banner564

Kamu-Sen tepkili

Emeklilik yaşı 60’tan 65’e çıkıyor

Kamu-Sen tepkili
banner598
 

Züleyha KARAMAN

   CTP-DP hükümetinin Meclis’ten geçirmek istediği kamu Görevlileri Değişiklik Yasa Tasarısı, emeklilik yaşının 60’tan, 65’e çıkmasını öngörüyor.

   Kamu-Sen Genel Başkanı Mehmet Özkardaş, Diyalog’un geçtiğimiz hafta içinde gündeme getirdiği ve kamu hizmetlerinde yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırmayı amaçlayan yasa değişikliğinin birçok maddesine karşı çıkarak, değişiklikte acele edilmemesini  ve ücretlere üst sınır getirilmesini önerdi. Özkardaş, emeklilik yaşının 65’e yükseltilmesini kabul etmeyeceklerini söyledi.

   Kamu görevlileri yasasında yapılacak değişikliği Diyalog’a değerlendiren Özkardaş, tasarının madde madde tartışılarak, ortak paydada buluşulması gerektiğini söyledi. Taslaktaki “olumsuzlukları” belirterek önerilerde bulunan Özkardaş,Yargıçlar, savcılar, Sayıştay başkanı ve üyeleri, Kamu Hizmeti Komisyon Başkanı ve üyeleri ve ombudsman; ‘kamudaki maaşlar ücret dengesini bozacak şekilde olamaz’ koşulunda kapsam dışı bırakıldılar. Ancak, bunların maaş ve ücretlerine de bir üst sınır getirilmelidir. Ucu açık olmamalıdır” dedi.

  Kamu-Sen’in karşı çıktığı ve  “Göç Yasası”  olarak nitelediği yasa kapsamındakilerle ilgili herhangi bir maaş düzenlemesi ve iyileştirme yapılmadığını ve taslakta bunların yer almadığını ifade eden Özkardaş, eleştirlerine şöyle devam etti:

 

Motivasyonu bozar

   “Şu andaki Kamu Görevlileri Yasası’nda da istenirse tüm kadroların dereceleri dışa da açık olabiliyorlar, ancak bu uygulama ilgili kadronun ‘Aranan Efsaf’ kısmına bir alt derecede çalışmış olma koşulu konularak engelleniyordu. Eğer aynı uygulama yeni taslaktaki hizmet sınıflarının kadro ve teşkilat yasaları yapılırken uygulanmazsa, lise mezuniyeti gerektiren hizmet sınıflarının dışındaki tüm hizmet sınıflarının bütün dereceleri dışarıya da açılacaktır.

Bu durum ise özellikle çalışanların yükselmesini engelleyerek moral ve motivasyonunu bozarak verimliliği düşürecektir. Her ne kadar bu taslakta dıştan atanacaklarda, atanacakları görevlerle ilgili en az on beş yıl, on iki yıl (derecesine göre…) görev şartı aransa da bu madde siyasi suistimallere açıktır, kamuda verimsizliği tetikler. Kabul edilemez.”

 

Siyasi baskı unusuru

Üst kademe yöneticilerinin iki yıl üst üste olumsuz performans alması halinde, performans değerlendirmesini siyasi makamlar yapacağı için, eski maaşıyla eski görevine dönmesini içeren maddenin müdürler üzerinde siyasi baskı unsuru taşıdığını ifade eden Özkardaş, bu maddeenin partizanlık içerdiği için kabul edilemeyeceğini kaydetti.

 

Üçlü kararname olmalı

   Tasarının 11. maddesinin  (2)’inci fıkrasında; “Üçlü Kararname” olarak isimlendirilen kararnamenin, 14’üncü maddesinde Üst Kademe Yöneticiliği’nin atanmasını belirleyen yöntemde “Atama Kararnamesi” olarak isimlendirildiğini belirten Özkardaş, üst kadaeme yöneticilerin “Atama Kararnamesi”  yerine “Üçlü Kararname” ile atanması gerektiğini savundu.

