banner564

Sandalet meselesi

Biyologlar Genel Sekreteri Sarpten Cumhurbaşkanı Akıncıyı ziyarete “sandalet” ile gidince tartışmalarda beraberinde geldi. Bir kısım “bunun kabul edilemez bir durum” olduğunu söylerken diğer bir kısım ise “görünüşe değil fikre önem verilmesi” gerekliliği üzerinde duruyor.
 Aslında her iki düşünce tarzı da kendi içerisinde haklılık taşıyor. Şöyle ki, Nasıl bir düğüne giderken üstümüze başımıza çeki düzen veriyorsak, devletin resmi makamlarına yapılan ziyaretlerde de üstümüze başımıza bakmak gerekiyor. 
Sonuçta bu makama karşı olan bir saygıdır. O makamda oturanı sever veya sevmezsiniz ama azami saygıyı göstermelisiniz. Günün sonunda incileriniz dökülmez, böyle davrandığınız için.
Gelelim diğer boyuta. Kıbrıs sıcak bir memleket. Sıcaklığı sadece mevsimsel değil beşeri ilişkilerde de geçerli. Devletin en tepesinde gördüğünüz kişiyi akşam düğünde sıra beklerken veya markette yumurta alırken görebilirsiniz. Hal böyle olunca sizinle birlikte sırada duran kişinin de sizin gibi bir insan olduğu fikrine kapılıyorsunuz. Dolasıyla sokakta karşılaştığınızda gerçekleşen muhabbet kabule gittiğiniz zamanda devam ediyor.
“napan, hanım nasıl, baban napar” gibi muhabbetteler dönüyor sonra basın gelince de resmiyet başlıyor.
Hasan Sarpten belli ki sokaktaki tarzı ile Cumhurbaşkanının karşısına geçmiş. Sonuçta Akıncı’yı ile tanışıyorlar ve belli bir samimiyet var aralarında. Hasan’da ayağındaki sandaletlerle geçiyor Cumhurbaşkanın karşısına. Olay bu kadar yani.
Ancak fotoğrafın servis edilmesi ile başlayan tartışmalar kutuplaşma konusunda uzman olan halkımız arasında memnuniyetle karşılanıp hemen kin ve nefret kusmalar başlıyor. 
Kimsenin kimseye en ufak bir hoşgörüsü yok çünkü. Linç edecekler hemen. Konuyu gündeme getiren arkadaşımıza saldırmalar, Sarpten’e bel altı vuruşlar…
Bir sandalet üzerinden bu kadar tartışma yaşanırken acaba toplumun birleşmesi hoşgörünün hakim olması için nedense hiçbir şey yapılmıyor. 

 
Kıbrıs’tan sorumlu Kıbrıslı Bakan 
Seçim Hükümetinin kurulması ile birlikte Kıbrıs işlerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı da belli oldu. MHP’den ihraç edilmesi beklenen merhum Başbuğ Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş.  
Merhum Alparslan Türkeş Kıbrıs doğumlu. Türkeş’in kızı KKTC’de öğretim görevlisi. Turgrul Bey de sık sık KKTC’ye gelip gitmiş birisi. Ada’yı yakından tanıyor. En son UBP kurultayında MHP adına konuşma yapmıştı ve Kıbrıslılığını dile getirmişti.
Şimdi Kıbrıs işlerinden sorumlu başbakan yardımcısı. Bakalım bu kısa süre içinde ne gibi işlere imza atacak? 





MESAJLAR
 
Özdil NAMİ: Rum basını sürekli olarak Türk tarafını karıştıracak yalan yanlış haberler yapıyor. Belli ki bir maksatları var. Bunun önüne geçmek için medyanın doğru bilgi ile beslenmesi gerekiyor. 

Hamza Ersan SANER: Bugün manifesto ile adaylığınızı açıklıyorsunuz ama konu sürekli kabineye geliyor. Bakalım kamuoyuna bu konuda nasıl bir mesaj vereceksiniz. 

Kutlu EVREN:  Boğazköy’de ikamet eden Rifat Kasap, arazisine lağım sularının akıtıldığını ve bu sorunun önüne geçilemediğini ve mağdur olduğunu söylüyor. Bir ilgilenmekte fayda var. 

