banner564

Halkın darbesi

Birinci tur seçim sonuçlarını Diyalog için değerlendiren eski siyasiler; parlamentoya ve partilere güven kalmadığına dikkat çekti

Halkın darbesi
banner598
Remzi SAMAR
   Geçtiğimiz pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunda çıkan sonuçlar, eski siyasiler tarafından ‘halkın mevcut partilere darbesi’ olarak nitelendirildi. Siyasi partilere ve parlamentoya güvenin kalmadığını vurgulayan eski siyasiler, mevcut sistemin değiştirilmesi yönündeki uyarılarını tekrarladılar.
   Eski Başbakanlardan Hakkı Atun, eski bakanlardan İsmail Bozkurt, Mustafa Erbilen ve eski milletvekillerinden Ergün Vehbi, Tansel Doratlı ile Dr.Altan Yavuz, Diyalog’un sorularını yanıtladı. Eski siyasiler; genellikle seçim sonuçlarını mevcut siyasete olan güvensizliğin bir sonucu olarak değerlendirdi. Ayrıca ‘tek bölge seçimini’ öngören yeni yasa çerçevesinde ‘erken seçim’ çağrısı yapanlar oldu.






Siyasiler ne dedi? 
Atun: Akıncı Rumlarla nasıl anlaşacak?
Eski Başbakanlardan Hakkı Atun seçim sonuçları hakkında şunları söyledi: “Seçim sonuçları partilere olan güvenin azaldığını gösterdi, sırtını partiye dayayan adayın daha rahat kazanacağı düşüncesi başarılı olmadı. Ters tepti. Bu halkımızın çok bilinçli olduğunu gösteriyor. Gerek UBP gerekse CTP özellikle CTP bu konuda yara aldı. Demokrasiyi de yaraladılar. Geçmiş son 5-6 yılda Turgay Avcı olayını hatırlayın. Gökten zembille indirip daha parti kurmadan adamı bakan yaptılar. Bu CTP’ye yakışmayan bir şeydi. Geçmişte bizi eleştiren bu partiler en sonunda ben o sandalyeye sahip çıkayım da başka bir düşüncem yok yaklaşımına girdiler. Bu popülizim aldı gitti. Bunlar halkın dikkatinden kaçmadı. Dolayısıyla bu seçim bunu ayna gibi gösterdi. Eroğlu’nun bunlara ek olarak kendi ektiğini biçtiğini görüyoruz. UBP çok güçlü bir tabana sahip olduğu halde o bir deprem yaşadı. İrsen Küçük ile sürüp giden çekişmeler mahkemelere kadar düşmeler bu olacak şey değildi. 
   İki aday arasındaki yarışa bakacak olursak; biri sağ uçta diğeri sol uçta veya biri ortanın sağında diğeri ortanın solunda da denilebilir. Mustafa Akıncı’yı ben direk olarak eleştirdim. Geçmişteki tutumlarına ve konuşmalarına baktığınız zaman adeta Türkiye’den rahatsız olan bir politika izler. Türkiye bizi adam yerine koymalıdır diyor. Peki, Rum’la nasıl anlaşacak bunu çok merak ediyorum. Rum’un bizim hoşumuza gidecek veya iyi niyetle yani bu sefer iyi niyetlidirler bizimle bir çözüm yapacaklar dedirtecek bir hareketlerini bir açıklamalarını ben duymadım. Yunanistan’dan destek alacağını söyledi. Bu ne demektir. Zaten dünyayı peşlerine takmışlar. Dolayısıyla benim Akıncı’ya karşı endişelerim var.

“Güven eksikliği ortada”
 Güvenimde de eksiklik var. Bu fazla barışçı görünüyor. Ben Rumlarda barış isteği göremiyorum diye eleştirdim. Şu aşamada da olay adaylardan çok davanın selameti meselesidir. Yani dava Türkiye ile birlikte eğer bu görüşmeler BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin dediği gibi son olacaksa bunun çok kritik olduğunu anlıyoruz. O zaman bunu çok dikkatli bugüne kadar aşama aşama geldiğimiz noktaları da dikkate alarak koruyarak bugüne kadar yaptıklarımız ve elde ettiklerimizi bir süreç bekliyorum. En önemli bir süreç bekliyorum. Akıncı bunu ne kadar götürecek. Yanlış duymamışsam İzzet İzcan ve ekibi de işin içine giriyormuş. Eğer bu doğruysa insanın tüyleri diken diken oluyor. 

