banner564

‘İş yok, para yok’

Sınır köylerinden Güvercinlik’te ikamet eden vatandaşlar devletin ilgisizliğinden yakınıyor

‘İş yok, para yok’
banner598
Sonuç CEVİZCİ
   Kıbrıs müzakerelerinde sürekli taviz bölgeleri arasında yer alan Güvercinlik köyünün sakinleri, işsizlikten, susuzluktan ve devletin ilgisizliğinden yakınıyor.
   Siyasilerin seçimden seçime bölgeye gittiğini belirten Güvercinlik sakinleri, hayvancılığın ve tarımsal üretimin dive vurduğunu belirterek, işsizliğin ciddi boyutlara ulaştığını söylüyor. 
   Diyalog Tv’de yayınlanan Halk Meclisi programı geçtiğimiz hafta Güvercinlik köyündeki spor kulübünde gerçekleşti. Bölge halkının yoğun katılımıyla gerçekleşen programda köylüler sıkıntılarını dile getirdi, hükümet edenlere mesajlar gönderdi. 
   Köydeki arsa sorunun yoğunluklu olarak vurgulandığı programda Güvercinlik köyüne daha fazla ilgi gösterilmesi, işsizliğin önüne geçilecek projeler üretilmesi talep edildi. 
   Beyarmudu Belediye Başkanı İlker Edip’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen programa CTP Milletvekili Erkut Şahali, UBP Milletvekili Zorlu Töre , DP Genel Başkan Yardımcısı Kenan Akın, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğluları ve bölge sakinleri  katıldı. 

Tufan Zararsız / Güvercinlik Köyü Muhtarı:  
Programda ilk sözü köy muhtarı Tufan Zararsız aldı ve şunları söyledi: 
“Köyümüze geldiğiniz için teşekkür ederim. Gözden ve gönülden uzak bir köyüz maalesef. Köyümüzün gençlerine arsa verilmesi konusunda sıkıntı var. 300 gencimiz var bekleyen. Hangi parti gelse hükümete “tamam” diyor ancak bir türlü adımlar atılmıyor. Gençlerimi işsiz, buralarda iş yok bir tek askeri personel yani uzman olarak faydalanıyor gençlerimiz. Mandramızın bir depo sorunumuz var, 4’üncü kez ihaleye çıkmasını bekliyoruz. Bütçe ayrıldı, Tarım Bakanlığı’na aktarıldı sonra para başka yere aktarıldı olmadı, sonra müteahhitler boykot etti olmadı, müteahhit sorunu oldu olmadı, şimdi dördünce kez bekliyoruz. Devletin bir politikası yok, herkes günü kurtarmaya bakıyor.  İncirimiz var, üretimimiz var ama toptancılar üreticiyi bitiriyor, bunlar da önemli sorunlarımız”

Mustafa Yeşilleme / Gazimağusa Muhtarlar Derneği Başkanı: 
“1974 sonrası adada barış vardır, eksik olan çözümdür… Bizimle anlaşmak isteyenlere bakıyoruz gündemlerinde hala enosis var.  “Enosis’i kağıttan silmeyle değil beyinden silmeyle ancak çözüm olur. Bu olduğu sürece yapılacak olan çözüm var olan barış ortamını da bozacaktır. Çünkü karşı tarafın zihniyeti bizimle bir çözüm yapmak değil, kavga etmek. Daha dün bir taksicimize saldırdılar. Kapılar açıldığı günden bu yana bizim tarafta hiçbir Rum’a zarar verilmedi.  Eğer bir çözüm de olacaksa, iki kesim sulandırılmamalıdır. İçimizde tek bir Rum olmamalıdır. Gelecek olan Rum eninde sonunda bizi kavgaya sokacaktır. Eğer bir çözüm karşılığında toprak verilecekse, yerleşime açık olmayan bölgeler verilsin, kimse yerinden edilmesin.”

Hüseyin Olgunay 
“Çiftçi hayvancı bu yarı kurak yılda hali ne olacak? Hasta olan hayvanların paraları ödenecekti 3 haftadır ödenmedi. Sayın Nazım Çavuşoğlu ile Serdar Denktaş arasındaki çekişmeden hayvancı eziliyor. 370 bin TL’lik tazminatlar hala üreticiye ödenmedi. Sayın Başbakan bu iki siyasi arasındaki sürtüşmenin arasını bulsun ve üreticiler nefes alsın. Tarım Sigortası Fonu’nu da bitirdiler zaten… Üreticiyi çok daha kötü günler beklemektedir, artık yeter! Bir de bilgi vermek isterim. 1 Ocak 2018’den itibaren hiçbir üreticinin sıcak sütü alınmayacak karar budur ama üreticiler bunları bilmiyor. Hibe süt soğutma tankı hibe olarak dağıtılıyor. Üreticiler buna başvursun çünkü 1 Ocak’tan sonra süt ellerinde kalabilir.” 

