifadelerini kullandı.
Akıncı, çözümün ancak iki tarafın da ortak akıl yolunda buluşmasıyla ve Kıbrıs'ta çözümün ortak bir ihtiyaç olarak algılanmasıyla mümkün olabileceğini kaydetti. Taraflardan birinin çözümü bir ihtiyaç olarak algılaması ve ikinci tarafın bunun uzağında kalması durumunda çözümün gerçekleşemeyeceğini ifade eden Akıncı, ortak ihtiyaç, ortak vizyon ve ortak yarar perspektifi içinde hareket edilmesinin ve bu ihtiyacın idrak edilmesinin herkes için yararlı olacağını kaydetti. 
Akıncı, "Doğu Akdeniz'de henüz denizin dibindeki doğal gaz, bir kavga vesilesi olmak yerine geleceğin birleştirici bir unsuru haline gelebilir" diyerek, Rumların AB'ye girmekle ekonomilerinde yaşadıkları sıkıntıların, çözüm için ek bir motivasyon oluşturabileceğini söyledi.
Kıbrıs'ta Rumların da çözümü bir ihtiyaç olarak algılaması gerektiğini vurgulayan Akıncı, "Onlar da bu çözümü bir ihtiyaç olarak algılama noktasına inşallah gelebilirler. Eğer öyle bir gelişme olursa biz kendi payımıza ortak yarar paydasında buluşabilmek için ve sadece Kıbrıslı Türklerin ve Rumların değil Türkiye'nin de Yunanistan'ın da ve bölgedeki bütün aktörlerin de ortaklaşa yarar üretebilecekleri bir anlayış geliştirilebilir" diye konuştu.
Akıncı, Doğu Akdeniz'de istikrar unsuru olacak bir Kıbrıs adasının el birliğiyle oluşturulabileceğini, kendisinin vizyonunun da bu çerçevede olduğunu ve Türkiye'nin de desteğiyle yakın bir gelecekte başlayacak müzakere sürecinde el birliğiyle çok daha iyi noktalara gitmenin mümkün olacağını dile getirdi.

Güncelleme Tarihi: 07 Mayıs 2015, 10:08
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474