“Halimiz duman”
Şimdi bunlar bu görüşme sürecinde etkili olacaklarsa halimiz duman… Biz 50-60 senedir bu davanın buraya gelmesine hizmet etmiş insanlarız. Kimse bize barışı istemiyoruz diye de sakın ola damgalamaya kalkmasın. Seçilenlerin görevi bu devleti kurmaktı. Dolayısıyla kazanımlarımızı elde etmek korumak herkesin görevi olmalıdır. Bu Akıncı- Eroğlu meselesi değil Kıbrıs meselesi Türk tarafının hakları devletin korunması iki devlet esasına dayanarak bir anlaşma yapılması herkesin kendi egemenliğine sahip birleşik bir egemenliğe gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunu söylemeyi de bir vatani görev olarak bir borç olarak görüyorum.

“Erken seçim kaçınılmaz”
Bu karmaşa içerisinde erken seçimin hesapların temizlenmesi için kaçınılmaz olduğu görülüyor. 
Tek bölgeli seçim ile ilgili olarak 3 ilçeli bir seçim sisteminden 5 ilçeliye geçmemiz bir hataydı. Bu fikir aslında Demokrat Parti’yi kurduğum zaman bizden gelmişti. Sizi temin ederim ki o seçimde kaybetmemizin nedeni bu 5’li seçim bölgesine geçmemiz olmuştur. Kendi kendine zarar vermiş olduk. Çünkü Güzelyurt Lefke bölgesi bu bölgeden çıkında artık daha güzel manipülasyonlar yapılabildi ve biz seçimleri kaybettik. Yoksa seçim kaybedecek değildik. Dolayısıyla tek seçim bölgesi en doğrusudur. Eminin farkındasınızdır ki son seçimlerde kalite gittikçe düşüyor. Siyaset tamamıyla adeta yerle bir olmuştur.” 

Bozkurt: Yorgancıoğlu istifa etmeli
 
   Ülkenin en eski siyasilerinden İsmail Bozkurt ise seçim sonuçları hakkında şu yorumlarda bulundu: 
   “Bu seçim partilere olan güvenin kalmadığını gösteriyor. Köklü partilerin sınırları müthiş suretle geriledi. Bu onlara olan tavrı gösteriyor. Siyasete olan güvenin sarsılması sorunları körüklüyor. Siyaset sorunları çözmek için yapılır ama bizim siyaset sorun çözmüyor tam tersi kendisi sorun üretiyor. Bizim siyasetimizin kendisi sorun… Yılardan beri baktığımızda tartışılan konular hep aynı… Eğitim sistemi sağlık sistemi çevredir trafiktir. Bütün sorunların birikiminden siyasete karşı bir güvensizlik tepkisi oluştu. Dolayısıyla müthiş bir prestij kaybı vardır. Görünen odur. Giderek de seçmen bunu oyuyla belli ediyor. 
   Kendiliğinden gündeme gelecek. En kısa zamanda gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Özkan Yorgancıoğlu istifa ederse bana göre çok doğru ve demokratik bir tavır sergiler. Bütün demokrasilerde başarısız olan bir genel başkan bu şekilde kesin olarak başarısızlığı netleştikten sonra bırakır ve yerine çekilir. Özkan Bey bunu yaparsa bence örnek bir davranış sergilemiş olur. 

“Tek bölgeli seçim şart oldu”
Daha önceden 3 bölgeydi. 5 bölgeye geçildi. Politika daha çok ayağa düştü. Bundan kurtulmak için tek seçim bölgesine geçilmesi gerekiyor. Buna inanıyorum. Bu tek seçim bölgesine geçmek önemli bir nokta… Siyaseti iyileştirecek diye düşünüyorum.  Geçen seçimin gündem maddelerinden birisiydi. Bütün partiler de bunu benimsemişti. Böyle söylemişlerdi halka… Seçimlerde halka bir sürü vaatlerde bulunuluyor ama ondan sonra unutuyorlar. Oysa seçim bildirgesi dediğiniz şey bir tür belgedir. Parti ile vatandaş arasında bir anlaşmadır. Bizde olan o değil.  Partiler verdikleri sözlerini yerine getirmeleri gerekir. Daha güvenilir olmaları için tek bölge sistemine geçmek şarttır kaçınılmazdır. Bu yapılamadığı müddetçe politika daha da prestijini kaybedecektir. 


Doratlı: Partilere güven kalmadı
Gençlik ve Spor eski Bakanı Tansel Doratlı da son seçimlerde siyasetin ve siyasetçinin güven kaybının devam ettiğine dikkat çekerek şunları aktardı: “Son seçim partilere güvenin kalmadığını gösterir. Halk daha dürüst daha şeffaf daha güvenilir yeniliğe yöneldi.  Böyle bir tablo ortaya çıkıyor. Halkımız değişimi istedi. Sanırım ikinci turda da bu değişimi daha bariz bir şekilde ortaya koyacaktır. İnsanları bu noktaya getiren hususlar, adaletsizlik hukuksuzluk ve işsizlik, gelir dağılımındaki dengesizlikleri etkili oldu. Daha adaletli geleceği daha olumlu bakacağı bir düzenin sinyallerini verdi. Partilere siz yanlışsınız diyorlar. Partisel oylar bile tutulamadı. Özellikle UBP, DP’ye büyük bir protesto geldi. Artık yeter denmiştir. CTP’ye de siz de aynı yoldasınız denildi. Benim gözlemlediğim o… Adalet dediğimi duygunun yasalarla düzenlenmesi herkese daha eşit duran hükümetlere ihtiyaç var. Partilere partizanlık yapmayın hükümet olduktan sonra herkesi eşit görün herkese hizmet verin denildi. 

