banner564

Tartışmaya açıyoruz

Eski Başbakanlardan Hakkı Atun, Ferdi Sabit Soyer, Sibel Siber, Özkan Yorgancıoğlu ve Ömer Kalyoncu ‘Başkanlık Sistemine’ ilişkin görüşlerini Diyalog’a açıkladı

Tartışmaya açıyoruz
banner598
Teoman TURAN
  KKTC’nin eski Başbakanları; İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın, Güney Kıbrıs’ta olduğu gibi Kuzey Kıbrıs’ta da Başkanlık Sistemi’nin istikrar açısından iyi olacağı şeklindeki görüşlerini Diyalog okurları için değerlendirdi. 
Hakkı Atun “Başkanlık sistemi daha uygun olur” derken, Ferdi Sabit Soyer ile Ömer Kalyoncu, başkanlık sistemi tartışmasının, tıkanan siyaseti aşma yönünde sağlıklı sonuçlar getirmeyeceğini savundu.
    Özkan Yorgancıoğlu ile kısa bir dönem Başbakanlık yapan Sibel Siber de, başkanlık sisteminin tartışılabileceğini söyeledi. Eski Başbakanların ortaya koyduğu görüşlerin, siyasi partilerin yanı sıra, sivil toplum örgütlerince tartışılması ve önerilerin ortaya konması bekleniyor.
   İşte Başkanlık sistemine ilişkin görüşler:


Hakkı Atun: Denktaş muhalefetten çekindi
   Başkanlık sisteminin bilhassa Güney Kıbrıs’la bir uzlaşmaya varma çabası içinde olduğumuza göre, aynı sistemin uygulanması daha doğru olmaz mıydı diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş 1975’lerde Kurucu Mecliste bundan niçin kaçındı bilemiyorum.  
   Denktaş başkan olup daha da otoriter durum yaratır  diye muhalefetin çıkışlarından kurtulmak için bunun üzerinde bilerek ısrar etmedi. 1985 anayasasına geldiğimizde yani cumhuriyetin ilanından sonra ben, başkanlık sistemi gündeme gelir diyordum. İskan Bakanı olduğum dönemde Denktaş beye, ‘Neden başkanlığa geçmiyoruz’ dedim. Denktaş bilinçli olarak bunda pek istekli görünmedi. Benim  o zamanki değerlendirmem başkanlık sistemi itibarıyla yıpranma süreci. Yani yapamadığımız  iş yerine getiremediğimiz söz size puan kaybettirir. 

Denktaş ve Talat başkanlık sisteminde mutabıktı
Denktaş’la Talat Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’ndeki bir toplantıda, ikisi de başkanlık sisteminin daha uygun olduğu konusunda mutabıktı.  Küçük bir devlet olarak başkanlık sisteminin, daha istikrar yaratması için, milletvekillerinin münhasıran yasama konularıyla ilgilenmesi ve seçilmesi için daha  mantıklı daha uygulanabilir kanısındayım.,

Sandıktan çıkan her milletvekili bakan olmak istiyor
   Sandıktan çıkan her milletvekili bakanlık istiyor. İrsen Küçük dönemini alın. Ahmet Kaşif’in nasıl ortaya çıktığını, Turgay Avcı’nın gökten zembille iner gibi bakan olduğunu, daha parti kurmadan çirkin transferli koalisyon denemeleri geçirdik. Dolayısıyla şahsi kanaatim bu ülkede de başkanlık sisteminin daha istikrarlı olabileceğini, ikide bir hükümetlerin bozulması yoluna gidilmeyeceğini düşündüğümüzde buna olumlu oy veririm.
   

Soyer: Güney’deki siyaset verimsiz
   Bizde sistem tartışması ile tıkanan siyaseti aşmak kanıma göre sağlıklı sonuçlar üretmez. 1975 anayasasına kadar Kıbrıs’ta başkanlık sistemi uygulanıyordu bizim açımızdan. Bunun demokratik açıdan çok büyük rahatlığını hiçbir zaman görmedik. İkincisi güneyde başkanlık sistemi var ve bana göre siyasetin en büyük çıkmazıdır. Çünkü başkan yüzde 51’le seçileceği için büyük partiler küçük partilerin esiri olmaktadır ve bu yüzden Güney Kıbrıs’taki siyaset son derece verimsiz bir şekilde gitmektedir. Bütün bunları gözönünde bulundurarak bir tartışma yapmak lazım. Esas olan bizde sistemin kendisini meclisin etkin katılımcı ve verimli bir şekilde düzenlenmesi ile ele alınacak tartışmalarla olur. 

Kamu yönetiminde özlü değişim şart
   Kamu yönetimin büyük ölçüde bozulmasına yol açan ana faktör 1975’e kadar olan başkanlık sistemi ve hala onun gelenekleri devam etmektedir.  Bunun için kamu yönetiminde özlü değişime ihtiyaç vardır. Reforma ihtiyaç vardır. Üçlü kararnamenin mekanizmasının daraltılmasına ihtiyaç vardır. Amme Hizmeti Komisyonun tam bağımsız olmasına ihtiyaç vardır.  Örneğin Amme Hizmeti Komisyonu’nun bozulmasının ana nedeni, 1975’e kadar süren başkanlık sisteminin yarattığı atmosferdir ve Amme Hizmeti Komisyonu’nun atama yetkisi cumhurbaşkanına aittir. Meclisin hiçbir yetkisi yoktur. Cumhurbaşkanlarının da Amme Hizmeti Komisyonu’nu nasıl kullandıkları da çok ibret verici örneklerle doludur. 

Anlaşma olursa başkanlık sistemi gündeme gelecek
   Kıbrıs sorununda anlaşma olursa maalesef burada da başkanlık sistemi gündeme gelecek. Fakat meclisin ve buna bağlı düzenlemelerin etkinliği var orada. Başkanın diğer ülkelerden farklı yetkileri sınırlıdır. En azından bir yasanın geçebilmesi için toplumların eşit olarak temsil edildiği senatodan onay alması lazım. Başkanlık sistemi orada kısıtlıdır.  Bu çok farklı bir  mekanizmadır.  Federal sistemde değişik bir şeydir. Ama başkanın yetkileri son derece sınırlıdır.

Kalyoncu: Kıbrıs sorunu çözülmeden olmaz

   Bizde başkanlık sistemi Kıbrıs sorunu çözülmeden olmaz. Çözüldükten sonra iki tarafta da başkanlık sistemi olabilir. Onlarda var ama bizde yok. Kuzey Kıbrıs’ta alışılmış olan bir sistem var şu anda. Sistemin yürümemesinin sebebi başkadır, sistemin olup olmamasıyla ilgili değil. 
   Bunun sebebi 1974’le beraber siyasi özürlü bir devlet kurduk. Sorun daha ziyade insanlardan kaynaklanıyor. Devlet dairelerinin işleyiş biçiminden kaynaklanıyor. Yoksa başkanlık sistemi olunca bütün bunlar değişecek, daha seri iş yapan bir kamu yönetimine sahip olacağımızı söylemek mümkün değil.  Ama insanlar ne zaman ki, bir anlaşma olur o zaman kendilerini bir yarış içinde bulacaklar ve mecburen daha hızlı hareket etme gibi bir durumla karşı karşıya geleceklerine inanıyoruz.
   Bugün dünyanın  en iyi ekonomilerinden birisi Almanya. Almanya’da başkanlık sistemi mi var ?  Veya Japonya’da  başkanlık sistemi mi var ?  Sorun insanlardadır. 


Yorgancıoğlu: Başkanlık sistemi tartışılabilir

   Başkanlık sistemi tartışılabilir. Her sistemde olduğu gibi önemli olan işleyişinin, denetim mekanizmalarının ne olacağıyla ilgilidir. Bizim ülkemizde bunu çok ayrıntılı tartışılacak diye sorarsanız henüz  bu koşulların oluştuğunu düşünmüyorum.  Geleneksel parlamenter sistemimiz var.  Ve bizde esas olan sistemin tıkanmış olması değil, sistemin aslında iyi işletilememesidir. Başkanlık sistemini çok savunanların görüşleri şu noktada yoğunlaşır gibi geliyor. Yani küçük toplumuz insanlar parlamenter sistemden çok şey bekliyor.   Başbakan ve bakanlarla muhatap oluyor. 