Nuray Yücetürk 
“En büyük sorunumuz arsa. Herkesin köyünde veriliyor, bizde verilmiyor. Bir oğlum Mağusa’da kirada oturuyor, arsa istiyoruz. Bir de hayvancıya hiç destek verilmiyor. Hayvancılık da kalmadı burada. Biz bu köyde Türkiyeli olduğumuz için herhalde gelmiyorlar…  Başkanımız kaldırım yapıyor, başlatmıştı ama kaldı, şimdi ne zaman devam edecek Başkanımız?”

İlker Edip / Beyarmudu Belediye Başkanı 
“Ülkede birçok sorun var… İşsizlik her zaman olan bir sorun… Buna ekonomik sorunlar da eklendi. Birçok sıkıntı var. Olumlu olan işler de var ama… Kaldırım dendi, geçen yıl birinci etap yapıldı, bu yıl ikinci etaba başlanıyor. Köyün çıkışındaki mezarlık yolunun asfalt ihalesi de Karayolları’nda ihale aşamasına geldi, paranın blokesi yapıldı. Kıbrıs sorununa da değinmek isterim… Her masaya oturulduğunda Güney Mesarya en çok konuşulan konu.. Güvercinlik,  Çayönü, İncirli, Köprü , Türkmenköy Akdoğan, Vadili hep taviz konusu olan köyler… Bunlar da hep bir belirsizlik demek. Bu da halkımızı kendi evini bile tamir bakım yapmaktan uzaklaştırıyor. Çözümü istemeyen biri yoktur ama 1974 öncesine gideceğimiz bir çözüm değildir istenen… Belediye imkanlar ölçüsünde çalışıyor, eksiklerimiz var, halkımızdan aldığımız görüşler doğrultusunda da bunları gidermeye çalışıyoruz.” 

Ramazan Salman:
“Bizim asıl sorunumuz duyarsızlıktır. Buraya gelirken yol üzerinde bir levha var boynu bükük, bir kaza oldu öylece kaldı. Köyde bir meydanda yürüseniz gördüğünüz manzaraya inanmazsınız? 2 yıl önce bir Ulaştırma Bakanımızı yakaladım, köydeki mezarlığa giden yolu gösterdim, “Hemen yapılsın” talimatı verdi ama ayni talimat zaten 15 yıldır veriliyor, yapılmadı.  10 bin baş küçükbaş hayvanımız vardı şimdi 2 bin baş var. Ne olacak?” 

Mahmut Ayter: 
Burada brucella hastalığının kalkması için Çukurova Kalkınma Ajansı Hibe destek programından faydalanması için balya yerini yapması lazım. Bizim Güvercinlik, Korkuteli, Dörtyol’da çürüyor balyalar. Hastalık da rutubetten gelir. İşsizlikten bahsedildi. Biz Türkiye’den gelen sulama suyunu istiyoruz. Su gelirse devletten mazot, doğrudan gelir desteği istemiyoruz. Mersin gümrüğünü açsınlar, biz çalışırız arkadaş. Yetkililer bizim önümüzü açsın yeter.”

Tekin Dağal / Güvercinlik İdman Yurdu Başkanı: 
“Ambargonun büyüğünü bize federasyon yaptı. Lig sonuncusu olduğumuz için bize lige almadı 2015’te ama bu yıl aynı uygulamanın teri yapıldı. Spor Dairesi sentetik sahada maç oynanacak diyor ama bizde saha yok. Başka yere takımı götüremem. Türkiye’den yatırım için gelen para geri gitti, bizim köyümüze de bir sentetik saha yapılabilir. Devletten bu yardımı bekliyoruz.” 

Mürüvet Yücetürk: 
“Burası uzak bir köy değil, Mağusa’ya 5 dakika uzaklıktayız. Bizim arsa sorunumuz var. İmza topladık ve verdik muhtarımıza, o imzalar ne oldu. Sanayi yapılan yeri biz arsa olarak talep etmiştik, sanayi bölgesi hala büyüyor, bu talebimizi muhtar iletmemiş. Bir başka konu da avcılık. Ava açılmamış bölgemizi ava açtılar, buraya gelen avcılar köpeklerini bıraktılar ve bu köpekler hayvanlarımızı parçaladı. Bize bu hayvanların parası verilecek dendi ama hiç biri ödenmedi.” 