   Özkardaş, tasarıda “ucu açık” ifadeler olduğuna işaret ederek, tespit ve öenrilerine şöyle devam etti:

   “15 (3) maddesinde, ‘İki yıldan az hizmeti bulunan üst kademe yöneticileri ise, önceki görevin maaşı ile müşavirliğe getirilir’ denmektedir. ‘Önceki Görev’ söz dizesi ucu açıktır. ‘Atanmadan Önceki’ denmesinin daha uygun olacağı görüşündeyiz. ‘Kamu görevlisinin hizmet şemasında belirtilmeyen ancak kadro görevine uygun diğer görevleri de yapar’ maddesi çok sıkıntı yaratır. Yapılacak işin kadro görevine uygun olup olmadığına kim, nasıl karar verecektir.”

 

Onay vermemiz mümkün değil

Betebet New Roman"">   Tasarıda hayat pahalılığının (HP) 6 ayda bir olacağı, yaz mesaisinin kaldırılacağı, ek mesailerin karşılığının aynen kalacağının belirtildiğini işarete eden Mehmet Özkardaş,

“Biz bunlar değiştirileceğinde eylemler yapmıştık. Onay vermemiz düşünülemez” dedi.

Özkardaş, taslakta görev yapan geçici ve sözleşmeli personele on-call, düzensiz çalışma ve/veya vardiya ödeneği verilmesiyle ilgili düzenleme bulunmadığını belirterek, şöyle devam etti:

   “Bazı yerlerde nakillerde Kamu Hizmeti Komisyonu devre dışı bırakılarak, bu yetki Personel Dairesi’ne verilmiştir. Anayasaya aykırı olduğu için kabul edilemez.

Vardiya ve/veya rotasyon veya düzensiz çalışanlarla ilgili çalışma saati, dinlenme, tahsisat gibi konularda Personel Dairesi’nce tüzük yapılacağı öngörülüyor, çalışanlarımızı ilgilendiren bu tüzük yapılırken bir komite oluşturulmalı ve komiteye kamudaki yetkili iki sendikadan da birer temsilci bulunmalıdır.

 

On gün süreli izin zorunluluğu sıkıntı yaratır

   Kamu görevlilerine en az on iş günü kesintisiz izin kullanma zorunluluğu getiriliyor olması zaten kadro eksikliği olan birçok dairede sıkıntı yaratacaktır. Eşleri, devlet görevi nedeniyle yurt dışına gönderilen kamu görevlilerinin ödeneksiz izinli sayıldığı süreler E.İ.P ödemeleri koşuluyla 25 fiili hizmeti beklemeden emeklilik açısından süre olarak hizmetlerine eklenmelidir.”

   Özelleştirme Yasası kapsamında istihdam edilenler  bu yasada yer almadığını kaydeden  Özkardaş, bu istihdamlarında yasaya eklenerek,  haklarının iyileştirilmesi gerektiğini söyledi.

 

Açık barem sistemi devam etmeli

  “1 Ocak 2011 sonrası istihdam edenlerle ilgili ‘göç yasası’ kaldırılarak, bu kapsamda çalışanlar taslağa adapte edilmelidir” diyen Kamu-Sen Genel Başkanı Mehmet Özkardaş, performansı olumsuz değilse  açık barem uygulamasına devam edilmesi gerektiğini ifade ederek,  şu önerilerede bulundu:

   “44/2006 Sayılı Yasa kaldırılıyor, ancak açık barem sistemi de kaldırılmıştır, açık barem sistemine devam edilmelidir. (Performansı olumsuz değilse….)

Bu taslakta, fazladan yapılan öğrenimlere verilen barem içi artışları kaldırılmıştır. Böyle bir uygulama kamuda daha eğitimli ve bilgili kamu görevlilerin olmasını engelleyici olacaktır. Kabul edilemez.

   Taslağın, 136. Maddesinde (4)’üncü fıkra olarak, ‘1 Ekim 2013 tarihinden önce, Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından muvazzaf tekaüdiyeli bir kadroya tayin edilen kamu görevlilerinin, Kıbrıs Türk Hava Yolları şirketinde yapılan hizmetlerine karşılık her tamamlanmış hizmet yıllarına karşılık bir kademe ilerlemesi verilir. Artan hizmet yılları ve/veya ayları, müteakip kademe ilerlemesinde dikkate alınır’ şeklinde ekleme yapılmalı.