Serhat AKPINAR: TC Ekonomi Bakanı Zeybekçi’nin yakın korumasının Girne Amerikan mezunu olduğunu biliyor muydunuz? 

Menteş GÜNDÜZ: Pek muhterem kardeşiniz hakkın rahmetine kavuşmuş. Merhuma Allah’tan rahmet geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun. 

Mehmet HARMANCI: Eskişehir ile kardeş şehir oluyormuşsunuz. Eskişehir’de de Lefkoşa gibi deniz yok ama başkan Büyükerşen deniz keyfini vatandaşlarına yaşattı. Sizde benzer bir projeye ilerde imza atar mısınız acaba? 

İsmail ÖZER: Vadili transferde sessiz kaldı diye ilk günden eleştiriler gelmeye başlamış. Bir iki transfer yapında muhalifler görsün sizi. 

Hüseyin TURAN: Görevli olarak gittiğiniz illerde öğrenci kayıtlarında patlama yaşanmış. Demek ki ikna kabiliyetiniz son derece gelişmiş.

Ahmet Melih KARAVELİOĞLU: Geçen gece bir dostunuzun düğününde pistte döktürmüşsünüz. Özellikle de aman adanalım şarkısında pek coşmuşsunuz. 

Ali ÇIRALI: Uçak korkunuzun olduğunu bilmiyorduk. Neyse uçak korkusu KIBTEK korkusundan daha zararsız. 

Sezgin MADENCİOĞLU: Tatilden dönmüşsünüz, bu arada tatil dönüşü biraz kilo almışsınız. Merak etmeyin birkaç güne eski formunuza kavuşursunuz. 

Fuat NAMSOY: Yakın dostunuz İlker Edip ile hafta sonu güzel bir tatil geçirmişsiniz. Atlara da götürdünüz mü İlker Başkanı? 

Vedat ERBAŞ: Bu yıl Fenerin tüm maçlarını izleyebilmek için Saraçoğlu’ndan loca satın almışsınız. Ancak bu kez de gelen misafirlerden ötürü locada yer bulmakta zorlanıyormuşsunuz. 

Murat İPEK: Bazı resmi kurum ve kuruluşlar Zafer bayramında bayrak asmazlarken siz dün işyerinizi bayraklarla donatmışsınız. 

Ahmet KAPTAN: KTAMS’ın yeni binası yarın açılacakmış. Ancak bir çok kişiye davetiyeler ulaşmamış. Bu konuda sıkıntı yaşayabilirsiniz. 

Engin YÜKSEKBAŞ: Önceki akşam muhteşem bir düğün töreni ile dünya evine girdiniz. Son zamanlarda bu kadar göbek atılan bir başka düğün töreni görmemiştik doğrusu. 

Turgay DENİZ: Her eğitim yılı öncesinde olduğu gibi bu yılda fiyatları yarıya indirip Rum tarafından daha ucuz hale getirmişsiniz. Bu konuda bir teşekkürü çoktan hak ettiniz doğrusu. 

Şener ELCİL: Gördüğünüz gibi okul yönetiminde bile azınlık olarak kaldınız. Umarız bu tecrübeden sonra biraz ders çıkarırsınız ve azınlık olmanın ne olduğunu anlarsınız. 

Sami OSMANLI: Doğum gününüz kutlu ve mutlu olsun. Hafta sonu pasta üflemekle geçmiş günleriniz. Sevenleriniz çok olunca pastaların ardı arkası kesilmemiş. 
GÜNÜN SÖZÜ
 “Akıncı’nın seçimi kazanmasından sonra yeni bir süreç başladı. Bu süreçte de izlediğimiz kadarı ve aldığımı bilgiler de ilerlemenin kaydedildiği yönünde… Müzakereler başladı, güven yaratıcı önlemler (GYÖ) ve 6 başlıklı kronik özlü konulara geçildi. Süreç devam ederken de özellikle de adanın Kuzeyinde tedirginlik, Güney’de ise umut gözlemliyoruz. Bunun sebebi de Rum basınında çıkan haberler ve bunula birlikte Rum basınında hiç de iyi niyetli olmayan bazı haberlere bizim siyasilerinde aynı şekilde, yani kötü niyetle yaklaşması ve itibar ederek bunları yayması…”
Muhittin Özsağlam
YORUM EKLE

banner608

banner474