banner564

Kolestrol teorisi bir pazarlama harikasıdır (2)

Bir sebep şu: Yağ alınınca yiyeceklerin tadı kalmıyor.
Gıda endüstrisi, bu tatsızlığı doymuş yağların yerine şeker ilave ederek gidermeye çalıştı.
Metabolik sendrom (hipertansiyon, disglisemi, trigliserit yüksekliği, düşük HDL-kolesterol ve artmış göbek çevresi) için şekerin bağımsız bir risk faktörü olduğunu gösteren bilimsel deliller artıyor.
Daha önceki nesillerde kardiyo-vasküler hastalıklar büyük ölçüde bir başınaydı ama şimdi kalp krizi geçirenlerin üçte ikisinin gerçekten metabolik sendromu olmasına karşılık bunların yüzde 75’inin total kolesterol seviyeleri normal bulunuyor 
Bu, kolesterolün tek problem olmamasından dolayı olabilir mi?
Framingham kalp çalışması kolesterolün koroner damar hastalığı için bir risk faktörü olduğunu takdis etmesi, statinleri USA’da en fazla yazılan ikinci ilaç mertebesine yükseltti.
İngiltere’de 8 milyon insan düzenli olarak statin alıyor; on sene evvel bu rakam 5 milyon idi.
Her sene 60 milyon statinin reçete edildiği hesaba katıldığında, bu ilaçların kardiyo-vasküler mortalitenin azalmasına ilave etkisinin olup olmadığını, sigara içilmesinin azalması ve primer anjiyoplastinin etkilerinden ayırmak güçtür .
Yüksek kolesterolün koroner damar hastalığı için önemli bir risk faktörü olduğuna dair yaygın inanışa rağmen, sağlıklı insanlarda yapılan birçok bağımsız çalışma düşük total kolesterolün kardiyo-vasküler ve kalp dışı mortalite ile bağlantılı olduğunu ortaya koydu.
Bu sonuçlar, yüksek kolesterolün sağlıklı insanlar için risk faktörü olmadığını gösteriyor.
Statin kullanan 150 bin hastadan oluşan yeni bir “gerçek dünya” çalışması bu ilaçların “kabul edilemez” yan etkileri olduğunu ortaya koydu.
Katılanların yüzde 20’ sinde kas ağrısı, mide bulantısı, uyku ve hafıza bozukluğu, sertleşme problemleri gibi tedavinin kesilmesini gerektiren yan etkiler görüldü.
Bu, kas ağrısı ve miyopati gibi önemli yan etkilerin sadece 10 binde 1 kişide görüldüğünü bildiren majör statin çalışmalarıyla da büyük ölçüde çelişiyor.
Ağırlıklı olarak endüstri tarafından desteklenen bir meta-analizde statin kullanan 60-70 yaşları arasında düşük risk grubundaki kişilerde bir senede bir kardiyo-vasküler olayı önlemek için tedavi edilmesi gereken hasta sayısı 345 olarak bildirildi .
Statinler için en kuvvetli kanıta dayalı deliller ikincil korumadadır; kalp krizi geçiren her hastaya statinlerin “anti-enflamatuar veya pleiotropik etkilerinden dolayı total kolesterol seviyeleri dikkate alınmadan maksimum dozda tedavi verilir.
Bu grupta 5 senelik mortalite için NNT 83’dür.
Bu, her hastanın az da olsa faydalandığı manasına gelmez, 82 kişinin hiçbir yarar görmediğini gösterir .
Başka hiçbir kolesterol düşürücü ilacın mortalite bakımından bir faydasının olmaması, statinlerin yararının kolesterol seviyesine olan etkilerinden bağımsız olduğu hipotezini destekliyor.
Kalp krizi geçirdikten sonra Akdeniz diyetinin uygulanması, mortaliteyi azaltmada statin almaya göre 3 misli daha etkilidir.
Yakın bir zaman önce yayınlanan PREDIMED çalışması zamanından önce sonlandırıldı, çünkü yüksek riskli kişilerde Akdeniz diyetinin düşük yağlı diyete oranla kardiyo-vasküler olaylarda yüzde 30 düzelme sağladığı görüldü .
İlaç tedavisi semptomları azaltabilir ama fizyo-patolojiyi değiştiremez.
Doktorlar prevansiyonu da tedavi gibi sahiplenmelidir.
Doymuş yağların kalp hastalıklarındaki rolüyle alakalı efsaneyi yıkmanın ve obeziteye sebep olan zararlı diyet tavsiyelerini kırmanın zamanı gelmiştir.
İsveç doğru yolu buldu
“Büyük Kolesterol Yalanı” isimli kitabın yazarı Dr. Malcolm Kendrick şunları söylüyor:
“İsveç, düşük yağlı diyeti reddeden milli beslenme kılavuzu oluşturan ilk Batılı ülke oldu.
İsveç’te, düşük yağlı diyet yerine az karbonhidratlı çok yağlı besinler tavsiye ediliyor.
İsveç Sağlık teknolojisi Kurumu, yağdan zengin diyetin, diyabetin esas sebebi olan ensülin direncinin kan şekerini düzelttiğini, trigliseritleri azalttığını, iyi kolesterolü artırdığını, kilo verme dahil faydalı etkileri olduğunu bildirdi.”
Gelelim neticeye
Cape Town Üniversitesi Egzersiz ve Spor Bilimleri profesörlerinden Timothy Noakes diyor ki: “Koroner kalp hastalığının tek sebebi olarak kan kolesterol seviyesi yüksekliğine odaklanmak zamanımızın en büyük tıbbi hatasıdır.
Tüm bilimsel delilleri değerlendirdikten sonra şu sonuca vardım:
“Sevdiğiniz birine asla statin yazmayın.”
YORUM EKLE

banner608

banner474