banner564

Mangal başında 51 yıl

Saffet Anibal ile gerçekleştirdiğimiz ve dosyada beklettiğimiz ‘Son Röportajını’ bugün yayınlıyoruz

Mangal başında  51 yıl
banner598
Röportaj: Teoman TURAN
Başkent Lefkoşa’nın en renkli kişilerinden ve en ünlü kebapçılarından biridir Saffet Anibal... Günde 16 saat mangal başında çalışan, müşterileriyle sohbeti seven, yardımsever kişiliğiyle ön plana çıkan Saffet Anibal ile kısa bir süre önce ‘hayatını anlatan’ son röportajı gerçekleştirmiştik...
   Röportajın 23 Nisan’da yayınlanacağını da kendisine bildirmiştik... Mücadele yıllarından geçen biri olarak buna çok sevinmişti... Ancak, dün beklenmedik ölümü nedeniyle Anibal’ın röportajını bugün yayınlamaya karar verdik...

Üç aylıkken anne, babadan ayrı kalmış
   1936 yılında Lefkoşa’da doğmuş… “Annem ve babam ben daha üç aylıkken ayrılmışlar” diyor.
   Teyzesi ve eniştesi bakmış kendisine.
   Doğduğuna dair kütükte ismini bile bulamamışlar. Kütüğe sonradan işlemişler adını.
Daha 12 yaşındayken hayata atılmış. 
   Sokaklarda büyümüş. Okula hiç gitmemiş Saffet Anibal, ama İngilizce ve Rumca biliyor. Türkçe yazıları okuyor. Yazması zayıf. 
  1958-1960 yıllarında Çağlayan bölgesindeki yazlık sinemaların önünde sandviç satarak hayatını kazanmaya başlamış. Film bitince de şişeleri toplarmış ve ustasından bunun karşılığında para alırmış.  Daha sonra ise  Enver ve Veli’nin kahvesine giderek, iskemleleri toplaması karşılığında iki şilin alırmış. 

Hatıraları çalınmış

   Sandviçlerini yaya olarak satarken bir gün çok  sevinçli bir olayla karşı karşıya kalmış. Bir bisiklet sahibi olmuş Saffet Anibal. O bisikleti hatıra olarak saklamış. Fakat bu tarihi bisiklet 4-5 yıl önce çalınmış. 
   Bu duruma çok üzülmüş “Hatıralarım gitti” diyor Saffet Anibal ve çalanın bisikletini geri getirene büyük ödül vadetmiş… Ama bisiklet bir türlü gelmemiş...

Gençlik Gücü’nde futbol oynadı 

   Saffet Anibal, spora da merak salmış. Gençlik Gücü’nde futbol oynamış.. Gençlik Gücü’nün sevilen sporcularından biri olmuş. 
   Bir yandan futbol oynarken, bir yandan da sandviç satmaya devam etmiş… Sandviç malzemelerini  bir süre Hayri Avkıran ve Kemal Avkıran isimli kişilerden almış.. Kendisine ön ayak olan Avkıran’ları minnet ve şükranla anıyor Saffet Anibal.

Kısa pantolonlu Anibal

Küçücük yaşında, kısa pantolonuyla sinemalarda sandviç satarak ayakta durmaya çalışan Saffet Anibal, sandviçlerini taşıyabilecek bir araba sahibi olmuş. 
Anibal isminde yabancı bir kadına sandviç sattığı gün ise, ilginç bir olayla karşı karşıya kalmış..  Kendi ağzından dinleyelim bu ilginç olayı:
   “Sinemalara gelen, konser veren artistler vardı. Bir gün sinemaya ismi Anibal olan bir dansöz geldi. Benden de sandviç istedi. Bir sandviç yaptım ve bir de kola götürdüm. Tuttu çenemden ve ‘Sen çok güzel çocuksun’ dedi. Dükkanımın yerini sordu. Ben de sandviçleri arabada yaparım dedim. ‘Seni göreceğim’ dedi. Ertesi gece geldiğinde bizim arkadaşlar oradaydı. Anibal ismini bana o kadın verdi. İşte Anibal ismi de böyle doğdu…” 
Dükkan sahibi oluyor
   Seyyar satıcılık artık zor gelmeye başlamış Anibal’a. O günlerde Çağlayan bölgesinde Zafer Sineması açılmış. Zafer Sineması onun için adeta bir dönüm noktası olmuş.  
  Daha o yaşta ticari zekasını çalıştıran Anibal, hemen sinemanın karşısında bir dükkan tutmuş. Dükkanı tutar tutmaz da menüsünü geliştirmiş. Sandviçin yanında çorba, ciğer ve kebap da yapmaya başlamış.  İşi büyütmüş gün geçtikçe Saffet Anibal.
    “Hiç param yoktu. İyi saatte olsun ustam Kemal Macila bana ön ayak oldu. Et verdi. Kıyma verdi. İyi saatte olsun Mustafa Hacı Ali de tavuk verdi” diyerek, Macila ve Mustafa Hacı Ali’ye minnettar olduğunu belirtmeden edemiyor  Anibal. 
   Döner ve diğer kebap çeşitlerini öğrenmek için Türkiye’ye de gitmiş. Kıbrıs’a döndüğünde menüsüne döneri eklemiş..
“Biri borcum olduğunu söylesin intihar ederim”
   Kimseye borcu olmadığını dile getiriyor Anibal. 
   “Bugün biri çıksın desin, ‘Anibal benden et kıyma tavuk aldı para vermedi’ desin intihar ederim. Kimseden bir kuruşluk bir şey alıp da vermemezlik etmedim. Herkesin parasını günü gününe ödedim” diyor.
Ağzına kahve, sigara ve içki koymamış
   Hayatında kumar nedir bilmiyor Saffet Anibal. Sigara da kullanmamış hiç. 
   “Çok şükür olsun bugüne kadar sigara içmedim. Kahve içmedim. Kumar da oynamadım. Çayı da Türkiye’de evlendiğimde içtim.”