“Tek bölgeli seçim daha faydalı olur”
Tek bölgeli seçim yapılırsa daha iyi olur. Geleceğe yönelik köklü bir değişim sağlanabilir. Bu düzen böyle gitmez. Dolayısıyla partiler çok iyi düşünmelidir. Ahbap – çavuş ilişkileri ile siyaset olmaz. 
Her ne kadar her şeyi sisteme bağlamamak gerekiyorsa da suçu sisteme atıp işin içinden çıkmak yerine sistemin olgunlaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Ama bazı yanlışlarda sistemin de büyük katkısı var. Seçilen milletvekilleri tayin edilen bakanları bir anlamda daha popülist olmaya yöneltti. Toplumun tümüne bakmamaya seçim kaygısı ile popülist yaklaşımlara fırsat verdi. Dolayısıyla genel yapılması çok daha akıllıcadır ve toplum için daha faydalıdır diye düşünüyorum. Her hatayı da sistemde bulmayalım. Kötü sistemde de iyi icraatlar iyi sonuçlar verebilir. 


Vehbi: Partiler bölündü

Diyalog’a konuşan dönemin tecrübeli milletvekillerinden Ergün Vehbi de şunları söyledi:
“Seçim sonuçları partilere güvensizliği net bir şekilde gösteriyor. Yıllardır partilerde de yıllardır bir toparlanma göremiyoruz. Halkımızın körü körüne partilere oy verme anlayışı ortadan kalktı. Partiler açısından çok kötü netice oldu. İki partinin desteklediği aday vardı. 4 aday hemen hemen aşağı yukarı aynı miktarda oy aldı. Dördü iyice bölünmüş gibi… Partilerin artık kendilerine çeki düzen vermeleri gerekiyor. Bana göre solda olduğunu söyleyen CTP ki soldan çok uzaklaşmış durumdadır. CTP hadi sosyal demokrat diyelim ama ondan da çok uzaklaşmış durumdadır. Kendisini yenilemesi ve atılım yapmak durumundadır. Sağ partilerde de UBP’de bir yenildi pir yenildi. O da bir türlü toparlanamıyor. Bu yarışın partiler arasında geçmesi gerekirken partilerin dışında tamamen bireysel çabalarla yürüyor. Bu bence toplum yararına bir olgu değildir.  
CTP’nin de bu etkisini görmek gerekir. Ben öyle bir yola girileceğini sanmıyorum. Seçime gidilirse bence daha iyi olur. Halkımız radikal kararlar alabilir ve toplum biraz daha mesafe kazanabilir. Seçimden korkmamak lazım… Bu iş daha çok CTP’ye bağlıdır. Bu dağınıklık parlamenter sistemi yozlaştırdı. Parlamenter sistem kesinlikle yozlaşmıştır. Partilere güvenmeyen halk nereye güvenecek. Her şey de çözümsüzlük var. İşsizlik var. Gençlerin hala ülkeyi terk etme sorunu var. Konuşmaya değer bir ekonomimiz bile yok. Hangi yönde adımlar atılacak hangi parti adım atacak hiçbir şey belli değil… Sosyal açıdan da kayıplarımız çok. İkincisi barış çabaları da parti temeline oturması lazım… Ben Maraş’ı vereceğim ben şunu yapacağım da bence bunlar doğru şeyler değil… Keşke erken seçime gidilse… İnşallah giderler. 

“CTP yanlış yaptı”
 CTP bence yanlış aday seçimi yaptı. Ben Sibel Hanıma karşı değilim… Çok iyi bir hanım çok çaba sarf etti. Çok gayret etti. Dürüsttür. Ve bir hanımdır. Ama CTP tabanına sen daha önceden belki yıllar öncesinden onu kabul etsin diye propagandasını yapman lazımdı.  Bu yapılmadığı gibi yıllarca son güne bırakıldı aman Sayın Talat olsun yok Siber olsun işte… Daha sonra Siber Hanım seçildi. Peki, senin CTP tabanın Sibel Hanımı desteklemediği büyük oranda belli oldu.  Sibel Hanım’da kabahati bulmamak lazım... Bence suçlu olan yöneticilerdir. İnşallah çekilir. Partinin de önü açılır. 
Tek bölgeli seçim sistemi için yeni maceralara gerek yok. Öyle bir duruma güç harcamaya değmez. Benim görüşüm bu…”