Eleştiri ve soru üzerine muhtar Tufan Zararsız söz aldı: 
“Arkadaşımızın herhalde bana kastı var. Ben köyde kimseye ayrım yapmadım. Bu konularda yöneticilerimizle ne kadar kötü olduğumu bilenler biliyor. İmzalar daha tamamlanmadı. Vermeyenler var, biz de destek istiyoruz, hep beraber olmamız lazım. Devlet ile mücadele ediyoruz, gelin birlikte mücadele edelim dediğimiz zaman yanımızda çok birini bulamıyoruz”

Uğur Çelik:
“Bizim köyün gelişmemesinde en büyük etken her partinin 3 adamı olmasıdır. Bu kişilere sorulur her şey. 7-8 tane baş var bizim köyde, o nedenle hiçbir gelişmemiz yok. Bizim köylüler olarak bu zihniyeti kaldırmamız lazım. Vekillerin kişilerin evlerine değil, kahvehaneye gelip köylülerle konuşması lazım. Ben vekil görmedim kahvehaneye gelen…”

Halil Salman: 
“7 yıldır küçükbaş hayvancılık yapıyorum. Biz ne çektiysek master planlardan çektik. İşlerimiz olmuyor. Sıkıntımız popülizm. Siyasetçi oy alsın diye Mağusa’da oturan iki kişiye DP muhtarı döneminde buradan ağıl verdi. Meslekleri de bu değildi.  Adama göre iş ayarlamaya çalışıyoruz. Çevremiz berbat, temizliği kimse düşünmüyor. Geçmişte tarımcılarla tarlaları gezdim, utanıyorum. İsteyen istediği yere atıyor. Doğayı sevmemiz lazım.. Aileler yürüyor mesela hayvan leşleri atılı… duyarsızlık var insanımızda da. Bu mantıkla Türkiye’den gelen suyu da kullanamayız. Ben daha önce mısır ektim 8 TL’ye su satın aldım. Geçmişten batırmışlar sayaçların borçları vardı… Nemelazımcılık var. “Partilimdir” diyerek işler yapıyoruz. Allah razı olsun ki son seçimlerde Akıncı gibi bir adam seçtik, en azından herkese eşit davranıyor.”

 Mustafa Naimoğluları /Hayvancılar Birliği Başkanı 
“Güvercinlik yoksul bir köy, tarım hayvancılıkla uğraşıyor. Sayın Başbakan yanına Tarım ve Sağlık Bakanlarını aldı Karpaz’da hastane açıyoruz dedi. Biz geçen hafta Mehmetçik’te bu konuyu gündeme taşımıştı köylü, hükümet ertesi gün oraya gitti. Burada konuşan Başbakan “ülkede tarımda ve hayvancılıkta sıkıntı kalmadı” dedi. Peki bu kadar insan ne konuşuyor o zaman? Demek ki bizi yönetenler kırsaldaki yaşamın ne çektiğini bilmiyorlar. Vadili’de 10 gündür su akmıyor. Soruyoruz arıza var deniyor. Neden çözülmez, 80 ton günde su denize akıyor. Biz ne yapıyoruz. Tarımda hiçbir planlama yok çünkü ne yapacaklarını bilmiyorlar.”
 
Savaş Abi: 
“Ben Korkuteli’nde kalıyorum, köyümüzde su yok ama bugün Lefkoşa’ya giderken gördüm,  bir gece kulübüne su bağlanıyordu. Bizim köyümüze de bağlanması gerekir”

Mehmet Burçak / Küçükbaş Hayvan Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi:
Bir köy çocuğu üretime sevdalı bir kişi olarak hayvancılık faaliyetlerine katılmak benim için bir görevdir. Küçükbaş hayvancıların sorunları saymakla bitmiyor. Üreticilerin sorunları diz boyu Özellikle hellimin coğrafi tescilinde küçükbaş hayvancılara süt ile ilgili sıkıntılarını aşması için ciddi girişim yapılması gerekiyor.  Örneğin 2018 yılında sıcak sütün alınmayacağı söylendi. Bu çok ciddi bir konudur. Hellimin coğrafi tescilinin elde etmek ve % 51 oranına ulaştırmak istiyorsak bu karar alınırken üreticiye gerekli alt yapıyı sağalmaları ve gerekli buzlukları temin etmelidir. Şu an ki kaynaklarla üreticiler gerekli ekipmanlara sahip olamaz. Bu ülkemizin coğrafi ve kültürel bir ürünüdür. Kıbrıs Türk’ünün hellimden mahrum etmesinler. 