Eti didik didik ederim

   Dükkanını sabahın erken saatlerinde açan  Anibal, kasaptan aldığı etlere kimseyi dokundurtmuyor. Gelin kendi ağzından dinleyelim etlere nasıl işlem yaptığını:
 “Ben eti düz alırım kasabımdan. Etimin üzerine kimseyi değdirtmem. Ciğeri zarına kadar temizlerim. Butları, yağlarına sinirlerine kadar didik didik temizlerim. Hatta salatamı ben yaparım. Yaptığım kebapları sadece çalışanlarım şişlere dizerler. Rumlar da dükkanıma gelerek yaptığım kebaplardan alırlar.” 

Tek şikayet ayakları

   “Ayaklarım ağrımaya başladı” diyor Anibal. Doktora gitmiş. Doktor da kendisine, “Sigaran içkin yok. 18-20 saat ayakta duran bir adam daha iyi olamaz” demiş kendisine.
   Hiç kimseye muhtaç olmadığını dile getiren Anibal, oldukça yardımsever. Güçsüzler Yurdu, Kanser Hastaları ve yardıma muhtaç hemen hemen herkese yardım etmeyi seviyor. Anibal, “Halkım  beni bugünlere getirdi. Fakirliği çok iyi biliyorum. Onun için muhtaç insanlara yardım etmeyi seviyorum” diyor.

Galatasaray’a üyeyim

    Ne de olsa serde futbolculuk var Anibal’ın. Galatasaray Spor Kulübü’ne de üye olmuş. Turgay Şeren, Coşkun Özarı, Metin Oktay’ı tanımış. 
   Babası polis çavuşuymuş Anibal’ın. Bir de kardeşi var hayatta. Avukatmış kardeşi. Kendisi ne arayıp ne soruyormuş. Sitem ediyor adeta kardeşine.. Savaş zamanını da anlatıyor Saffet  Anibal. “Harpta üç kurşun yedim. Kurşunun bir daha omuzumdadır” diyor.

Dış ülkelere seyahat

   Saffet Anibal, yıllar geçtikçe işi büyütmüş. Mangal başında ömür tüketen Anibal, lezzetli kebaplarını Çağlayan bölgesindeki şimdiki yerinde halka ulaştırıyor. Hemen hemen her yıl, dükkanını kapatıp dış ülkelere seyahat etmeyi de ihmal etmiyor.  Sayısız Avrupa ülkesine seyahat etmiş. Dükkanını her kapatıp döndüğünde müşterilerini her zaman karşısında kendisini beklerken bulmuş. Bununla da gurur duyuyor Saffet Anibal.

Dükkanında fenalaştı…
Lefkoşa’nın simge isimlerinden Saffet Anibal dün öğleye doğru sahibi olduğu Anibal Restoran’da fenalaştı. Saffet Anibal, Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Hastanesi acil servisine götürüldü ancak bir süre sonra yaşamını yitirdi.
   YDÜ Hastanesi Başhekimi Dr. Sevim Erkmen, kusma ve ishal şikayetiyle hastaneye başvuran Saffet Anibal’ın mide ve bağırsak sisteminde kanama tespit edildiğini, tetkikler sırasında kötüleşen Anibal’ın kalbinin durduğunu söyledi. Erkmen, tüm müdahalelere rağmen Safet Anibal’ın hayata döndürülemediğini belirtti.

“Bilinen bir rahatsızlığı yoktu…”
   Torunu Behiç Anibal ise dedesinin her zamanki gibi restorana gittiğini ancak öğleye doğru ishal ve kusma şikayetiyle hastaneye götürüldüğünü söyledi.
   Dedesinin bilinen kronik bir rahatsızlığı olmadığını kaydeden Behiç Anibal, Saffet Anibal’ı bir anda kaybetmenin üzüntüsü ve şaşkınlığı içinde oldukları belirtti.

Cenazesi bugün öğlen…
   Çevresinde herkes tarafından sevilen bir isim olan Anibal’ın beklenmedik vedası, herkesi hüzne boğdu. Anibal’ın cenazesi, bugün öğle namazına müteakip kılınacak olan cenaze namazının ardından, Lefkoşa Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
   Önceleri bisikletle sandviç- kola satışı yapan, 1958’de Lefkoşa’nın Çağlayan Parkı köşesinde kebapçılığa başlayan Saffet Anibal, son ana dek işinin başında durdu.

Kendine özgü üslubuyla da tanınıyordu

   Saffet Anibal sadece kebaplarının lezzetiyle değil, kendine özgü üslubuyla da tanınıyordu. Adı, bir süre futbol oynadığı Gençlik Gücü Spor Kulübü’yle de özdeşleşen Anibal, “Oyna GG” cümlesinin de sahibiydi.
   Birçok kişi Saffet Anibal’ın ölümünden duyduğu üzüntüyü sosyal medya üzerinden paylaştı.

Güncelleme Tarihi: 18 Nisan 2017, 10:15
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner473