banner564

Önce Meclis toparlanmalı

  “İğneyi kendine, çuvaldızı da başkasına batır” diye bir Atasözü vardır...
   Bu ne demek?..
   Birilerine karşı bir kötülük yapacaksan, benzerinin sende ne tür izler bırakacağını düşünmelisin...
   Ve ona göre hareket etmelisin...
   Peki ölyle mi yapıyoruz?..
   Kesinlikle hayır...
   Yeterince araştırma yapmadan, olayları iyice tahlil etmeden, kaynağını sorgulamadan saldırıya geçenler vardır...
   Ama bunu sadece medya değil, siyasiler de yapıyor...
   Özellikle Meclis toplantılarında, BRT’nin de canlı yayın yapmasını fırsat bilerek, kendi kendilerini yerden yere vuruyorlar...
   Sonra, karşı görüşten birisine sıra geliyor...
   Orada hazır bulunmayan, kendisini savunamayacak durumdaki insanları itham altında bırakacak iddialarda bulunuyorlar...
   O kadar ileri gidilebiliyor ki...
   Dürüst insanları vergi kaçakçısı ilan edebiliyorlar...
   Benzerinin kendilerine yapılması durumunda ise hemen isyan ediyorlar...
   “Olur mu hiç böyle şey” diyerek, saldırıya geçiyorlar...
İkisi de olmaz
   Araştırma yapmadan, kaynağına inmeden, belgelere ulaşlmadan birileri hakkında ağır ithamlarda bulunamazsanız...
   Her konuda sağlam olursanız, o zaman iddianızı ortaya koyarsınız...
   Yaptığı iş kalitesiz ise ve bunu kanıtlayıcı belgeleriniz varsa onu ortaya koyma hakkınız vardır...
   Ama siz bunları ortaya koyuyorsunuz diye, zarar gördüğünü iddia ederek size belden aşağı vurmaya kalkışmak insanlık değildir...
   Oto kontrol mekanizması çalışmıyorsa...
   Bu kültürsüzlük ve saldırganlık giderek yayılıyorsa...
   O zaman bu tür davranışları engelleyici önlemler almak zorunda kalırsınız...
   Parlamento, kişilere ve kurumlara saldırma yeri değildir...
   Provakasyon aracı olmamalıdır...
   Ülkeyi kalkındıracak, sosyal hakları geliştirecek, ekonomiyi düzeltecek kararlar alması gereken Meclis’in, basit siyasi çıkarlara alet edilmesi kesinlikle doğru değildir...
   Meclis iyi örnek olursa, medya, sivil toplum örgütleri ve sendikalar da aynı yolu izlemek zorunda kalır...
   Meclis kötü örnek oluyorsa, diğerleri “onlar yapıyor, biz yaparsak ne olur” demeye başlar...
   
 Sağduyu çağrısı
   Gelinen noktada, insanların birbirine düşürülmesi...
   Kişilik haklarına tecavüz...
   Hassas kurumlarımızın yıpratılması...
   Ve diğer benzeri  üzücü tavırlara karşı yeni bir anlayışın gelişmesi şarttır...
   Daha çok siyasi parti kurarak bunu başaramayız...
   Devlet olanaklarını medyanın bir bölümü için seferber ederek de başaramayız...
   Toplum üzerinde doğrudan etkili olan siyaset ve medya gücünün doğru, düzgün bir şekilde kullanılması için ‘mahkumiyet yasaları’ çıkarmak yerine, oto kontrolü nasıl sağlayabileceğimizi tartışmalıyız...
   Önce siyaset kendi kendini sorgulamalıdır...
   Meclis’teki konuşmalar, orada  bulunmayan, yani  savunmasız insanlara yönelik saldırıya dönüşmemelidir...
   Meclis yönetimi bu tür davranışları engellemek için, tüm partilerle ortak bir uzlaşı formülü yaratmalıdır...
   Bunun başarılması halinde, gerek medya, gerekse sivil toplum örgütlerinin bundan sonraki icraatları konusunda iyi bir örnek oluşturulacağı kesindir...
   Görüşlerini, icraatlarını ve düşüncelerini beğenmediğiniz bir insanın özel hayatına saldırmayı marifet olarak görüyor ve bunun cezasız kalacağını bilerek bu anlayışı ülkede egemen kılmaya çalışıyorsanız...
   Gün gelir, size çok acı çektirecek hareketlerde bulunurlar...
   Demokrasi, bir uzlaşı, saygı ve sevgi kültürü olarak algılanırsa, bataktan çıkma şansımız olabilir...
   Aksi halde bu ülkede temiz insan kalmaz...
   Kirlenmenin sonu ise hastalık ve  yok olmaktır...      
YORUM EKLE

banner471

banner474