banner564

Savaş kokan dünyada barışı kutlamak!

20 Temmuz Mutlu Barış Harekatını yine büyük bir gururla kutladık. Bu tür kutlamalar daima milli duyguları yeniden yaşamamıza neden olur, bununla beraber dış dünyaya da bir mesajdır ayrıca. 
Bu yıl ağırlıklı olarak barış mesajları verildi
Hep merak etmişimdir, kime neye göre göre barış. 
20 Temmuz 1974 Murtlu Barış Harekatı kutlamalarında barış mesajları! 
Ne garip değil mi? 
Barış ve Özgürlük Bayramından Güneyle, Kuzey arasında sürdürülen müzakerelerde bir barış sağlanması mesajı verildi. 
İlginç bir ironi. 
Törenlerin en etkileyici yanlarından biri de Solo Türk ekibinin ve Türk Yıldızlarının yaptığı gösterilerdi. 
Aşağıda yüzlerce kişi, gözkyüzünde bütün heybeti ile süzülen Türk jetleri  tek kelimeyle mükkemeldi. Biz ve bizim çocuklarımız uçan jetleri görünce mutlu olduk, heyecanlandık ve gururlandık. 
Oysa aynı dakikalarda Gazze’de çocuklar jetlerin seslerini duyduğunda bulabilecekleri en küçük deliğe saklanmak için koşuyorlar. 
Onlar için jetler barışı değil ölümü getiriyor. 
Gazzeli çocuklar hergün ölüyor. 
Sizlerle paylaşmak istediğim bir şiir var söylemek istediklerimin özetidir aslında. 
Hiroşima'da öleli, oluyor bir on yıl kadar. 
Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar. 
Saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu. 
Bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu. 
Benim sizden kendim için ,hiçbir şey istediğim yok. 
Şeker bile yiyemez ki kâğıt gibi yanan çocuk. 
Belki bu şiirdeki ölü çocuklar, Hiroşima’nın çocuklarıydı. 
Ama şimdi şiirlere sığmayacak kadar “büyümeyen” çocuğumuz var…
Dikkat edin, dünyanın her yerinde seçimler yapılıyor. 
Ve seçim meydanlarında ölen çocuklarımızı konuşan kimse yok. “Artık Çocuklar Ölmeyecek’’ diye bir vaad yükselmiyor meydanlardan.
Ellerinde güvercinlerle, bayraklarla, barış diyen adaylar, çocukların büyüyemediği bir dünyada hangi barıştan söz ediyorlar…?
Çocukları öldüren bir sistem, kimin işine gelir, kimi mutlu eder? 
Aslında, alenen ortada duran bir cevabı neden kimse görmek istemez.
Nasıl olacak bilmiyorum... 
Nasıl büyüteceğiz çocuklarımızı...
Beyaz güvercinlerin kanadında kan taşıdığı bir dünyada. 
Aziz Nesin’in dediği gibi
“Öyle bir ölsem, öyle bir ölsem ki çocuklar, size hiç ölüm kalmasa.” 
Şimdi sorarım içine dahil olamaya çalıştığımız uluslarası sistem değil midir dünya çocuklarının ölümüne seyirci kalan? 
YORUM EKLE

banner608

banner473