Bu gün öğretmenler günü, hepimize kutlu olsun demek isterdim. Ama diyemiyorum. Çünkü bu gün darbeci Kenan Evren tarafından uygulanmaya başlanmıştır. Aynı Kenan Evren’in yüzlerce belki de binlerce aydını, öğretmeni onurusuzlaştırdığı, hatta katlettiği gerçeği apaçık gibi önümüzde dururken, bu günü kutlamak da bir o kadar daha anlamsızlaşıyor.

24 Kasım’a alternatif olarak da görebileceğiniz ise 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günüdür. Unesco tarafından eğitim ve öğretimde, öğretmenin yerinin daha iyi anlaşılması adına organize dilen bir gün. 

Ama ben bu günün de kutlanmasına karşıyım.

Çünkü BM’de sütten çıkmış ak kaşık değil ki! Umarım hala daha öyle olduğuna inanlar da yoktur zaten. 

Mesela BM Güvenlik Konseyine bir bakalım, Dünya tarihinin en büyük silah ve ölüm tüccarları bu grubu oluşturuyor. Ve defalarca gördük ki, bu eli kanlı devletler, bu aciz örgütü kendi çıkarları için manipüle etmekte ve daha fazla ölüm ve acı için kullanmaktadırlar. O zaman bu örgüt en masum haliyle en azından, bir canavarın baltasıdır. O zaman mademki BM de eli kanlı bir yapıdır, neden onun uyguladığı böyle bir etkinliği, ya da kutlamayı olumlu karşılamalıyım? 

Karşılamam ve kabul etmem! Şimdi bunu geçelim…

Peki, Öğretmenleri anmak, kutlamak, ya da Unesco’nun dediği gibi, “eğitimdeki önemlerini anlamak ve konuşmak” için, bir güne mi ihtiyacımız var?

Hayır yok! Gerçek şu ki, aslında bir gün falan yetmez. Eğer öğretmenleri konuşacaksak şöyle bir yıl falan ayırmalıyız. 

Çünkü!

Eğitim, sahip olduğumuz en büyük köşe taşlarından biridir. Aynı tarım devrimi, endüstri devrimi gibi eğitim anlayışının gelişmesi de insanlık tarihinin en önemli parçalarındandır. Bakmayın siz, özellikle ülkemizde itibarının nerdeyse sıfır olmasına. 

Neyse, eğitim neden böyle önemlidir? 

Çünkü eğitim aslında toplum zihninin, bilgisinin tecrübelerinin iletişim ve paylaşım yoluyla yeni nesillere aktarılmasıdır. Biz insanları, yaşayan diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğimiz, tecrübeler ve bilgilerimizi sözsel ve yazı ile birbirimize aktarmamız ve paylaşmamızdır. Birçok sosyolog ve tarihçi, biz insanların milattan önce 40,000 ile 8,000 yılları arasından yaşadığı inanılmaz beyinsel ilerlemeyi göstererek, bunun sebebini, bu paylaşımın o dönem başlaması olduğu söyler. Yani paylaşım ve aktarım, bizi “biz” yapmıştır.

Ve evet, bu gün, öğretmen bu çok ama çok önemli yapının temel parçasıdır. Yani, öğretmen sınıfta sınavlara hazırlayan, konuşunca kızan, saça sakala karışan kişi değildir. 

Öğretmen 400,000 yıllık insanlık bilgi ve tecrübesini giriş kapısıdır. Bu aklınızdan çıkmasın. O yüzden de bir gün falan yetmez. Ve içinde olduğumuz bu gün de, darbeci Kenan ile katil BM’yi karşılaştırmak yerine dişe dokunur konulardan konuşmalıyız. 

Son olarak, diyebilirsiniz ki, “eğitim şovenizmdir, eğitim beyin yıkamadır”. 

Hayır, efendim tamamen yanılıyorsunuz. Beyin yıkama, devlet propagandası ve öğretimidir. Şovenizm, devlet müfredatıdır. Ama bazı öğretmenler, bunların dışında kalan, kalmaya çalışan gerçek birer kahramandır. 

İyi ki varsınız!