banner564

Ne gerekiyorsa yapmalıyız

Öyle bir hafta ki…

Hafta acı haberle başladı.

Pazartesi günü akşamüstü 'Acı haber erken duyulur' söylemi bir kez daha ne kadar gerçek olduğunu kanıtladı.

Acı haber benliğimizin dört bir yanını sardı. Üç tane gencecik öğretmenimiz hayata gözlerini yumdu.

Keşke on saniye önce veya sonra yola çıkmış olsalardı.

Keşke biraz daha yavaş veya hızlı gitmiş olsalardı.

Hata veya dikkatsizlik bu kadere fırsat vermeseydi.

Bu vicdanlar bu kadar acımasaydı.

Vicdani sorumluluktan dolayı her gün ölecek olan sorumlunun cezasını halk değil adalet versin.

Trafiğe üç kurban daha…

Belleğim bir an için, bundan yaklaşık yirmi yıl önceye kaydı, dört tane gencecik öğretmenimiz elim bir trafik kazasında hayatlarını yitirmişlerdi.

İsyanım kadere mi?

Yoksa acımasız trafik canavarına mı?

Tedbir alınmayan yollara mı?

Dikkatsiz sürücülere mi?

Denetimsizliğe mi?

Kader deyip, hiçbir şey yapmadan başka canların yitirilmesini beklemek mi?

Bu konuda hepinize, hepimize kısacası tüm halkımıza bir denetleyici veya bir polis gibi sorumluluk düşmeli.

Artık yeter demeyi ancak bu şekilde ifade edebiliriz.

Bu olay yetmezmiş gibi, bir haberde doğudan yüreğimizi dağladı.

Gencecik bir can daha trafiğe kurban gitti.

Yitirilen bu canlar son olsun. İbret alalım, ders çıkaralım. Yitirilen değerlerimiz için sadece “aman başka canlar yitirilmesin” demekle kalmayıp, alınması gereken tedbirleri tüm sorumlular ve halkımız almalıdır.

Ana yollara direk çıkışların kaldırılması gibi önümüze çıkacak sürpriz tehlikeleri engelleyecek tüm tedbirleri almalıyız.

Güvenliğimizi artırıcı önlemlerin alınması için kollarımızı sıvamalıyız.

Bir an önce, başka yürekler de yanmadan trafik için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.

 

YORUM EKLE

banner608

banner474