Başkanlık sistemi de olsa aynı şeyler yaşanacak
   Sıkıntılar oluyor ama küçük toplum olmamız nedeniyle başkanlık sistemi olsa da  yine aynı şeyler yaşanacak. Burada önemli olan demokratik kültürün hem yönetenlerde hem de yönetilenlerde hakim olmasıdır. Sistemin işleyebilmesi adına insanların toplumsal düşünebilmeleridir. Bireysel günlük kendi ihtiyaçlarını çıkarlarını öne çıkarmak değil, toplumun bütün sorunlarının çözülecek şekilde taleplerde bulunmalarıdır. İnsanlar hep benim sorunum çözülsün,  benim çocuğun işe girsin veyahut buna benzer beklentilerle motive olurlarsa eğer,  ne başkanlık sistemi ne de başka sistem işin içinden çıkılmaz.
   Bizim bugün acil ihtiyacımız sistem değişikliği değil, böyle anlayışların ülkemize yerleşmesidir. Bunu hemen tartışıp sonuçlandırmanın da ille de iyi sonuçlar doğuracağını düşünmüyorum.  

Siber: İkisinin de avantajları ve dezavantajları var

   Sistemleri karşılaştırıldığında her ikisinin de avantajları ve dezavantajları var. Parlamenter sistemle uzun yıllardır yönetiliyoruz. Ama şunu belirtmeden edemeyeceğim, eğer bir sistemi en verimli ve en iyi şekilde kullanmayı hedeflemezseniz, çünkü bütün sistemler bir noktada açık verir. Biz o sistemin olumlu yönlerini ön plana çıkarıp sistemi o şekilde çalıştırırsanız verim alırsınız. Şimdi bir parlamenter sistemde en fazla şikayet edilen konu nedir ? Milletvekillerinin bakan olması yürütme ile yasamanın iç içe geçmesi, bu nedenle yasamanın verimsizliği,  yürütmede de bakanların bir sonraki seçimi hedeflemeleri, milletvekillerinin bakan olması ve hedeflemeleri.. Başkanlık sistemini  savunanların çoğu bakanların milletvekillerinden olmamasını ve yürütme ile yasamanın tamamen ayrı olmasını savunuyorlar.  Ama bu sistemde de parlamenter sistemde de eğer böyle bir arzu arsa aslında bu parlamenter sistem bize bu imkanı tanıyor.

Sistem, teknokratlardan bakan olmasını tanıyor
   Eğer vekillerin bakan olması uzun yıllardır denendi ve verimsizlik yaratıyorsa o zaman teknokratlardan yani vekil olmayanlardan da bakan olunmasını tanıyor sistem. Ama siz kesin kural yani hiçbir milletvekili bakan olmayacak şeklinde kuralların  konması arzulanıyorsa o zaman başkanlık sistemi tercih edilir. Benim endişem, ikisinin de artıları ve eksileri var. Başkanlık sistemini de verimli bir şekilde kullanmazsanız o sistemden de hoşnutsuzluk olacağı aşikardır. Mevcut sistemi iyileştirmeye yönelik hiçbir gayret ve çalışma görmedim. Geçmiş bu parlamenter sistemin geçmiş dönemlerdeki dezavantajları ve avantajları değerlendirilerek iyileştirilmeye yönelik bir çalışma olmadı.  Başkanlık sistemi de bir çıkış yolu olarak denenebilir. Ama tek çözüm odur ve biz başkanlık sistemine geçersek  bütün sorunlar bitecek çok güzel bir sistemle yönetileceğiz diye bir düşünceye de katılmıyorum. 

Sorun çözüldükten sonra iki tarafın da sistemleri uyumlaştırılacak
   Kıbrıs sorununun çözümünden sonra da her iki tarafın da sistemleri uyumlaştırılacak.  Bizim kendi iç  yapımız açısından tartışılmasında  yarar görüyorum. Hayır bu olmaz diyerek parlamenter sistemi kesinlikle başkanlık sistemi olmaz değil düşüncesi değil, iki sistemin de tartışılması belli bir olgunluğa erişmesi ve ondan sonra karar verilmesi düşüncesindeyim.

Güncelleme Tarihi: 24 Mart 2017, 11:36
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474