Erbilen: Halk sorgulamaya başladı 
Sağlık ve Sosyal Yardım eski bakanlarından Mustafa Erbilen de halkın artık bazı şeyleri gerçek anlamda sorgulamaya başladığını ifade ederek şu değerlendirmelerde bulundu: “ Halk artık sorgulamaya başladı. Burada partiler sorgulamıyor; çıkan adaylar sorgulanıyor. Artık Kıbrıs meselesinin zirvesinde artık görüşmelerin had safhasın toplum artık bir arayış içerisinde… O arayış olan toplum hem partilerini hem de milletvekillerini de sorguluyor. Bana kalırsa ikinci turun ardından erken seçim de gelir. Parlamentoya olan güvenin de artık bu seçimlerle birlikte sorgulanması icap ettiği görülüyor.
Erken genel seçim mutlaka yapılmalıdır. Gelecek olan açısından şahsın elini kuvvetlendirecek olan parlamentodur. Şu anda parlamentoya dayanmayan bir aday bazı noktalarda sıkıntı yaşayabilir. Onun için zaten partilerin kendilerini sorgulaması lazım… Bu seçimi neticede parti adayları kaybettiğinde neden böyle oldu demeleri lazım… 
CTP’nin adayı ikinci tura bile kalamadı. Gösterilen aday parti içinden sorgulanmaya başlandı bile… Parti içerisinde artık bazı hareketler başlayacağa benziyor. Diğer partiler de aynı kıpırdanışlar olacağa benziyor. Başbakan Özkan Yorgancıoğlu da kendisini sorgulaması gerekiyor. Mehmet Ali Talat aktif siyasete dönüyor. CTP’nin bileceği iştir. Neticede seviyeli bir politikacıdır. Aktif siyasete döneceği benziyor. O CTP’nin sorunudur. 

“Bu vesile ile tek bölgeli seçime gidilebilir”
Parlamenter demokraside mühim olan her bölgede artık yetişmiş çok insan gücü vardır. Doktor mühendis siyasal bilimci gibi… ABD’den İngiltere’den mezun çok sayıda insan var. Bölgesel sistemi getirdiğin zaman o bölgede ağalar kendileri girmeye çalışacak. Burada yetişkin olan gençlerin hem Parlamento’ya geçip kafası çalışanların iş yapması lazım... Belki bu seçim vesilesi ile tek bölgeli seçim sisteminin önü açılmış olur. “

Yavuz: Bağımsız adaylar istediğini aldı
Tecrübeli siyasetçilerden UBP eski milletvekili Altan Yavuz’da Diyalog’a yaptığı açıklamalarda şunları bildirdi: “Parti destekli adayların burada yeterince oy alamadığını görüyoruz. UBP- DP destekli Derviş Eroğlu ve CTP- BG destekli Siber’in de aynı durumda olduğunu görürsek bu bağımsız adaylar istedikleri oranları almış oldu. Bağımsız aday Kudret Özersay’ın aldığı oy küçümsenecek bir oran değildir. Öte yandan bu tabloya bakıldığında partiler kendilerini sorgulamalı ve vatandaşların ihtiyaçlarına cevap verebilmek için bir takım yeniliklere gitmelidirler. 

“Erken seçim için alternatif bulunmalı”
CTP içerisinde parti meclisi MYK ve tabanı Özkan Yorgancıoğlu’nun istifa edip daha iyi birisinin bu görevi yapabileceğine inanıyorsa bunu CTP tabanının yapması gerekir. Ancak bunda bir kanaat sahibi olmaz ise hiçbir değişiklik yapılmasına gerek kalmaz. Çünkü çok defa yönetimlerde gelenler gidenleri aratabiliyor. Parti tabanı buna en uygun kararı verecektir. Mehmet Talat’ın aktif siyasete girmesi kendisinin bileceği iş… Onun bileceği bir iştir. Olgun bir insandır. Elbette partisinin ve halkının geleceğini düşünerek en uygun kararı verecektir. 
3 bölgeliden 5 bölgeliye çıkardılar. Halkımıza fazla bir şey kazandırmadılar. Tek bölgeli sisteme geçilmesi halinde çok iyi bir strateji saptamak lazım… Halkı bu konuda hazırlamak lazım… İyi bir hazırlık yapılırsa ve genel anlamda adeta bütün KKTC vakıfları birmiş gibi hazırlanılırsa o zaman şimdikinden daha iyi olur. İstenilen düzeyde bir alt yapı hazırlanmazsa daha kötü olur. Kişisel görüşüm budur.” 

Güncelleme Tarihi: 24 Nisan 2015, 10:17
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474