banner564

Referandumda Evet ve Hayır Senaryoları

 Referandum öncesi risk iştahındaki azalma ve yayımlanan FED (ABD Merkez Bankası) toplantı tutanaklarında bankanın 4.5 trilyon dolarlık bilançosunu daraltacağı, ayrıca kademeli faiz artışından yana olduklarının beyan edilmesine müteakip olarak gelişmekte olan piyasaların para birimlerinde ve borsalarında düşüşler yaşanmaya başlandı. Keza döviz kurları TL karşısında tekrardan yükselmeye ve yukarı yönlü risk algısı yaratmaya başladı. 10 Yıllık tahvil faizleri 2 baz puan artışla % 11 seviyesine çıktı. Zira yatırımcılar nezdinde paranın değer kaybından oluşan zararın tölere edilebilmesi için faizlerin artırılması gerekli bir araçtır.
   Bazı yerel ve uluslararası yatırım firmalarının analiz uzmanları Türkiye’de 16 Nisan 2017 tarihinde yapılacak olan anayasal referandum sonrasında evet çıkması halinde politik riskin azalabileceğini ve buna ek olarak ekonomiye ilişkin reformların hızlanmasıyla beraber piyasalarda olumlu bir havanın oluşacağı yönünde beyanatlar vermeye başladılar. Zira bu noktada Türk Lirasının değerlenmeye başlaması, hükümetin siyasi istikrarının artmasından dolayı politik riskin azalması, finansal piyasalardaki belirsizlik rüzgarlarının dinmesi, yerli ve yabancı yatırımların önünün açılması gibi hususlarda olumlu öngörüler yapılmaktadır. Referandumdan hayır çıkması senaryosundaki öngörü neticeleri ise biraz daha karamsar bir atmosferde düşünülmektedir. Bunun sebebi ise politik bir çıkmaza girilerek belirsizliklerin hakimiyet sürmesi ve ilerleyen dönemlerde erken seçimin bile gündeme gelecek kadar ileriye giden sonuçlarının piyasalarda yaratacağı güvensizlik, olumsuzluk ve belirsizlikten kaynaklanmaktadır. Üstelik bu tip bir senaryo neticesinde TL’nin değer kaybetmesi, ekonomik reformların durağanlaşması, yatırımların yavaşlamasına müteakip olarak enflasyonun, faizlerin, işsizlik oranının artması ve ekonominin daralması gibi hususlar nezdinde kaygılar yaşanmaktadır.
   Mevcut ekonomik reform çalışmalarına en güncel örnek olarak Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek yastık altı duran altınların ekonomiye kazandırılması amacı ile “altın tahvili” ve “altına dayalı kira sertifikası” olmak üzere iki yeni güvenli yatırım aracını kullanacaklarını açıkladı. Altınların borsaya kotasyonunun sağlanmasına müteakip olarak alım hakkı konusunda TC Merkez Bankasına öncelik verileceği konuşuluyor. Altınla ilgili bu hamlenin piyasalar ve bankacılar tarafından olumlu karşılandığı gözlemlenmektedir. Bu bağlamda Merkez Bankasının altın rezervlerinin artması Amerikan Doları rezervlerine duyarlılığı azaltmasını sağlamakta ve yurt dışından döviz bazlı alınan altın alım ihtiyacını minimize edici bir eylem niteliği taşımaktadır. 
   Sonuç olarak siyasi istikrarın tesis edilmesiyle birlikte mali politikaların üretilmesi ve uygulanmasına daha fazla konsantrasyon olabilmenin önünü açılacaktır. Bölgede devam eden sıcak savaşlar ve terör faaliyetlerinin yarattığı güvenlik endişeleri, batı ülkeleriyle yaşanan gerginliklerin yanı sıra mali vizyonu bulanan istikrarlı bir iktidar daha güçlü bir ekonomiye sahip olmanın önündeki büyük bir engeli kaldıracaktır.
YORUM EKLE

banner471

banner473