Son yıllarda ülkemizinin yükselen en önemli değeri yükseköğretim...
Hatta taraflı tarafsız Güney Kıbrıs’tan bir çırpıda daha iyi olduğumuzu kabul ettiğimiz ender alanlardan bir tanesi yükseköğretim...
Öğrenci sayısı ve buna paralel olarak üniversite sayısının artmasıyla artan rekabet, iş gücü, mali kaynak, ülkemizin tanınmasını ve kalkınmasını tetikleyici bir sürü unsur...
Yükseköğretim alanının büyümesiyle birlikte yaşanan sıkıntılar...
Sistemin içindeki üniversitelerin kendilerine rakip istememesi sonucunda yapılan söylemler...
Meslek örgütlerinin haklı ve haksız bildirileri...
Birtakım birlik ve sendikaların popülist yaklaşımları...
Bütün bunlar aslında yükseköğretimin geliştiğinin ve daha da gelişeceğinin işareti...
Tabii yükseköğretim gelişirken alınması gereken mantıklı kararların olduğu da bir gerçek...
Bilimsel verilere dayanmayan açıklamalar yapılmamalı...
Yukarıda da bahsettiğim gibi birtakım örgüt ve birliklerin geçen günlerde açıklamalarını okuduk...
Yükseköğretimin hareketli olduğu bugünlerde dikkatli olunmalı...
Ülkemizin Yükseköğretimine zarar verecek açıklamalar yapılmamalı...
KKTC vatandaşlarının belirli bölümlerde yoğunlaştığı ve bu konuda tedbir alınması gerekliliği gerçek...
Bu konudaki yaklaşımları ve ortaya koyacakları argümanlar ilerisi için önemli...
Ama istatistik veriye ulaşamadıkları şeklinde söylemleri doğru değil...
İstedikleri bütün verilere Milli Eğitim Bakanlığından ulaşabilirler...
Bu örgüt ve birliklerinde bu konuda da bugüne kadar hiçbir talebi de ilgili daireden olmadı...
Bir de sağlık fakültelerine verilen izinlerde ilgili açıklamaları da ne yazık ki hiçbir bilimsel veriye dayanmıyor...
Herhalde KKTC yükseköğrenimini sadece KKTC vatandaşları açısından değerlendirmişler...
Üniversite Öğrencilerimizin %90’ ının KKTC vatandaşlığı yok...
En çarpıcı nokta ise üniversitelerin yaptığı atılımlar sonucunda eğitim ve sağlık fakültelerin Türkiye ve yabancı ülkelerden en fazla tercih ve yerleşme almış olmaları...
Aslında herkes önce kendi işini doğru yapmalı bir açıklama yapılacağında da kulaktan duyma söylemlerle bilimsel verilere dayanmayan açıklamalar yapmamalı...
Atalarımız ne demiş “Laf bilirsen söyle, seni ibret alsınlar, laf bilmezsen sükut et, seni adam sansınlar...”
Yapılan açıklamalarda en haklı oldukları nokta KKTC vatandaşlarının belirli bölümlerde yoğunlaşması ve ihtiyaç fazlası bölümlerin yaratılması...
Bununla ilgili de Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilgili dairede ilk kez bir komisyon oluşturdu...
KKTC’ye en uygun yükseköğretime Geçiş Modelinin de önümüzdeki yıl hayat bulacağı inancındayım...
Gökten düşen üç sihirli elma...
Yükseköğretim sıkıntılı olduğu noktalardan bir tanesi de KKTC’ de artan üniversite sayısı...
Özellikle sistemin içindeki üniversitelerimiz bu konuda rahatsız...
Aslında rahatsız olunacak bir noktada değiliz...
Bu ülkenin yükseköğretim sitemine zarar vermeyecek bizi daha ileriye taşıyacak üniversitelere ülkemizin ihtiyacı var...
Nedense yakın geçmişte köklü geçmişi olan üç üniversitemizin gökten düşen sihirli elma misali aniden üç tane kardeş üniversitesi oldu...
Ne olduysa zaten üniversitelerimizin kardeşleri Dünya'ya geldikten sonra oldu...
Bir yaygara aldı başını gitti...
KKTC’de üniversite açmak çok kolay...
Bu kadar kolay olsaydı ortalık üniversiteyle dolup taşardı...
Şunu da eklemek lazım üniversite açma kriterleri değişmeli...
Çağdaş normlara uygun maddeler eklenmeli...
Ama telaşlanacak bir nokta yok, herkes rahat olsun...
Tercih dönemi...
Lisans yerleştirme sınavlarının ardından adaylar için en önemli zaman dilimi kuşkusuz tercihler...
Adaylar 6 – 14 Temmuz tarihlerinde tercihlerini yapacaklar...
Bunun içinde toplamda adayların 30 tercih hakkı bulunuyor...
Tercih yapacak adaylar eğitim görmek istemedikleri bölümü sadece üniversiteli olmak için tercih etmemeli...
Önce hangi fakültede okumak istediğine karar vermeli...
Adaylar kendi ilgi ve yeteneklerini mümkün olduğunca gerçekçi değerlendirmeli...
Çünkü yetenekli ve ilgili olunan bölümde okumak adayların başarılı ve mutlu olmalarına yardımcı olacaktır...