Özel nitelikli sözleşmeli istihdamıyla ilgili  geçen her maddeye daha anlaşılır, net ve hiçbir yoruma açık kapı bırakmayacak şekilde; ‘uygun nitelikte KKTC vatandaşı yoksa, yabancı kişiler özel nitelikli sözleşmeli personel olarak istihdam edilebilir’ şeklinde yazılmalıdır.”

 

Emeklilik yaşının 65’e çıkarılması kabul edilemez

 

    Kamu dışından atanacak olan üniversite mezunlarına, kamu dışında 12-15 yıl çalıştıklarında; üst kademe yöneticiliği ve üniversite mezuniyeti gerektiren diğer hizmet sınıflarının tüm derecelerine başvurma hakkı verilirken,  kamuda onbeş-yirmi yıl hizmeti olsa ve doktora yapsa dahi devlette geçici veya sözleşmeli çalışanlara bu hak verilmemesini eleştiren Mehmet Özkardaş, taslakta mecburi emeklilik yaşının 60’dan 65’e yükseltilmesine karşı çıkrak, şöyle devem etti:

   “Kadrolu çalışanlar dahi eğer lise mezunu gerektiren bir hizmet sınıfında ve üniversite mezunuysa, dışarıdakine tanınan üst kademe yöneticiliği ve/veya üniversite mezuniyeti gerektiren hizmet sınıflarının herhangi bir derecesine başvurma hakkı verilmiyor. Bu da bir çelişkidir ve kabul edilemez.

   Mecburi emeklilik yaşının bu taslakla 60’tan 65 yaşına yükseltilmesi, zaten işsiz olan nitelikli gençlerin önünü kesecektir. Sendikamızca kabul edilemez.

   Sınav kurullarında kamu görevi dışından görev alanlara her yarışma sınavı için asgari ücretin yarısı kadar görev ödeneği verilmesi kabul edilemez. Bazen ayda, 10-15 yarışma sınavı yapıldığı düşünülürse, bu kadar ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir dönemde halkımız bunu kabullenemez.

   101’inci madde de; ‘Röntgen filmi çekiminde fiilen çalışan tabip ve teknik personelin günlük çalışma süreleri beş saat olarak düzenlenir’ denilmektedir. Bu ifadeye; burada fiilen çalışan tüm teknik ve/veya teknik olmayan personelinde günlük beş saat çalışacağı şeklinde düzenleme yapılmalıdır.”

 

Müşavir, müsteşar ve danışmanların atanması

  Günün 24 saati çalışılmak  zorunda olan iş yerlerinde haftalık çalışma saatlerinin 30 saat olarak düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Mehmet Özkardaş, taasarıda particanca uygulamalara açık unsurlar olduğunu savunarak, tespit ve önerilerini şöyle aktardı:

   “Kamu içinden danışman olarak görevlendirilecek olanlarda en az Yöneticilik Hizmetleri Sınıflarının III.derecesinde olma koşulu aranmalıdır. Taslakta sadece lisans mezunu olması yeterli sayılıyor. Kıdem veya derece aranmıyor.

   Müşavirlerin, bu Yasa’da aranan yükselmeye ilişkin son üç yıllık performanslarının olumlu değerlendirilmiş olma koşulunun aranmayacak olması kabul edilebilir bir durum değildir.

Kamu dışından atanacak olan müsteşarlar, danışmalar ve yöneticilik hizmetleri sınıflarına girecekler için, kamu görevi dışında, en az altı yıl yöneticilik yapmış olmak koşulu aranmaktadır. O halde yöneticilik yaptığı yıllardaki sosyal sigorta ve İhtiyat Sandığı yatırımının da mevkisine uygun ücret üzerinden yapılıp yapılmadığına dair resmi belge istenmelidir.

    Yarışma sınavlarında Başarı Lisesi (md.35) Yöneticilik Hizmetleri sınıflarının I’inci dereceleri (Genel Sekreterler, Genel Müdürler, Kurul Başkanları) ve II’inci dereceleri (Müdürler, müdür/temsilciler, kurul üyeleri ve kaymakamlar) sadece sözlü sınav puanına göre atanacaklar, bu son derece yanlış ve partizanca olur. Çünkü bu kadrolar dışa da açıktır.

Tüm bu konuların, aceleye getirilmeden madde madde tartışılarak bir ortak payda da buluşulması gereğine inanıyoruz.”

Güncelleme Tarihi: 14 Ocak 2014, 04:26
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474