banner564

Olmak ya da Olmamak, Yunanistan’ın Seçimi

Ben bu yazıyı yazarken, henüz daha Yunanistan’da ki halk oylamasının sonuçları belli olmamıştı. Her ne kadar da bu güne kadar yapılan anketlerde, evet ve hayır tarafları birbirlerine eşit görünse de, resmi sonucun kıl payı hayır çıkacağını düşünüyorum. En azından Atina’da yapılan mitingleri karşılaştırırsak, “Hayır” mitinginin kalabalık olarak çok daha büyük olduğunu söyleyebiliriz. 
Peki, nasıl oldu da Yunanistan buraya geldi bir bakalım. 
İlk söylenmesi gereken konu herhalde, geçtiğimiz hafta ödemesi gereken 1,6 milyar Euro’yu ödeyemeyen Yunanistan’ın teknik olarak zaten iflas etmiş olduğudur… 
Global ekonomi sahnesinde elle tutulur ve gerçekçi bir panik havası var. Ve panik ortamı, krizlerin hep daha da derinleşmesine yol açar… 
Yunanistan’ın yakın geçmişine baktığımızda ise, Yunan ekonomisinin sürekli kontrolsüz bir dalgalanma içinde olduğunun görebiliriz. Öyle ki, daha Euro’ya geçmeden önce de Yunan ekonomisi sürekli bütçe açıkları ile mücadele etmekteydi ve defalarca bu durumu daha fazla nakit basarak atlatmaya çalışmaktaydı. Sonuç olarak 1999’a geldiğimizde Yunanistan Euro para birimine geçememiş, daha sürdürülebilir bir ekonomik yapı oluşturması için 2001’e beklenmişti. 
2001 ile 2007 yılları arasında ise, kısa süreli bir ekonomik büyüme yaşanmış olmasına rağmen ekonomi uzmanları bu büyümenin sürdürülebilir olmadığını söylüyorlardı…
2008 geldiğinde ise, küresel ekonomik krizinin patlak vermesi ile uzmanlar haklı çıkmış, Yunanistan oradan geri dönememişti.
2008’den sonrası ise, kriz bir çığ gibi önünde durulamaz bir hale gelmişti ve zaten oldukça karmaşık bir vergilendirme sistemine sahip ülkede, bir de kronik vergi kaçırma sorunları,  kamu sektörünün, partizanca uygulamalar ile olağanüstü şişirilmesi bir araya gelince Yunan ekonomisi tamamen çöker. 
Bu süreç, ancak İMF, Avrupa Bankası, ve Avrupa Komisyonu’nun bir araya (Troika) gelerek verdiği yeni borçlarla atlatılır. Ama artık işsizlik oranı %30’lara yaklaşmış ülke için, çok geç kalınmıştır. Birinci borcu ikincisi izler ve bu yeni borçların toplam rakamı yaklaşık 170 Milyar Euro’ya gelir ki, bu günlere geliriz ve artık bu borçları ödeyebilecek bir ekonomi yoktur…
Şimdi gelelim olası sonuçların neler getireceğine;
Öncelikle şunu söyleyebiliriz. Sonuç ne olursa olsun, bu referandum, Avrupa Birliği ve Yunanistan ilişkilerini tek başına belirleyecek değildir. Bu bağlamda çıkacak karar ancak, bir sonraki adım için tarafların (Troika, Yunanistan) atacakları yeni adımlar adına ellerini güçlendirecektir. 
Eğer referandumun sonucu yeni ekonomik şartlara “Evet” olursa, büyük ihtimal ile Yunan hükümeti istifa eder Yunanistan ve yeniden seçimlere gider ve yeni uzlaşma görüşmeleri başlar. Tabii ki bu görüşmelerin illa ki olumlu sonuçlanma mecburiyeti de yoktur ama yine de bu görüşmelerden yeni bir borçlanma antlaşması ve yeni ekonomik yaptırımlar da çıkabilir ki bu yaptırımlar arasında kimi sektörlerde %40’lara varan maaş kesintileri öngörülmektedir ki, bu da ekonomik durgunluğu daha da ileri götürebilir.
Referandumdan “Hayır” çıkarsa ise, Yunan hükümetinin süregelen ve tıkanan görüşmelerde eli güçlenir ve taraflar bu yeni durum ile yeniden masaya oturabilir. Yeni görüşmelerden tabii ki yine olumsuz sonuç çıkabilir, hatta Troika tarafı yeni görüşmelere oturmak bile istemeyebilir. O zaman da Yunanistan’ın Avrupa Para Biriminden çıkması en büyük olasılık haline gelir ki. Böyle bir durumda ise, yeni yunan para birimi, hayatına zor bir başlangıç yapar, belki de hızla değer kaybeder, ama en azından Yunanistan, kendi kaderini kendi belirlemiş olur, özgür olur. 
YORUM EKLE

banner608

banner474