Zorlu Töre / UBP Milletvekili: 
Kırsal kesimde çok ciddi sorunla vardır. Gençliği kırsal kesimde tutmanın yolunun bulmak lazımdır. B u köye 1974 sonrası Anadolu’dan geldiler. Bu bölgenin taviz olarak Rumlara verilmesini doğru bulmuyoruz. Çünkü üretim bölgesidir burası. Su sıkıntısı her bölgede var. Kooperatifleşip ürünlerini kendilerinin pazara geçilmesi gerekiyor.  Ortak işbirliği yapılmalıdır. Düşük faizli veya sıfır faizli kredileri artırmak gerekiyor.  Üreticinin karlılık oranını artırmak için yem bitkileri yetiştiriciliğinde adım atılması gerekiyor.  Halkı eğitmek gerekiyor. Eğer bir anlaşma olursa kesinlikle Rumlara bırakılma tehlikesi ile karşı karşıyayız. .o zaman köylü toptan sıkıntılarla karşılaşacak. Allahverdi Kııç’ın her anma törenine geliyorum. Halkla üretici le beraberim. Ulusal davada üretici bölgelerini vermeyelim aksi halde geleceğimiz felakete dönüşür.

Fatma Kılıbıs:
“Bu köyün muhtarından her şeyinden şikayetçiyim. Köyün içinde arsa yok ki gençlere versinler. Belediye bu köye çoktur.” 

Ali Kılıbıs 
“20 yaşında bu ülkeye göç ettik atan edinmek için. Buraya yerleştik. 30 yıla yakın sorumlu öğretmenlik yaptım. Köyün arsa konusunda 30 yıl görev yaptım verilmedi. Türkiye’ye yerleştim.  Yerleşmeye geldik ayrılmaya değil. .maalesef bize doğru bakılsın.  Çin bir atasözü der ki “Batıya bakıp öğrenci olacağın Doğu’ya bakıp öğretmen ol “

Bir vatandaş da söz alıp şöyle konuştu:  
Konuşacak çok şey var ama kısa keseceğim. Hangi gemi ile gideceksin dedi bana biri. Biz geldik vatan yaptık burayı gitmeyeceğiz.

Erkut Şahali  /  CTP Milletvekili: 
Bu bölgede sorun çok. Doğru bir planlama ve yönetimle buradan çok etmek çıkar. Bu halk taşta topraktan ekmeğini çıkarmayı bilir. En güzel incir bu bölgede yetişiyor.  Dünya pazarlarına girecek kalite de ürün üretilsin.  Bir çözüm olsa da olmasa da herkes bu ülkenin yurttaşları olarak yaşayacaktır. Ekmeğimizi çıkarmak ve çocuklarımıza gelecek sağlamak zorundayız.  Bu devlet 2008 yılında doğal afet zararlarını tazmin etti. İstimlak toprakların 2009 yılındaki bedellerini ödedi. Günü yakalayamadığımız için günü de kurtaramıyoruz. Kırsal kesimde üretip tutunmalıyız. 

Kenan Akın / DP Genel Başkan Yardımcısı: 
“Güvercinlik halkı mücadeleci yokluğa rağmen toprağından vazgeçmiyor. Tüccarların egemenliği üreten insanların değerlendirilmesi konusunda kısıtlama getirmiştir. Rumlar düşmanımız değil ortağımızdır açıklaması nasıl bir otaklıktır bu. 1963 ten beri Kıbrıs Türkünün bu ada da yaşamasına engel olmasına rağmen bu söylemi anlamsız buluyorum. ENOSİS kararı güya geri çekildi. Bütün ambargoları Rum’un şikâyetinden dolayı Kıbrıs Türkü’nün önü kapandı. Türkiye ile dahi maç yapamıyoruz.  % 100 hayvancılık yapan üreten insanlar vardı burada birazda kendilerine sorular sorsunlar. Köylü sorununa cevap vermeyen insanlara hala daha hizmet ediyor. Gençler ekmek yemeye bulamıyor arsa versen ne olur. Gençlerin Konut sahibi olma sorunu giderek artıyor.  Bu köy inciri ile meşhurdur. Devletin bir kuruşluk faydası olmadan incir burada üretim sembolüdür. Ziraat mühendislerin botlarını ayağına girip köylünün nasıl toprakla nasıl barışacağını eğitmesi gerekiyor.” 

Güncelleme Tarihi: 17 Nisan 2017, 09:30
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473