banner564

Öncelik ‘Grev’ mi ‘Görev’ mi?

Girne-Değirmenlik arasındaki dağ yolunda 29 Kasım sabahı tüm ülkeyi yasa boğan bir trafik kazası yaşandı…
Bu feci kazada, 3 kişi hayatını kaybetti…
Kazanın ardından trafikteki yılların ihmal zinciri tüm çıplaklığı ile gözler önüne serildi…
Herkes bir suçlu arama avına çıktı…
Sendikal Platform öncülüğünde eylem ve grevler başlatıldı…
Hükümetteki 3 bakanın kellesi istendi…
Hükümet bunu kabul etmedi…
Hükümetle sendikalar arasında, yaşanılan acının üzerinden bir kör döğüşü başlatıldı…
Kimse özeleştiri yapmadı…
İki taraf da inadını sürdürdükçe ortaya çıkan tablodan hiç suçu günahı olmayan öğrenciler, grevler nedeniyle hizmetlerin durduğu dairelerde işi olan vatandaşlar etkilenmeye başladı…
Bu mağduriyet maalesef her geçen gün artarak devam ediyor…
Kuzey Kıbrıs’ta siyaset gibi, sendikalara da ‘Güven’ dibe vurdu…
Sorunların çözümünde hep direne direne kazanacağını zanneden sendikacılık anlayışı da ülkedeki köhnemiş siyasi yapı gibi her geçen gün güven kaybediyor... 
Çünkü halk artık, eylemlerin bile siyasi bir hesaplaşma uğruna yapıldığına inanıyor... 
Bu kanının uyanmasına neden olan da sendikacıların hayatın her alanında siyasi bir partinin lideri gibi açıklamalarda bulunmasından kaynaklanıyor... 
Özellikle de öğretmen sendikaları…
Her sorunun çözümünü, öğrencilerin en doğal hakkı olan eğitimi sekteye uğratarak yaptıkları grevde gören öğretmen sendikaları, sadece halkın değil artık kendi üyelerinin ve meslektaşlarının da tepkisini çekiyor…
Bu konuda üyelerinin tamamını kapsayacak bir anket yaparlarsa bunu kendileri de rahatlıkla görebilir…
Sendikanın son yıllardaki tutum ve açıklamalarını benimsemeyen öğretmen sayısının hiç de azımsanmayacak bir rakamda olduğu rahatlıkla gözlemlenebilir…
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Yöneticileri Derneği (KTOEYD) As Başkanı Süleyman Göçer dün bir açıklama yaptı…
Ülkedeki binlerce öğretmen ve öğrenci velisinin hislerine tercüman oldu…
Göçer, toplumsal mutabakatı sağlamak ve eğitim – öğretimdeki kaos durumunun ortadan kaldırılması gerektiğini belirtti.
Süleyman Göçer, “Öğrencilerin ders kayıplarının neredeyse telafisi giderilemeyecek noktaya geldiğini üzülerek görmekte ve bu durum bizi derinden etkilemektedir. Yaklaşan A LEVEL, ICES, Yönlendirme ve YGS-LYS Sınavlarına hazırlanan öğrencilerin bu kaotik durumdan olumsuz etkilendiği gözlemlemekte ve bunun kabul edilir olmadığını düşünmekteyiz” dedi.
Kayıpların bir an önce diyalog ve çözüm yoluyla giderilmesinin acil bir durum arz ettiğine işaret eden Göçer, içinde bulunulan durumun öğretmenler arasındaki çalışma barışını tehlikeye atacak duruma geldiğini kaydetti.
Göçer, hem bakanlığa hem de sendikaya sağduyu çağrısı yaptı…
Kendisini kutlamak ve benzer görüşte olan eğitimcilerin daha fazla ses vermesi temennisinde bulunmak gerekir…
Öncelik ‘Görev’ mi ‘Grev’ mi olmalı sorusu daha çok sorulmalı…
YORUM EKLE

banner471

banner473