banner564

İşin püf noktası

Akıncı, “Bizim güvenliğimiz diğer toplum için tehdit olmamalı” diyerek, anahtar kelimenin ‘empati’ olduğunu söyledi

İşin püf noktası
banner598
Özgül Gürkut MUTLUYAKALI
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, geçmişte acıları, problemleri paylaşan Kıbrıslıların şimdi refahı, zenginliği paylaşmasının ve gelecek nesiller için barış içinde bir gelecek yaratmasının zamanının geldiğini söyledi.
Eğer herkes isterse 2016 yılında Kıbrıs’ta bir çözüme varılacağını ifade eden Akıncı, güvenlik konusunda bir toplumun ihtiyacının öteki için tehdit olmaması gerektiğini vurguladı ve bu konudaki anahtar kelimenin empati olduğunu vurguladı.
Akıncı, BM Genel Sekreteri Ban ve Rum lider Anastasiadis’le bugün yapacağı üçlü görüşmeden bir yol haritası çıkmasını beklediğini de ifade etti.
BM Genel Sekreteri Ban’ın Kıbrıs’la ilgili son açıklamalarından birinde müzakerelerde daha önce hiç yakalanmamış bir ilerleme yakalandığını söylediğini hatırlatan Akıncı, Genel Sekreter’le bu nedenle bu çerçevede görüş alışverişinde bulunduklarını,  bu eşsiz ilerlemeyi gerçek bir başarı öyküsüne nasıl dönüştürebileceklerini konuştuklarını söyledi.

“Sürece bağlılığımızı teyit ettik”
Cumhurbaşkanı Akıncı, Genel Sekreter Ban’la görüşmelerinde Kıbrıs Türk tarafının sürece bağlılığını da teyit ettiklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Kıbrıs’ta bir an önce çözüme ulaşmak tüm tarafların yararınadır. Sayın Genel Sekreter de bize bu sürece her türlü desteği vermeye zaman ayırmaya hazır olduğunu bir kez daha teyit etti. Dolayısıyla yarınki(bugünkü) toplantıdan da olumlu bir ortam içerisinden ayrılacağımızı umut etmek isterim. Bütün hedefimiz her iki lider olarak da daha önceki açıklamalarımızda vurguladığımız gibi, Genel Sekreter de aynı kanaatini sürdürüyor, 2016 yılı çıkmadan politik bir sonuca ulaşalım.”

Çözümsüz 2017’nin riskleri
2017’ye çözümsüz girilmesi halindeki risklerin ne olacağı sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Akıncı, yeni bir genel sekreterin göreve geleceğini, halen sürece destek veren ABD yönetiminin de değişeceğini ve geçmişteki gerginliklere atıfta bulunarak 2017’de güneyde hidrokarbon araştırmalarının söz konusu olabileceğini kaydetti. Akıncı, Şubat 2018’de Güney Kıbrıs’ta yapılacak başkanlık seçimlerinin de risklerden biri olduğunu çünkü propagandanın gelecek yıldan başlayacağını ifade etti.

“Halkımız Türkiye’nin garantörlüğünün devamını istiyor”
Akıncı, Türkiye’nin garantörlüğü konusundaki soruya yanıtında “Kıbrıs Türk halkı Türkiye’nin garantörlüğünün devamını istiyor” dedi ve ekledi:
“Tabi 1960 ile 2016 arasında geçen zaman dilimi yeni koşulları da beraberinde getirdi. Artık 2 kesimli bir çözümden bahsediyoruz. Önemli olan 1960 yapısını ilanihaye götürme değil yeni duruma nasıl uyarlayabiliriz ki bunu garantörler de söylüyor. O konuşuluyor. O konuşulacak. Nasıl uyarlayabiliriz ki bir taraf kendini güvende hissederken diğer taraf da bunu bir tehdit olarak algılamasın? İşin püf noktası budur.”

“Üçlü görüşmeden yol haritası çıkmasını bekliyorum”
Bugünkü üçlü görüşmeden beklentisiyle ilgili soruya karşılık da Akıncı, “Toplantıdan beklediğimiz yol haritasını çıkarmak. Bu andan itibaren nasıl devam edebileceğimizi görmek ve bu eşsiz ilerlemeyi nasıl gerçek bir başarı hikayesine döndürebileceğimizi görmektir. Bu yol haritasına, bizi gitmek istediğimiz sonuca ulaştıracak kilometre taşlarını nasıl koyacağımızı konuşmaktır” dedi. 

“Garantörlerde samimi çaba görüyorum”
Akıncı, sürece yardımcı olabilmek için garantörlerin adadan çekilip çekilemeyecekleri konusundaki soruyu yanıtlarken, garantör ülkelerde çok samimi bir çaba gördüğünü, Türkiye ve Yunanistan’ın bu konularda birbiriyle konuşmasının çok yeni bir şey olduğunu vurguladı.

“Anahtar kelime empati”
Mustafa Akıncı, burada çok hassas bir dengeden bahsettiklerine işaret ederek, adadaki herkesin kendini güvende hissedebilmesi için dengenin kurulmasının şart olduğunu söyledi.
Akıncı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kolay bir iş değil, belki de çok zor bir iştir ama ortaya çıkan bu yeni düşüncenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Daha önce ‘hayır bu dokunulmazdır, tek virgülüne bile dokunamayız’ diyorduk, şimdi bunu söylemiyoruz. Benim göreve geldiğim andan itibaren tekrar tekrar şunu söyledim: Güvenlik ihtiyacımız var ama bizim güvenliğimiz diğer toplum için tehdit olmamalı. Buradaki anahtar kelime ‘empati’. Diğer tarafın hislerini de anlamaya çalışmak... Ben mümkün olduğunca bunu yapmaya çalışıyorum, bunun da karşılık bulacağını umuyorum ve bugünkünden çok daha farklı bir adada yaşamayı başarabilmeyi umuyorum.”

Güncelleme Tarihi: 25 Eylül 2016, 09:56
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473